Ömürleri yaklaşık bir yıl olan ve tüm denizlerinde bulunan pusula denizanasının Akdeniz ve Ege Denizi’nde, 2000’li yıllardan itibaren de Marmara Denizi’nde yaygın olarak görüldüğü kaydedildi.
Konuya ilişkin Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’ndan yapılan açıklamada, genellikle temmuz- eylül ayları arasında görülen pusula denizanası yakınmasına ilişkin son 2-3 gündür Akdeniz kıyılarından ihbarlar geldiği kaydedildi. Açıklamada, Antalya Körfezi’nde tespit edilen pusula denizanası ile ilgili türün tespitinde rol oynayan karakteristik özellikler şöyle sıralandı:
"Şemsiyesi (Diski) 30-50 santimetre çapındadır. Kahverengi, sarı, kırmızı tonlarda olabilir. Şemsiyesi etrafında ’V’ şeklinde kırmızımsı, kahverengi şeritler bulunur. 24 uzun tentakül ve 4 ağız lobuna sahiptir. Diğer zehirli denizanası türleri gibi insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri olabilir. Canlının vücutta temas ettiği yerde ciltte ağrı, kaşıntı, kızarıklık, yanma, hafif şişlik, kamçı izine benzeyen lekeler ve yüzeysel yaralar benzeri yakınmalar gelişebilir. Artan deniz suyu sıcaklıklarıyla denizanası artışının ilerleyen günlerde daha da artması olasıdır."
’HAYATI TEHDİT EDEBİLİR’
Bu türle temas edildiğinde uzantılarındaki yakıcı kapsüllerin deriye nüfus etmesiyle şikayetlerin başladığı belirtilen açıklamada, "Küçük çocuklar, yaşlılar, kol, bacak, gövde, yüzün daha geniş bir alanın etkilendiği yaralanmalarda belirti ve bulgular daha şiddetli görülebilir. Ayrıca nadir olarak alerjiye yatkın bireylerde daha ciddi seyrederek ve hayatı tehdit edebilir. Sıkça karşılaşılan klinik yakınma ve bulgular ciltte kızarıklık, kaşıntı, ağrı, yanma ve sıcak suyla haşlanmaya benzer su toplaması benzeri lezyonlardır. İlave olarak baş dönmesi, bulantı, kusma, düşük tansiyon, çarpıntı, nefes darlığı gibi daha şiddetli bulgularla da ortaya çıkabilir" denildi.
’ÖLÜSÜNE BİLE DOKUNMAYIN’
Yakınmaların temastan sonra ilk 1-10 dakika içinde başlayıp birkaç gün sürebildiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"Yüzücülerin, dalgıçların, amatör veya profesyonel balıkçıların, cankurtaranların dikkatli olmaları ve denizanasıyla temastan kesinlikle kaçınmaları gerekir. Denizanalarının yakıcı kapsüllerinin zararlı etkisi, kıyılara vurmuş ölü dahi olsa 48 saat sürebilir. Bu nedenle özellikle küçük çocukların oyun için dahi elle temas etmemeleri, temas etmişlerse, ellerini vücutlarına ve gözlerine sürmemeleri gerekir. Deride çıplak elle kaşıma ve ovuşturmak denizanasından daha çok sayıda yakıcı kapsülün patlamasına yanma, kızarıklık, kaşıntı gibi yakınmalarının artmasına yol açacaktır. Tatlı su ile yıkanmak daha çok kapsülü açığa çıkarak deriye nüfus etmesine neden olacağından, çeşme suyu, tatlı su, buzlu su, duş ile yıkanmaktan kaçınılmalıdır. Özellikle temas eden bölgenin önce deniz suyu ile ardından 15 dakikaya yakın süreyle bolca sirke ile yıkanması tavsiye edilir. Kalan yakıcı kapsüllerin tıraş köpüğü yardımıyla ciltten sıyrılarak uzaklaştırılması gerekmektedir."
DENİZ HABER AJANSI