İstanbul Gedik Üniversitesi ve İMEAK Deniz Ticaret Odası iş birliğiyle "20'nci Kuruluş Yıldönümü'nde Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS) ve Yabancı Gemi Sicilleri" konulu sempozyum gerçekleştirildi.
Deniz hukuku alanında uzman isimlerin katıldığı sempozyumda gemi sicillerinin temelleri, Panama, Malta ve Liberya gibi yabancı gemi sicilleri, TUGS teşkilatı ve hukuksal ilkeler, mali hükümler ve rekabet gücünü artıracak çözüm önerileri masaya yatırıldı.
İstanbul Gedik Üniversitesi İnsan Hakları Uygulama Araştırma Merkezi (İHUAM) Müdürü Prof. Dr. Berin Ergin, 3 ay önce Hukuk Fakültesi'nin açıldığını söyleyerek ilk etkinliklerini düzenlediklerini kaydetti.
Gemi sicilinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ergin, birçok Türk gemisinin başka ülkelerin bayraklarını taşımaları sebebiyle devletin bütçesine girdi olmadığını ve sorunlar yaşandığını dile getirdi.
Bu sorunları çözmek adına TUGS'un çıktığını söyleyen Prof. Dr. Ergin, "Maalesef gemi sahipleri hala yurt dışındaki birçok ülkenin bayrağını taşıyarak ticaretlerini yürütüyorlar. Bunun sebebi de diğer ülkelerde kurulmuş gemi sicilleri, gemi sahiplerine çok daha iyi imkanlar veriyor ve daha az ücret alıyorlar, vergi oranları düşük. O yüzden bu ülkelerle yarışamıyoruz, yarışamamamızın sebeplerini masaya yatırmak, devletin de bu konuda önlem almasını sağlamak, gemi sahiplerini ülkemize çekmek için diğer ülkelere göre daha cazip bir yönetmelik hazırlanmasına katkı sağlamak hedefiyle bu sempozyumu düzenledik. Limanlarımızda yabancı bayraklı birçok gemi var aslında sahipleri Türk işte bu kişileri Türkiye'ye çekmek, yasada birtakım değişiklikleri gerçekleştirmek için bu sempozyumu yaptık" dedi.
"TUGS TÜRK DENİZCİLİĞİNİN GELİŞMESİ İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM"
TUGS'un 20 yıl önce kurulduğunu söyleyen İstanbul Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerim Atamer ise, "TUGS, Türk denizciliği için milat sayılabilecek bir adımdır. Dünya çapında "elverişli bayrak sicilleri" olarak isimlendirilen sicillere kaçış söz konusuydu. Maliyetler düşük olduğu için Türk armatörler Panama, Liberya, Malta gibi sicilleri tercih ediyordu. 20 yıl önce TUGS'u yürürlüğe koyup bu durumun önünü almak istedik. Türkiye'de aynı niteliklerde sicil imkânı sunmak istendi ve büyük başarı sağlandı" diye konuştu.
Türkiye'deki armatörlerin artık yabancı siciller yerine doğrudan Türk bayrağı altında faaliyetlerini yürütebildiğini aktaran Prof. Dr. Atamer, "Bu ülke açısından istihdam, döviz girdisi ve eşit rekabet koşullarının sağlanması demek. Türk denizciliğinin gelişmesi için son derece önemli bir adım niteliğindedir" dedi.
"YENİ GEMİ SİCİLİ YÖNETMELİĞİNE İHTİYAÇ VAR"
TUGS'un eksiklerine de dikkat çeken Prof. Dr. Atamer, "TUGS'u düzenleyen kanun ve yönetmelik mevcut. Tamamlayıcı hususlarda uygulanması gereken bir gemi sicili yönetmeliğine ihtiyacımız var. Şu anda 1957 yılından kalmış olan eski gemi sicili tüzüğüyle idare edilmeye çalışılıyor. Fakat gemi sicili tüzüğünün mutlaka yenilenmesi lazım. Daha çağdaş bir yönetmeliğin kabul edilmesi gerekiyor. Bu adımın Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından atılmasını bekliyoruz" diye konuştu.
YABANCI BAYRAK MALİYET VE REKABET İÇİN TERCİH EDİLİYOR
Mali hükümlerin yumuşatılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Atamer, "Türk armatörler diğer şirketlerle rekabet etmek için yabancı bayrağa geçmek zorunda kalıyor. Böylece maliyetleri düşürüp, rekabet edebiliyorlar. TUGS tamamen maliyetlerin düşürülmesi için oluşturuldu. Atılan adım iyi ve doğru bir adım fakat yeterli değil. Çünkü TUGS'un da tabi olduğu mali yükümlülükler var. Yabancı bayraklarla rekabette bu yükümlülükler ağır o yüzden hala yabancı bayrak tercih ediliyor. Mali hükümlerin yumuşatılmasına ihtiyaç var. Elverişli bayrakların sunduğu avantajların TUGS'ta da geçerli olması lazım" dedi.
DENİZ HABER AJANSI