Çevre ve Şehircilik Bakanlığı deniz kirliliği ile ilgili tebliğ yayınladı. 2872 sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ 01.01.2022 tarihinden itibaren uygulamaya alındı.
Buna göre, Çevre Kanunu’nun 20.maddesinde yer alan kanuna aykırılık hallerinde uygulanacak yeni idari para cezalarının miktarları %36.2 oranında arttırılırken yaptırımlar denize sızan/bırakılan maddenin içeriği ve geminin tonajına göre sınıflandırıldı.
Uygulanacak yaptırımlar, geminin tüzel bir kişiye ait olması halinde ve 3 sene içerisinde bir geminin kirliliğe sebep olma durumu tekrar ettiğinde çeşitli oranlarda arttırılacak. Kirliliğin oluşması durumunun tespitinin ardından uygulanacak idari para cezasının yanında, ilgili liman başkanlığına Limanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında ceza tarifesinden bağımsız olarak kendi takdir yetkisi altında ve 5,000.000TL’ye kadar para cezası uygulayabilme yetkisi de verildi. Öte yandan, kaptan aleyhine cezai işlemlerin de başlatılabilmesi de mümkün olacak.
CEZA VE MASRAFLAR P&I SİGORTASI TEMİNATI ALTINDA
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Türk P&I Hasar Departmanı Müdür Yardımcısı Av. Elif Kaçar, su aracından bırakılan veya sızan herhangi bir maddeden kaynaklanan sorumluluklar dolayısıyla oluşan idari para cezalarının genel itibarıyla P&I sigortası teminatı altında olduğunu belirterek bu nedenle oluşan zıya, hasar veya bulaşmanın önlenmesi veya azaltılması için alınacak makul önlemler ve kirliliğin temizlenmesi masrafları ile bu durumu engellemeye yönelik makul önlemlere ilişkin masrafların da teminat kapsamında olduğunu söyledi.
Kaçar, sigortalının Türk hukuku mevzuatı ve emredici kurallarına, ahlaki değerlere kamu düzeni veya kişisel haklara aykırı hareketinden kaynaklı talepler, geminin haddinden fazla yüklenmesi, kanuna aykırı balıkçılık, sigortalının veya işletenin şahsi kusuru veya pervasız hareketi ile zararın meydana gelmesi, sigortalı su aracının izin verilmeyen sulara girişi ve deniz trafiği kurallarına uymaması sebebiyle kesilen cezaların teminat dışı olduğunu aktardı.
CEZALAR HEMEN ÖDENMELİ
Böyle bir durumla karşılaşıldığında, geminin tutuklanma riskini ortadan kaldırmak için yapılması gerekenin cezanın hemen ödenmesi veya idareye uygun bir garantinin sunulması olduğunu dile getiren Kaçar, “Uygulamada idare tarafından kabul edilen garanti içeriği değişkenlik gösterdiğinden, garanti içeriğinin ilgili Liman Başkanlığı ile mutabık kalınan metin olduğundan emin olunmalıdır. Kanun, idari yaptırıma itiraz için 30 günlük süre vermektedir, ancak bu itiraz gemiye yaptırım uygulanmasına engel teşkil etmemekte olduğundan, ceza süresi içerisinde derhal ödenmelidir. Cezanın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde ödenmesi halinde, cezanın yalnızca ¾’ü tahsil edilmektedir” dedi.
KİRLİLİK OLUŞMADAN ÖNLEM ALMAK GEREK
Kaçar, denizcilik alanında yayınlanan birçok sirkülerde kirliliğin oluşmasını önlemek için işletmelerin alabileceği önlemlerin sıralandığını belirterek “İşletmelerin uluslararası standartlara, IMO sözleşmelerinde belirlenen kriterlere ve seyir yaptıkları bölgelerin mevzuatına göre tatbik etmekle yükümlü olduğu kurallar ve risk önleyici teknik detaylar kadar personelin uygun eğitimi de hasarları önlemede büyük önem taşır. Alınan tüm tedbirlere rağmen hasarın gerçekleştiği durumlarda ise hasarı minimize etmek için alınacak tedbirler ve deniz kirliliğinin temizlenmesi için alınacak hızlı ve efektif aksiyonlar önem taşır. Çevre Kanunu, kirliliğin giderilmesini teşvik için “Cezai Hükümler” başlıklı 20.maddesinde kirliliğin oluşmasını müteakip gemi veya deniz aracının kendi imkânları ile neden olduğu kirliliği giderdiğinin tespit edilmesi durumunda, idarî para cezası 1/3 oranında uygulanacağı belirtilmektedir. Bu hükmün uygulanması otoritelerin takdir yetkisinde olduğundan, uygulamada yeknesak bir tavır bulunmamaktadır. Ancak, kirliliğin giderildiğinin tespitinin mahkeme kanalıyla yapıldığı durumda, cezaya itiraz süreci için gemi lehine kuvvetli bir delil oluşacaktır.” ifadelerine yer verdi.
DENİZ HABER AJANSI