İMEAK Deniz Ticaret Odası Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı'na katılan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, öncelikle Metin Kalkavan’a 16 yıl boyunca sektöre yapmış olduğu katkılardan dolayı teşekkür etti.
Arslan, mecliste olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Denizcilik sektörünün en büyük sivil toplum kuruluşu İMEAK Deniz Ticaret Odası'dır ve DTO yeni kaptanıyla birlikte yola devam edecektir. Söylenenler gibi bakanlık olarak bugüne kadar nasıl hizmet ettiysek aynı şekilde sektöre hizmet edeceğiz. Yeni yönetime ve meclise başarılar. Cengiz Kaptanoğlu’nun bahsettiği gibi 1982 yılında ben mezun oldum. Sektörün içinde bulundum ve hep beraber gelişime tanıklık ettik. O dönemde Ankara’yla birlikte hareket etmek gerçekten bir şanstı. Çünkü bir kişi vardı. O kişi, görüşmeye bile zaman ayıramıyordu. Bu süreçte mesafeler kat ettik.”
"Dünya ticaretinden pay almalıyız"
Arslan, Metin Kalkavan’ın başkan olduğu dönemde bürokrat olduğunu hatırlatarak “Ankara’da o değişen bakış açısını gören bir arkadaşınızım. Sektöre hizmet ederken dostlarla birlikte hizmet ettik. 16 yılda güzel işler yapıldı. Denizcilik sektörü için daha çok düzenleme yapıldı ve yeni düzenlemelerin de yolu açıldı. Bakanlık tarafı olarak bizler ve STK adına sizler, bu ülkeye hizmet edeceğiz. Türkiye deniz ülkesidir. Ancak deniz ülkesi tanımı bir o kadar da sorumluluğu arttırıyor. Bu sorumluluk bilincini sadece ulaştırma türü olarak görmemeliyiz. Çelik sanayisi deniz üstü ve altı kaynakları vs. var. Dünya ticaretinden pay almalıyız. İhtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin yapılması ve uluslararası standartlara eğitimimizi çıkarmalıyız. Deniz ticaret filosunun yükseltilmesini sağlamalıyız. İşbirliğinin nitellikli ve sürekli olması için çalışmalarımızı devam ettirmeliyiz. Bunu sağlayacağız.” dedi.
“Donanmamızın ve deniz ticaretimizin rolü eş değerdir”
Ahmet Arslan, donanmamızın ve deniz ticaretimizin rolünün eş değer olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu; “Çünkü savaşlar ekonomik boyutuyla da yapılıyor. Bakanlık olarak irade ortaya koyarken paydaşlarımızın fikirlerini almamız bizim için yol göstericidir. Aynı zamanda sahadan olanların da fikirleri bizim için çok önemli. Bizim istediğimiz, yaptığımız düzenlemelerle ilgili hızlı bir şekilde bilgi alışverişinde bulunmakla beraber masa etrafında müzakere etmektir. Oturup müzakere etmeliyiz ortak akıl oluşturmalıyız. Türkiye yeniden denizci ülke olma ve politikaların bu yönde düzenlenmesi için hareket etmiştir ve iyi bir noktaya gelmiştir. Daha da gelişecektir. Bakanlık bugün bu kadar teşekkür alıyorsa, bunda sizin de katkınız yadsınamaz. Denizciliğe bu kadar önem verilmesi Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın sektöre yakından ilgi duymasıyla alakalıdır.”
“15 yılda, 354 yasal düzenleme yapıldı”
Arslan, Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber Milli Savunma Bakanı’nın ve Milli Eğitim Bakanınında denizciliği bildikleri ve yakından takip ettiklerini belirtti.
Ayrıca ülkemizde denizciliğin bu denli etkili olmasında, bakanlık olarak karar alınırken sektördeki kişilere danışılmasının etkisi üzerinde duran Arslan, “Denizin ülkemizin üzerindeki etkisini her zaman ön planda tutmaktayız. 15 yılda 354 yasal düzenleme yaptık. Anlık izleme sistemi kurduk. 130 milyon TL yatırım yaptık. Limanlarda tek pencere sistemi oluşturduk. Denizcilerimizin ve vatandaşlarımızın almış oldukları hizmetlerin çoğunun e-devletten verilmesi büyük bir kolaylıktır. Tersaneciliğin geliştirilmesi, deniz ulaşımının teşvik edilmesi için çalışmalar yaptık ve hala devam etmekteyiz. Yapmış olduğumuz teşviklerle 5 bin 762 geminin Türkiye bayrağına geçişini sağladık. Bununla beraber ÖTV’siz yakıt uygulaması önemli bir çalışmaydı. Hem balıkçılık hem ticari yat taşımacılığında önemli bir uygulamaydı. Bu süreçte denizcilik sektörüne 6 milyar 750 milyon Türk lirası toplam yardım yaptık. Beyaz ülke konumumuzu devam ettirmek istiyoruz. 2008’den bu yana tutulma oranı 1/3 indi. Tutulan tekne sayısını 40’tan 14’e indik, 14’üde yüksek buluyoruz." diye konuştu.
Hamza AKTAY / DENİZ HABER AJANSI