Karadeniz, Akdeniz ve Mücavir Atlantik Bölgesinde Yaşayan Deniz Memeli Türlerinin Korunması Anlaşması 7. Taraflar Toplantısı (ACCOBAMS MoP-7) İstanbul'da başladı.
Üç yılda bir yapılan toplantıda, anlaşmaya taraf ülkelerce Akdeniz ve Karadeniz'de balina ve yunusların korunmasına yönelik çalışmalar ve kapsamlı işbirliği konuları ele alındı.
Ayrıca balina ve yunuslar üzerinde baskı oluşturan ve yaşamlarını olumsuz etkileyen, deniz çöpleri, plastikler, su altı kirliliği, tesadüfi ağa yakalanma gibi konular da toplantıda gündeme geldi.
Akdeniz ve Karadeniz'de tüm ACCOBAMS Bölgesi ülkelerinden balina ve yunusların izlenmesini iyileştirmek için onlarca ortak kuruluş ve uzmanın katılımıyla oluşan ACCOBAMS Araştırma Girişimi (ASI) tarafından yürütülen projeye ilişkin de toplantıda katılımcılara bilgi verildi.
Akdeniz ve Karadeniz ülkeleri, bu iddialı bilimsel çalışma için ACCOBAMS Daimi Sekreteryası ve Karadeniz'de AB destekli CeNoBS Projesi sayesinde ACCOBAMS'ın koordinasyonunda ilk defa birlikte çalıştı.
Bu projeyle iklim değişikliğinin ve insan faaliyetlerinin denizlerdeki belirsiz etkileri bağlamında tüm Akdeniz ülkeleri ile iş birliği halinde, bölgesel ölçekte balina ve yunus popülasyon durumunun belirlenmesi amaçlandı.
PROJEYE 100 BİLİM İNSANI KATILDI
Akdeniz ve Karadeniz'de yürütülen büyük ölçekli araştırma kapsamında 11 binden fazla balina ve yunus uçakla gözlemlendi.
20 Akdeniz ülkesinden 100'den fazla bilim insanının gözlem yaptığı projede, 10 uçak ve 6 gemi kullanıldı.
Araştırma için 70 bin kilometre ve 800 saat uçuş gerçekleştirildi. Balinanın Şarkısı adlı gemi ile 22 bin kilometre gidilerek araştırma yapıldı. Çalışmalara 30'dan fazla organizasyon dahil oldu.
ASI, 2018 ve 2019 yıllarında balinalar, yunuslar ve diğer büyük deniz türleri, deniz çöpleri ve su altı gürültü kirliliği hakkında eşi görülmemiş miktarda veri topladı.
Önemli deniz canlıları gruplarından biri olan deniz memelilerinden 11 tür Türkiye denizlerinde yaşıyor. Akdeniz'de düzenli veya ara sıra Akdeniz'e giren 21 tane deniz memeli türü yaşamasına karşın, Karadeniz'de ise sadece 3 tanesi yaşıyor.
"YUNUS VE BALİNALAR İÇİN STRATEJİ EYLEM PLANI BELİRLENECEK"
Toplantıya ve araştırmaya ilişkin bilgi veren Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma Daire Başkanı Fahrettin Ulu, ACCOBAMS'ın 1996 yılında yürürlüğe girdiğini, Türkiye'nin bu sözleşmeye 2017 yılında TBMM'de kabul edilen bir kanun ile taraf olduğunu, 1 Şubat 2018 tarihinden itibaren de sözleşmenin yürürlükte olduğunu söyledi.
Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen bu toplantıya mücavir Atlantik ile Akdeniz ve Karadeniz'deki 24 taraf ülkenin katıldığını anlatan Ulu, "Bu toplantıda balina ve yunus türlerinin korunması, beslenme ve habitatlarına yönelik çalışmaların geliştirilmesi amaçlanmıştır. Toplantıda yunus ve balina türlerinin korunmasına yönelik stratejiler geliştirilecek, bunlarla ilgili gerekli diğer bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla iş birliğine gidilecek." dedi.
Ulu, Türkiye'nin ACCOBAMS'ın dönem başkanlığını 2019-2022 yılları arasında gerçekleştireceğini anlatarak, "Türkiye bu dönemde, taraf ülkelerin kurum ve kuruluşlarıyla iş birliği içine girecek. Taraf ülkelerin sayısını attırmak, sözleşmenin tanınırlığı konusunda da iş birliği yapmak önemli." diye konuştu.
Bilim adamlarınca yürütülen araştırmaya da değinen Ulu, yunus ve balina türlerinin korunmasına yönelik bir strateji eylem planı belirleneceğini sözlerine ekledi.
"YUNUS VE BALİNALARDAN DAHA ÇOK ÇÖP OLDUĞUNU TESPİT ETTİK"
ACCOBAMS Bilim Komitesi Başkan Yardımcısı ve İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ayaka Amaha Öztürk de 10 yıl önce başladıkları projenin amacının Akdeniz ve Karadeniz'deki yunus ve balinaları saymak olduğunu söyledi.
İnsanların denizlerdeki avcılığa ve kirliliğe etkisini anlamaya çalışırken, orada ne türde ne kadar canlı olduğunun bilinmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, "Bu araştırmaya çok ihtiyaç vardı. En sonunda ACCOBAMS’ın desteğiyle bütçe çıktı. Geçen yıl Akdeniz’de bu yıl da Karadeniz'de gemi ile araştırma yapıldı. Bazı noktalarda çeşitli nedenlerle araştırma yapamasak da büyük bir bölümde bu çalışmayı gerçekleştirdik. Projede 10 uçak kullanıldı, 100'den fazla araştırmacı katıldı." bilgisini verdi.
Bu araştırmanın sonuçlarının analiz aşamasında olduğunu ifade eden Öztürk, "Bu araştırmada yunus ve balinaların yanı sıra büyük balıkları, deniz analarını da gördük ama yunus ve balinalardan daha çok çöp olduğunu tespit ettik. Bu da üzücü bir haber." diye konuştu.
Türkiye'nin yunus ve balina araştırmaları konusunda yeni olduğunu dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:
"Yunuslar balık ağlarına takılıyor ve sonra da öldürülüyor. Bu durumu Karedeniz'de çok görüyoruz. Bilgi eksikliği çok fazlaydı. Bu nedenle bu araştırmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Yaptığımız araştırmanın analizleri devam ediyor. Karadeniz çalışmamızı bir ay önce bitirdik. 70 bin kilometreden fazla uçtuk Karadeniz’de. 1700'den fazla gözlem oldu. Demek ki Karadeniz'de de yunuslar var ama ne boyutta yavaş yavaş anlamaya başladık. Balıkçılar hep şöyle diyor; 'Yunuslar çoğaldı, balıkları yiyor'. Fakat şöyle bir şey de var, Karadeniz'e kıyı bütün ülkelerde 1983'e kadar çok yoğun yunus avcılığı vardı. Bu nedenle yunus popülasyonu düştü. Yunuslar tekrar eski popülasyonuna dönmeye çalışıyor ama bu kolay değil çünkü yılda bir kez yavruluyorlar. İnsanların avcılığı yoğunlaştığı için yunusların etkinliğini göremiyorsunuz."
DENİZ HABER AJANSI