Ben hiç Üniversite ya da fakülte adına kitap yazmadım, bastırmadım. Pardon, 1951 yılında Yüksek Denizcilik Okulu İngilizceden çevirdiğim "Kaptanlara Radar ve Hiperbolik Seyir Kılavuzu" kitabımı basarken sizin dediğiniz kontrollar yaptıktan sonra kitabımı basmıştı. Sanırım siz bunu söylüyorsunuz. Elbette baskı parasını Üniversite ya da Fakülte ödeyecekse gerekli kontrolları yaptıktan sonra kitabı basar. Benim kitaplarımın baskı prasını ve ya ben ya da sponsorlarım ödediği için böyle kontrollar yapılmadı. Herkes parasını ödedikten sonra kitap basmakta özgürdür. Sağ olsunlar kitaplarımın basılmasında otuzdan fazla sponsor bana yardımda bulunmuştur. Ben de şimdi web sayfamda bu kitaplardan bazılarını down-load yaparak yalnız Allah razı olsun karşılığında denizcilerin, öğrencilerin yararına sundum. Durum böyle bilgilerinize arzederim. Allah yardımcınız olsun. www.refikakdogan.com

Ciddi yayınevleri basacakları kitaplar için o konudaki uzman hakemlerin görüşlerine başvurur. Kabul edilirse basılır. Sizin dediğiniz kitaplar ise, ancak tefrika ve hikaye kitabı olabilir.
Hele Üniversitelerde kitap yazabilmek için gerekli işlemler yapılıp, izin alınır. Her isteyen kitap yazamaz. Kuralları vardır. Bilmem hala anlatamadımsa, asıl gülünç olan sizsiniz. Kıskanılacak bir durum yok. doğru olanı, Dünya'daki geçerli usulleri (etik olanı) anlatmaya çalışıyorum. Yeterli akademik birikimi olmayanların dediklerimi anlamamalarına hiç şaşmıyorum.
Zaten, anlasalardı şaşırırdım.Piyasada İTÜ Denizcilik Fakültesi
öğretim görevlisi sıfatıyla kitap çıkartanların bir kısmı da ayni durumdadır. Üniversitenin izni olmadan, kitap çıkartıp, oraya adınızın yanına o kurumun adını (izinsiz) yazamazsınız. Hala anlamak istemiyorsanız, başka da sözüm yok.

İçinde meslek aşkı olan, öğrendiklerini gençlere, melektaşlarına aktarma heyecanı duyan ve bilgisine güvenen kitap yazar, kaynak bulursa da bastırır. Kitap yayınlarken, makale yazarken denetleme kurullarının ve hakemlerin süzgecinden geçtiğini ilk kez duyuyorum. İyi ki adınızı açıklamamışsınız yoksa gülünç duruma düşerdiniz. Aslında adlarını açıklamayanların yorumlarının fazla bir değeri yoktur. Çok gerilerde kaldığımı sanmıyorum. 40, 50 sene önceki şeyleri de tekrarladığım yok. Uluslararası Bilim dünyasında her gün nefis kitaplar yayınlandığı doğrudur. Bunları kaç kişi elde edebilir ve alabilir. Hele öğrencilerin bu kitaplaraı satın alabildiğini sanmıyorum.Ben ülkem için yayın ve yorum yapmaya çalışıyorum. Yorumunuzda kıskançlık duygularınız açıkça anlaşılıyor. Yapamıyorsunuz ve yapanları da aşağılamak istişyorsunuz. Hadi bakalım siz de bir şeyler yayınlayın da Türk denizciliği yararlansın. Yazanları aşağılamakla elinize bir şey geçmez, ayrıca ayıplanırsınız da. İyiki isminizi açıklamamışsınız! Allah yardımcınız olsun. www.refikakdogan.com

Sayın Akdoğan,
Bilimsel faaliyetler (kitap, makale yazmak gibi) değişik denetleme kurumlarının ve hakemlerin süzgecinden geçtikten sonra basılır. Öyle her isteyen, her aklına gelen pehlivan tefrikası gibi kitap yazarsa, onun adı bilimsellikten nasibini alamaz. Kusura bakmayın, bu konularda siz çok gerilerde kaldınız. 40-50 sene önceki şeyleri ha bire tekrarlıyorsunuz. Bunların kimseye pek bir faydası yok. Şimdi Uluslararası Bilim Dünyasında her gün nefis kitaplar satışa çıkıyor. Bu konuda bir sıkıntı yok, merak etmeyin. Bilim adamları sürekli üretiyor.Kitap yazmak o kadar kolay değil, ciddi iştir.

Sayın gemici yaşamımı tekik etseydiniz böyle konuşmazdınız.Övünmek gibi olmasın 1951'de ilk kitabımı ve 1955 de de mesleğişlmle ilgişli ilk makalemi yayınlamıştım. Yayınlarım halen devam etmektedir. Her komnuya maydonuz olmama gelince, bu konulara, bana mı kaldı, işin mi yok diye düşüneneler kafa yormadığı ve düşüncelerini yazmadığı için onları yazmauya teşvik etmek için yazıyorum. Mesleği hakkında düşüncelerini yazmayayanların mesleğe ihanet etmiş olduklarını düşünüyorum. Karadeniz Ereğlısi'nde gemi sökümü elbette fizibilitesi yapıldıktan ve çevre korunmaya alındıktan sonra yapılabilir. Ben tersaneler kapanınca ora halkına bir ekmek kapısım olur düşüncesiyle gemi söküm işine sıcak baktığımı belirtmiştim. Ülkemizin her kıyısı değerli. Ali Ağa'da gemi söküm işleri yapılıyor ama çevre kirlenmiuyor. Buna karşın nehirlerimiz denizlerimize katran gibi akıyor. Belediyeler hala kanalizeasyon işlerini halledemediğinden denizlerimiz fosseptik çukuruna döndü.Allah selamet versin. www.refikakdogan.com

Sayın Akdoğan,
Her habere illa yorum yazmak mecburiyetinde misiniz ? Başbakanın helikopterle İstanbul üzerinde gezinip, parmağının ucuyla şuraya bu olsun, buraya bu olsun dediği gibi, sizde hiç geri kalmadan gemi söküm yeri Ereğli'ye yakışır diyorsunuz. Bu işler yakıştırmakla olmaz, araştırma ile, analiz ile, fizibilite ile olur.
Saygılarımla.

Gemi söküm işi çevreye zararlıdır.Eğer çevreye duyarlı hale getirmek için tedbir alırsanız bu sefere hurda maliyeti yükselir ve ekonomik olmaktan çıkabilir.İzmit körfezi yıllarca uğraşılmasına rağmen temizleemiyor.Pekçok Çevre Kanunu var ama uygulayan yok.
Aman kalsın istemeyiz.Biz Türk milleti olarak sözünü tutmayan milletiz. Önce tamam çevreye saygılı teknoloji deriz sonra yine işin ucuzuna kaçarız.Gökova termik santralı nedir???????

Kanımca artık gemi inşa sanayinin ticaret denizciliğinden ayrılarak Gemi İnşa Sanayi Odasını kurulması gerekiyor. Gemi inşa sanayi denizcilk değildir. Gemi inşa sanayii bir ağır sanayidir. Böyle deniz ticaret odası ile beraber olursa sorunlarını ilgililere tam anlatmak mümkün olmayabilir. Bence öyle olduğu da görülüyor. Gisbir oda gibi çalışıyor ama bence yeterli olmuyor. Ereğli'ye denizi, çevreyi kirletmemek şartıyla gemi söküm yeri çok yakışır. Allah selamet versin.
www.refikakdogan.com