Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO), İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Sosyal Yardım Vakfı (DEFAV), İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunları Derneği (DEFAMED), Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKAPDER) ve Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği (TKKD) tarafından yapılan basın bildirisi ile sağlıklı bir Türk denizciliğinin yol haritası çizildi.
Türkiye Denizcilik Federasyonu’nun da (TÜRDEF) 20 STK ve 5 onursal üyesi ile destek verdiği açıklamada devletten, armatörlerden ve donatanlardan beklentiler açıklandı.
İTÜ DEFAMED Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Baybora Yıldırım tarafından okunan bildiride Kaptan Bora Ekşi’nin gemi üzerinde görevi başında iken elim bir cinayete kurban gitmiş olmasınınTürk denizciliğini çok yakından ilgilendiren son derece üzücü bir olay olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Böylesine vahim bir olayda şirket, gemi, zabit veya mürettebat ayırımı yapmamız mümkün değildir. Tüm denizcilik camiamızın ciddiye alması gereken son derece vahim bir olay yaşanmıştır. Sevgili kardeşimizin ölümü sektörün personel politikasının acilen gözden geçirilerek gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatmıştır. Bu edenle herkesin Kaptan Bora Ekşi’yi kaybettiğimiz bu çok üzücü olayın bir daha yaşanmaması için gerekli katkıyı ve desteği vermesini bütün denizcilik camiamızdan bekliyoruz” denildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı :
Bu saldırı bir milat olmalıdır
Türk bayrağı taşıyan bir gemide “Gemi Kaptanı”nın gemisinin can ve mal emniyetini koruduğu gibi aynı zamanda diplomatik bir misyona da sahip olduğu belirtilen açıklamada, “Bir gemi kaptanı kendisine emanet edilen gemiyi ve içindekileri korumayı kutsal bir görev olarak kabul eder. Bu nedenle, bir gemide gemi kaptanına, kendi kamarasında öldürmek amaçlı saldırmanın bizler için hiçbir açıklaması yoktur. Türk denizcilik tarihine not düşüp, meslektaşımızın katledilip meslek şehidi olduğu günün milat olarak kabul edilmesini herkesten bekliyoruz” denildi.
Şirketlerin personel politikası değişmelidir
Bu olay, gemilere gönderilen personelin eğitim kalitesinin, ruh ve fiziki sağlığının ciddi manada sorgulanması gerektiğini artık inkâr edilmeyecek biçimde ortaya çıkarmıştır. Denizde uzun süreler çalışan bizler, Türk gemi adamının çalışkanlığını, sadakatini, olaylar karşısındaki yapıcı davranışlarını her zaman görmüş ve takdir etmişizdir.
Ancak günümüzde yaşanan sorunlar, istihdam edilen gemi adamlarının yukarıda dile getirdiğimiz kapsam içerisinde kalitesini tekrar sorgulamamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu konu, ciddi bir platformda tartışma konusu olmalıdır.
Denizcilik camiasında yer alan STK’lar olarak bizler, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, şirketlerin personel politikasında ciddi tedbirler alması gerektiğini ve personel müdürleri başta olmak üzere, şirket yönetimlerinin personel seçimlerinden sorumlu olması gerektiğine inanıyoruz.
Gemi adamı takip bankası kurulmalı
Bu kapsamda denizcilik STK’ları olarak bizler bakanlıkça oluşturulacak gemi adamı takip bankasına ( kişisel veriler hariç, sadece gemi adamının deniz hayatında gemilerden ayrılma sebepleri ve gemi kaptanı/gemi baş mühendisi görüşünün kaydedildiği ) tüm şirket personel müdürlerinin ulaşıp, şirketine alacağı gemi adamının geçmişi ile ilgili bilgiye ulaşabilme olanağının verilmesini özellikle tavsiye ediyoruz.
Gemi bir bütündür
Hiçbir gemi adamı gemide işleyeceği kusurların affedileceği ya da birileri tarafından korunacağı inancı içerisinde olmamalıdır. Şirket yönetimlerinin bu tip güvenceler vermesinin çok vahim sonuçlar doğurduğu artık bilinmelidir. Gemi bir bütündür ve bu bütünün içine sokulan her yanlış, ahengi bozar ve gemi aksamaya başlar.
Eczane ilaç sarf dökümü istenmeli
Daha önce saldırı, yaralama, taciz ve uyuşturucu ile ilgili kaydı olan bir personelin gemiye gönderilmesi kesinlikle önlenmelidir. Personel müdürleri eğer bilerek veya bilmeyerek bu tip personeli gemisinde çalıştırır, referans verir ve gerçeği bildirmez ise muhakkak sorumlu tutulmalı ve personel müdürü olarak çalışması engellenmelidir. Personelin sağlık uygulamasında, kurumsal şirketlerin, örneğin tanker firmalarında talep ettiği sağlık yoklamasına geçilmelidir. Şirket personel müdürleri, kendilerine müracaat eden tüm gemi adamlarından en az 5 yıllık ilaç kullanımı ile ilgili ‘eczane ilaç sarf dökümü’nü ve yine en az 10 senelik adli sicil kayıtlarını istemelidir.
Testler baştan savma olmamalı
Bundan sonra, gemi adamı cüzdanı için müracaat eden bütün personel için psikolojik test ve stres testi uygulaması istenmelidir. Mevcut personel içinse sağlık kontrolü sırasında bu kontrolden geçmesi ve ehliyetine işlenmesi istenmelidir. Tüm gemi adamlarına yönelik iki yılda bir tekrarlanması gereken sağlık kontrollerinin kâğıt üzerinde ve baştan savma yapılmayıp, bizim önerilerimiz doğrultusunda yeniden düzenlenmesini bekliyoruz. Bu nedenle, gemi adamı olan ya da ilk kez gemi adamı olacak tüm personelin psikolojik ve stres testi de dahil sağlık yoklamaları ciddi hizmet veren tam teşekküllü devlet hastaneleri tarafından yapılmalıdır. Şirketlerin sağlık yoklamasının günü dolmadan isteme hakkı saklı tutulmalıdır.
Donatanlar zabitanları zayıflatmamalı
Gemi adamı cüzdanında muhakkak çalıştığı gemileri ve şirketleri gösteren bir sayfa yer almalıdır. Personel müdürleri referans için bütün şirketlere ulaşabilmelidir. Donatanlar gemilerini donatırken, özellikle zabitan kadrolarının güçlü olmasına dikkat etmelidirler. Denizcilik sektörümüze zabit yetiştiren kaynakların sayısının kısa sürede makul seviyeye indirilmesi ve aynı tipte ve yeterlilikte eğitimin verilmesi sağlanmalıdır. Gemi zabitanı eğer birbirini anlarsa, tanırsa aynı eğitimi almışsa, personeline kumanda etmekte her zaman birlikte hareket edecek ve personel de aynı şekilde karşılık verecektir. Bu nedenle, donatanlarımızın zabitan sınıfını zayıflatacak hiçbir uygulama içerisinde olmamaları gerekir.
Üç büyük firma yabancı personele geçti
Bu çok üzücü olay, dünyanın bütün denizlerinde duyulmuş, paylaşılmış ve ne yazık ki denizcilik tarihimize ciddi bir kara leke olarak geçmiştir. Türk gemi adamının itibarının, güvenirliğinin ve sadakatinin tekrar kazanılması için çok çaba sarf edilmesi gerekiyor. Ne yazık ki bu olay Türk donatanını da çok etkilemiş ve Türk personelden kaçışın hızlanmasına da zemin sağlamıştır. Personel politikasının yanlışlığından dolayı, Türkiye’nin 3 büyük firmasının Türk personelden yabancı personele geçmesi hepimiz için bir uyarı niteliğinde olmalıdır.
Bu nedenle umarız sevgili kardeşimiz Bora Kaptan’ın ölümünden çıkartılacak dersler Türk personelinin yeniden itibar kazanması için bir başlangıç olur ve kardeşimizin ölümü hiç olmazsa bu vesile ile hep hatırlanır.
DENİZ HABER AJANSI