- GÜNDEM
- SEKTÖRDEN
- TÜRK BOĞAZLARI
- DENİZ KAZALARI
- ENERJİ
- IMO ve AB
- LİMANLAR
- DENİZ KÜLTÜRÜ
- DENİZ SPORLARI
- SERBEST KÜRSÜ
- DENİZ EĞİTİMİ
- DENİZ TURİZMİ
- GEMİ İNŞA SAN.
- BALIKÇILIK
- NAKLİYAT
- DENİZ MAGAZİN
- RÖPORTAJ
- DZKK-SGK
- DENİZHABER.TV
- Kruvaziyer Turizmi
- TEKNE
- GEMİ
- SAHİL GÜVENLİK
- DTO
- GİSBİR
- ido
- İstanbul Lines
- GESTAŞ
- BUDO
- Gemi Mühendisleri Odası
- Kalkavan Denizcilik
- Kaptanoğlu Denizcilik
- Arkas Denizcilik
- Boğaz Turu
- içdaş
- ÇEVRE
- Yılbaşı
- GEMİ ADAMI
- SEABIRD
"TÜRK ARMATÖRLERİN YABANCI PERSONEL ÇALIŞTIRMASI İÇİMİZİ ACITIYOR"
TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası(GEMİMO), 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı hakkında basın açıklaması yayınladı.
01 Temmuz 2018 Pazar 11:00
TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası(GEMİMO), 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı hakkında bir basın açıklaması paylaştı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Son dönemlerde, ülkemizin kanayan yarası olan işsizliğe, “Denizci Mühendisler” de dâhil edilmek isteniyor. TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası olarak bu duruma sessiz kalmamız düşünülemez. Her ne sebeple olursa olsun Türk Armatörlerin Yabancı personel çalıştırması kabul edilemez. Ayrıca altyapı ve uzman akademisyen eksikliği ile plansız bir şekilde açılan okul ve kurslar “Denizcilik Eğitimi” nin kötüleşmesine neden olmaktadır. Bunun sonucunda da işsiz denizci ordusu katbekat artmaktadır. Bu konularda, armatörleri ve devlet otoritelerini üzerlerine düşen görevi yapmaya davet ediyoruz, aksi takdirde yakın gelecekte en büyük zararı Türk denizciliği görecektir.
TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası olarak 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutladığımız bu günde üzülerek görmekteyiz ki, son dönemlerde Türk armatörlerimiz gemilerini yabancı personelle donatmaya başlamıştır. “Yerli ve Milli” kavramlarının devlet politikası haline geldiği günümüzde, Türk armatörlerimizin gemilerini yabancı personelle donatmaya başlaması “Yerli ve Milli” devlet politikamızla ters düşmektedir. Sorunlarının kaynağı olarak belirtilen aşağıdaki hususların çözümü devlet kurumlarının elinde olup, çözümlenmesi beklenmektedir.
1.TUGS’ taki gemilere tanınmış olan vergi muafiyetinin SGK pirimi olarak alınıyor olması.
2.Türk sahipli gemilerin genelde komandit şirket olmaları nedeni ile gemi ile ilgili olaylarda, gemi sahiplerinin direk sorumlu tutulmaları ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun güncel olmaması nedeni ile oluşan boşlukların diğer genel kanunlarla doldurulurken, gemi sahiplerinin ötekileştirilmesi.
3.Yabancı bayraklı, Türk sahipli gemilerde çalışan Türk personelin, sanki Türk gemisinde çalışıyormuş gibi değerlendirilmesi ve buna göre TUGS kapsamında olmadığı için vergi muafiyetinden de yaralanamayacak şekilde muamele görmesi olasılığı ve tehlikesi. Ayrıca böyle bir durumda, geriye dönük karşılanması mümkün olmayan cezaların uygulanabileceği korkusu.
Denizcilikle ilgili devlet politikalarına bakıldığında; hazırlanan 11. Kalkınma Planı için 43 adet komisyon kurulmasına rağmen, denizcilikle ilgili bir tane bile komisyon bulunmamaktadır. İlgililere sorulduğunda, “biz denizciliği inşaat, turizm veya balıkçılık sorunları ile ilgili komisyonlarda görüşürüz” cevabı denizciliğin ne denli önemsizleştirildiğini açıklamaktadır.
Bu konuda bir diğer önemli husus ise hem zabitan hem de tayfa düzeyinde verilen “Denizcilik Eğitimidir”. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ nın 2018 verilerine baktığımızda, ülkemizde 29345 aktif çalışan zabitan, 64165 aktif çalışan tayfa bulunmaktadır. Ayrıca, toplamda 180 bin civarında kayıtlı gemiadamı olduğu bilinmektedir. Bakanlık tarafından yetkilendirilen; YÖK’e bağlı 17 kurum, MEB’ e bağlı 27 kurum ve 28 Özel kurum olmak üzere toplam 72 adet zabit ve tayfa yetiştiren kurum mevcuttur. Bunların sayıları ve kontenjanları her geçen gün artmaktadır. Bu kurumlardan her sene 2400 yeni zabit ve 3300 yeni tayfa bu sayıya eklenmektedir. Ülkemizdeki işsizlik oranları ve mezun sayıları her geçen gün artmakta iken, girilen bu yol, bizlerce sessizce durulup seyredilecek bir konu olmaktan çıkmıştır.
Ayrıca, Türkiye’de denizciliğin gerçeklerinden biri olan staj sorunu, denizci öğrencilerin kariyer planlamalarını daha en başından olumsuz etkilemektedir. Deniz kökenli eğitimcilerin az olduğu eğitim kurumlarında eğitim gören, istediği gemi tipinde staj yapamayan/bulamayan ve kendi kariyer planlamasını yapamayan denizci öğrenciler, mezuniyet sonrası deniz hayatlarında da büyük sorunlar yaşamaktadırlar. Ayrıca, ülkemizdeki eğitim kurumlarında uygulanmakta olan bağıl değerlendirme sistemi ile de öğrencilerin ders başarıları, bilgi düzeylerine göre değil, sınavdaki diğer öğrencilere göre belirlendiği için maalesef öğrencilerin birçok konuda eksik bilgilerle mesleğe atıldıkları gerçeği iş hayatlarında herkesin yüzüne acı bir şekilde vurmaktadır.
Herkes tarafından bilinmektedir ki denizcilik eğitimi alan üç kişiden ancak biri denizde çalışmaya devam etmektedir ve bir denizci mühendisin yetiştirilmesi de günümüz şartlarında büyük maliyetlerle olmaktadır. Ağır maliyetlerle yetiştirilen denizci mühendisler de yabancı şirketlere gitmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum hem beyin göçüne sebep olurken hem de kaynak israfına yol açmaktadır. Plansız bir şekilde açılan denizcilik okulları ülkemize yarardan çok zarar vermektedir.
Ülkemiz üniversitelerinden mezun, denizcilik sektörüne hizmet edecek mühendis gücünün eğitimi ve istihdamı, yeni denizcilik değerlerinin yaratılması, deniz insanlarının iş imkânına sahip olması, ancak tüm sektör paydaşlarının bir araya gelerek yerli ve milli değerlerimiz gözetilerek denizcilik politikalarının yeniden oluşturulması ile mümkün olacaktır.
Sonuç olarak; işsizlik ülkemizin kanayan bir yarası iken, denizcilik eğitimi başta olmak üzere, yukarıda bahsedilen temel sorunların çözümlenmesi ile birlikte, yabancı bayrakta çalışmaya devam eden armatörlerin yabancı personele yönelmek yerine, Türk personel ile yola devam etmesi konusunda üzerlerine düşenleri yapmalarını beklemek her denizcinin hakkı olarak ortaya çıkacaktır. Gerek kanun koyucular gerekse firma yetkililerinin denizciliği milli ülkü olarak benimsemesi ve istihdam sorununun çözümünde ortak hareket etmeleri gerekmektedir. Türk armatörün gemileri, hem kendisine hem de Türkiye vatandaşlarına yabancılaşması durumunda, gelişen teknolojiler, işletme sorunları ve teknik yetersizliklerden dolayı gelecekte gemi işletememe sorunları ile karşı karşıya kalabileceklerini de hatırlatmak isteriz.
Bu kapsamda; “Denizci Millet, Denizci Ülke” parolasını sözde değil özde düstur edinen TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Yönetim Kurulu olarak, Deniz şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize ve denizciliğimizin gelişimine katkı sağlamış tüm şahsiyetleri minnetle yâd ediyoruz.
Türk Denizciliğini hak ettiği yerlere taşımak adına tüm Denizci Mühendisleri, TMMOB GEMİMO örgütlülüğünde görmek dileğiyle milletimizin “1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı”nı kutlarız."
DENİZ HABER AJANSI
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2004 Deniz Haber