Küresel tahıl krizinin çözümüne yardımcı olması amacıyla 22 Temmuz 2022'de Türkiye, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında imzalanan "Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi" belgesi çerçevesinde, Ukrayna'nın Çornomorsk Limanı'ndan Türkiye’ye gelmek üzere hareket eden "Polarnet" isimli 12 bin tonluk mısır yüklü gemi, dün İstanbul Boğazı'nın Karadeniz girişinde demirlemişti. Gemideki denetlemenin sona ermesiyle birlikte gemi İstanbul Boğazı’ndan geçti. Polarnet gemisi, Boğaz'daki yolcuğunun ardından Kocaeli’nin Derince Limanı’na yanaştı.
İçerisinde 12 bin ton mısır bulunan geminin boşaltılması için 400-450 civarı tır kullanılacak. Alınacak numuneliklerin ardından incelemeler yapılacak. İncelemeler sonrasında da mısırlar adreslere ulaştırılacak.
“HİÇ BU KADAR ÖZLEM DUYMAMIŞTIM”
Ukrayna’dan gelip Kocaeli’nin Derince Limanı’na demirleyen 12 bin ton mısır yüklü Polarnet gemisinin kaptanı Ahmet Yücel Alibeyler, işlemlerin ardından açıklamalarda bulundu.
Küresel tahıl krizinin çözümüne yardımcı olması amacıyla 22 Temmuz 2022'de Türkiye, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında imzalanan "Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi" belgesi çerçevesinde, Ukrayna'nın Çornomorsk Limanı'ndan Türkiye'ye gelmek üzere hareket eden "Polarnet" isimli 12 bin tonluk mısır yüklü gemi, dün İstanbul Boğazı'nın Karadeniz girişinde demirlemişti. Gemideki denetlemenin sona ermesiyle birlikte gemi İstanbul Boğazı'ndan geçti. Polarnet gemisi Boğaz'daki yolcuğunun ardından Kocaeli'nin Derince Limanı'na demirledi. Geminin kaptanı Ahmet Yücel Alibeyler, resmi işlemlerin tamamlanmasının ardından basın mensuplarına açıklamalar yaptı.
“HİÇ BU KADAR ÖZLEM DUYMAMIŞTIM”
11 Şubat’tan beri Ukrayna’da bağlı gemi halinde kaldıklarını söyleyen Polarnet gemisi kaptanı Ahmet Yücel Alibeyler, “Uzun zamandır ben de bu anı bekliyordum. 11 Şubat’ta ben 11 bin ton Çornomorsk Limanı’na götürmüştüm. Tahliye süreci 13 gün sürmüştü. 13 gün sonra yükü bitirdim, tahliye ettim ama ne yazık ki bu üzücü olay olan savaş patlak verdi. Dolayısıyla liman askeriye tarafından ablukaya alındı. Giriş çıkışlar deniz trafiğine kapatıldı. Biz de yükümüzü boşaltmış çıkış bekleyen gemiydik. Fakat ne yazık ki çıkamadık. O zamandan beri liman içinde bağlı gemi olarak, boş şekilde bekleme sürecine girdik. Ne zaman çözüm çıkacağını, ne zaman olayların normale döneceğini bekledik. Olay, bizim devletimizin 22 Temmuz’da yapmış olduğu girişimlerle Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Milli Savunma Bakanlığının askeri kuvvetinde, Dış İşleri Bakanlığının irtibat gücünde güzel bir sonuç oluştu. Bir tahıl koridoru çalışması başladı. Ben buna insani koridor da ekliyorum. Çünkü taşınacak yükler gıda endeksli olduğu için insani koridor da oluşuyor. Ben de orada 5 buçuk 6 ay gibi bir süre bulunduğum için, dökme mısır getirdiğim için, bağlantım da Türk limanı ve Türk alıcısı olduğu için bu konuda öncü olduk. Bu da bu sürecin bize bir mükafatı oldu diye düşünüyorum. Dolayısıyla vatanımızı, ülkemizi görmek bana ayrı bir keyif verdi. Uzun senelerdir açık deniz kaptanlığı, uzak yol kaptanlığı yapıyorum ama hiç bu kadar özlem duymamıştım. Bu da ayrı bir anı olarak kalacak” dedi.
“YÜKÜ TAHLİYE ETMEYE BAŞLAYACAĞIZ”
Geminin Ukrayna’dan hareket edip Derince’ye geliş sürecini anlatan Alibeyler, “5 Ağustos’ta Çornomorsk Limanında tahılı yükledim. İstanbul’dan bir koordinasyon merkezinden yönetiliyoruz. Bize de gelen bütün direktifler o yöndeydi. Oranın başında Türk bir amiral var. Onlar bağlı olduğum liman otoritesine ve Ukrayna otoritesine, ‘Hazır olan gemileri koridora alalım’ diye onay verdi. Çornomorsk Limanı’ndan 2 gemi çıktık. Odessa’dan da bir gemi çıktı. 3 gemi için koordinasyon merkezinden belirlenen rota ayakları geldi. Tehlikeli bölgelerden arındırılmış koridorlarda rotamız belirlendi. Dolayısıyla kılavuz kaptan ve kılavuz bot eşliğinde bu 3 gemi yönlendik. Önde kılavuz gemi eşliğinde 3 gemi inmeye başladık. Zaten Romanya sınırlarına doğru yaklaştıkça riskli bölge ortadan kalkıyordu. Sulina Kanalı açıklarından sonra büyük ayaklara geçtik. Oradan da İstanbul Boğazı’na geldim. Ben, 6 Ağustos’ta 21.30’ta demirledim. Demirledikten sonra İstanbul’daki komitenin gemiye ziyaretini ve denetimini beklemeye başladık. Denetimler tamamlandıktan ve temiz raporu verildikten sonra bana boğazı geçiş izni verildi. Ben de boğazı geçerek tahliye limanımız olan Derince Safi Port’a doğru intikal etmeye başladım. Kısa bir süre Marmara’da ikmallerim oldu. Çünkü uzun süredir Ukrayna’da bağlıydık. Geminin yakıt ve su gibi birtakım ikmal ihtiyaçları vardı. Onları tamamladıktan sonra Derince’deki liman yetkilileriyle de sürekli irtibat halindeydik. Pilotaj hizmetini de Safi Port üstlendi. Körfez’de Yelkenkaya açıklarında Safi Port’un pilotu yanımıza geldi. Manevralarımızı yaptık ve çok şükür emniyetli bir şekilde limana bağlandık. Şimdi resmi giriş işlemlerimiz yapıldı. Yükü de tahliye etmek için gerekli adımları attık. Artık limanla irtibat halinde yükü tahliye etmeye başlayacağız” diye konuştu.
“UKRAYNA-RUSYA SAVAŞINI, AĞABEY-KARDEŞ KAVGASINA BENZETİYORUM”
Ukrayna’da kaldığı günlerin ardından tekrar ülkeye dönmenin mutluluğunu yaşadığını da sözlerine ekleyen Alibeyler, “Denizcilik ekstrem bir meslektir. Bunun getirisini götürüsünü iyi biliriz ama meslek hayatımda ilk kez bu kadar keyif aldım. Yavuz Sultan Selim Köprüsü altında tüylerim diken diken oldu. Ukrayna güzel bir ülke. Ukrayna ve Rusya bizim rahat gittiğimiz ülkelerdi. Bizim için hiçbir sıkıntı yoktu. Duyduğumuzda şok olduğumuz bir durumdu. Savaşı, ağabey-kardeş kavgasına benzetiyorum. Empati yaparsak bizim Azerbaycan ile savaşmamız gibi bir şey. Kendi mantığımda öyle görüyorum. Gemi kaptanını en çok mutlu eden şey, bayrağımızı düşürmeden, gemimizi deldirmeden, batırmadan, personelimizin de sağlığını riske atmadan geminin gelmesidir. Ben de o mutluluğu yaşıyorum” dedi.
DENİZ HABER AJANSI