İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, İstanbul Marriott Hotel Asia’da düzenlenen Akdeniz Denizcilik Zirvesi’nin açılışında konuştu.
Kıran, yaptığı konuşmada Kovid-19 salgınının dünya tedarik zincirindeki değişiklikleri hızlandırdığını, şirketlerin güçlü tedarik zincirleri oluşturmak için çeşitlendirme ve bölgeselleşme stratejilerini öne çıkardığını kaydetti.
Yeni dönemin Akdeniz’de üretim ve lojistik yönünden daha sıkı iş birliğine vesile olmasının beklendiğini belirten Kıran, “Tedarik zincirinde Çin’den doğacak boşluğu Türkiye olarak güçlü sektörlerimizde doldurmaya, güçlü bir tedarik merkezi olmaya kuvvetli bir aday olduğumuzu belirtmek isterim” dedi.
Etkilerini günlük yaşantımızda artarak hissettiğimiz iklim değişikliği tehdidinin dünyanın karşılaştığı ciddi riskler sıralamasında en başta yerini aldığını kaydeden Tamer Kıran, bu tehdidin küresel ekonomi politikalarını, uluslararası ticaretin kurallarını ve ürün standartlarını da hızla değiştireceğine dikkat çekti.
Avrupa Komisyonu tarafından 2019 yılında duyurulan Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında 2050 yılında Avrupa’nın iklim nötr ilk kıta yapılmasının hedeflendiğini belirten Kıran, bu hedef dahilinde denizcilik faaliyetlerini de kapsayan ulaşım sektöründen kaynaklanan emisyonların önemli oranda azaltılmasının amaçlandığını hatırlattı.
Ülkemizin de taraf olduğu Barcelona Sözleşmesi çerçevesinde Akdeniz deniz çevresinin korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için kıyıdaş ülkeler arasında iş birliği çalışmaları yürütüldüğünü kaydeden Tamer Kıran, şunları söyledi:
“Bu kapsamda, Mart 2024’e kadar Akdeniz’in SECA ilan edilerek yürürlüğe girmesine yönelik bir yol haritası belirlenmiştir. Akdeniz için Bölgesel Acil Müdahale Merkezi (REMPEC) tarafından gemilerin düşük kükürtlü yakıt kullanımına yönelik yapılan çalışmaların denizcilik sektörümüze etkileri, gemilerin yakıta uyumu, yakıt tedarik imkanları, Akdeniz'de SECA’nın bölgemize ve sektörümüze etkilerini içeren teknik konularda çalışmalar gerçekleştirilmektedir. İlgili Bakanlıklarca da bahse konu hususlarda uluslararası düzeyde girişimlerde bulunulmaktadır.”
Akdeniz’in SECA alanı ilan edilerek yürürlüğe girmesi sürecinde Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nde deniz ticareti ve uluslararası alanda rekabeti idame edebilmesi, öne geçebilmesi ve sürdürülebilir temiz bir çevreye katkı sunabilmesi için; bu durumun gereklerini kesintisiz yerine getirebilecek teknik ve lojistik altyapıya sahip olması ihtiyacı bulunduğunu belirten TamerKıran, “Bu durumda, uluslararası toplumun, özellikle Avrupa Birliği’nin çevre hassasiyetine Türkiye’nin de gerekli duyarlılığı gösterdiğini vurgulamak açısından ve ayrıca kültürel ve ekonomik kriterler yanında gemi kazaları ve çevre kirliliği riski sebebiyle, uzun kıyı şeridimizin bulunduğu Akdeniz, Ege, Türk Boğazları ve Marmara Denizi ile Karadeniz’in bir bütün halinde Baltık Denizi gibi Kükürt Emisyon Kontrol Alanı (SECA) uygulamalarına tabi olmasının uygun olabileceği değerlendirilmektedir” diye konuştu.
Zirveye yurtiçi ve yurtdışından denizcilik sektörü temsilcileri katıldı.
DENİZ HABER AJANSI