Alman tersaneleri büyük zarara uğradı
Almanya'da tersanelerini iflastan kurtaramayan olaylar zinciri basına "14 yıllık skandal" olarak geçti.
Bremer Vulkan skandalının kilit bir ismi Dr. Friedrich Hennemann'dı ve ülkedeki tersaneleri birleştirerek dünya pazarlarından büyük siparişleri alabileceği tasarısıyla ortaya çıkmıştı. Fakat 1996'da bu hayaller skandala dönüşmeye başladı. 14 yıl süren yasal kovuşturma büyük maliyetler arasında bu yıl terk edildi. Dr. Hennemann'ın görüşü 1990 yılına kadar gidiyordu ve Alman tersanelerinin artacak olan gemi inşa taleplerine ve diğer okyanus araştırmalarına cevap verecek şekilde çok sipariş alacağını, bu nedenle tersanelere finansal destek yapılmasını içeriyordu. Gerçekten tersanelere gelen gemi inşa siparişleri hızla tırmandı. Fakat Polonya, Güney Kore, Japonya ve Çin tersanelerinin rekabetçi maliyetleri karşısında Alman tersaneleri pahalı kaldılar. Bu durum Almanya'da gemi inşa sanayiinin bir anlamda çöküşünü, hatta iflasını hazırladı.
Dr.Friedrich Hennemann artık 73 yaşındadır. Basında yer alan haberlere göre bir zamanlar Alman gemi inşa sanayiinin en güçlü adamıydı. Şimdi adı, Almanya'nın en büyük skandalındaki davada ilk sırada yer almakta. Mahkemenin 2001 yılında verdiği ve geçerli bir mahkûmiyet için yeterli delil bulunamadığı belirtilerek davayı kapatmasını Almanya'nın en yüksek mahkemesi Bundesgerichtshof bozmuştur. 14 yıllık dava yeniden açılmıştır. Bunca geçen yıl nedeniyle belgelere ve gerçeklere ulaşmak son derece maliyetli ve zor olacaktır. Hukukun gerçeği bulma mücadelesi için astronomik harcama yapılacağı ileri sürülmektedir. Bu harcamayı Dr. Hennemann en yüksek rütbeli bir üye olması ve Avrupa'da en güçlü gemi inşa tersanecilerinden biri olması nedeniyle Bremen eyalet hükümeti kendi bütçesinden karşılayacaktır. Dr. Hennemann ve diğer kurul üyeleri kamu fonlarını Doğu Almanya'da Vulkan grup tersanelerin modernizasyonuna değil, kendi gruplarının nakit yönetimi şirketine kanalize ederek 854 milyon Alman Markı'nı heba etmekle suçlanmaktalar. 1980'de Bremen eyalet hükümeti AG Weser Tersanesi'ni kapatırken dahi gülümsemeyi sürdürüyordu. Diğer taraftan rakibi Bremer Vulkan Tersanesi diğer Alman tersaneleri gibi zarardaydı.
1986'da, eyalet hükümeti daha iyi verim elde etmek için mevcut tersaneleri birleştiren bir programı geliştirdi ve tersaneleri gemi inşa sanayi alanı dışındaki sahalarda da üretim yapmaya yönlendirdi. Bu tasarımın sahibi Bremen eyalet hükümetinin ekonomi departmanının en önemli ismi, 1987'den beri Bremer Vulkan'ın icradan sorumlu başkanı Dr. Hennemann'dı. Vulkan'ın modernize edilmesi için sağlanan kredilerin kaynağı Bremen eyalet hükümetiydi. Vulkan tarafından satın alınan küçük tersanelerin sahipleri ise alıcı bulmuş olmalarından dolayı memnundular. Vulkan Grubu, Bremen and Bremerhaven tersanelerini ardından Lübeck'teki Flender Werft tersanesini ve hatta SAM Electronics'i satın aldı.
Dr.Hennemann artık milyarlarca marklık yatırımların başındaki kişiydi. Ünü Bremen'i aştı ve hatta Bonn'dan ve Brüksel'den devlet fonları için müsaadeler sağladı. Bremer Vulkan 1987'de çok ön sıralarda bir isim olan Karl-Heinz Sager'in kurduğu Senator Line'a hayli destek sağladı. Senator Line Hanjin tarafından satın alındı ve 2009'da tarihe karıştı. Oysa başlangıçtaki fikir küçük kapasiteli konteyner gemilerinin sahibi Alman armatörlerine pazar yaratmak ve dolaylı olarak bu tonajlarda Alman tersanelerine gemi siparişi verilmesi için bir kapı açmaktı.
Bütün tersaneleri alıyorlar
Dr. Hennemann dizel gemi makinelerinin ünlü markası "New Sulzer Diesel"i (Şimdiki adı Wartsila), tüm faaliyet alanlarındaki şirketleriyle beraber gruba kattı. Sonradan bunların çoğunun finansal açıdan çok ciddi boyutlarda sorunlu oldukları ve yeniden yapılandırmaya muhtaç olmalarına rağmen neden satın alındığı hakkında suçlamalarla karşılaşacaktı. Dr. Hennemann'in temel planı bu şirketleri bir araya getirmek ve böylece ihtiyaç duyulan nakit kaynağını yaratmaktı. 1989'da Berlin Duvarı'nın ve Demir Perde'nin yıkılmasından sonra, Doğu Alman tersaneleri özellikle çekici görünüyordu. Birleşmiş bir Almanya'da yeni hükümet tesislerin modernizasyonu için milyarlarca marklık bütçeler hazırlamıştı ve bu kredilerden yararlanmak için politikacılarla çok yakın ilişkiler içerisindeydi.
Bremer Vulkan Tersanesi'nin devredilmesine karşı çıkan Hristiyan Demokrat ve Mecklenburg-Vorpommern Başbakanı olan Alfred Gomolka'nın ihraç edilmesine destek sağladı. Bu zıtlaşmayı birçok Batı Almanya tersanesine talip olmak suretiyle Dr. Hennemann kazandı. Böylece Volkswerft Stralsund ve MTW Schiffswerft Wismar tersaneleri de Vulkan Grubu'na katıldı. Vulkan Grubu'nun 1994 yılı sonu cirosu 6 milyar Alman Markı'ydı ve yüzde 43'ü gemi inşadan, yüzde 30'u elektronikten, yüzde 16'sı mühendislik hizmetlerinden geliyordu. Grup şirketlerinde 22.500 kişi çalışıyordu ve 11.700 kişi tersane işçisiydi. Dr. Hennemann hep 1990'dan sonra dünya pazarlarında hızlanarak artacak hareketi ve bu hareketi karşılamak için doğacak gemi inşa talebini yayıyordu. O zaman yeni teknolojiler doğacak ve yeni teknoloji sahaları açılacaktı. Haliyle fiyatlar yukarı fırlayacak, navlunlar tavan yapacak ve armatörler tersanelerde gemi inşa ettirmek için sıraya gireceklerdi. Dr. Hennemann'ın dedikleri oldu. Fakat onun beklentilerinin aksine talepler hep başka ülkelere aktı. Siparişlerin birçoğundan zarar edilmekteydi.
Dr. Hennemann'ın hayal peşindeki tasarıları şimdi tüm çıplaklığıyla geri dönmüştü. 1995'te 300 milyon Alman Markı tutarındaki finansal açık sekiz ay sonra iflası getirdi. 1 Mayıs 1996 tarihinde Bremer Vulkan Tersanesi iflas etmiş ve fonlardan sağlanan para da yok olmuştu. Oysa bu fon Batı Almanya'da güç durumdaki Vulkan grup üyelerinin mali açıdan desteklemesi için kullanılmıştır. Dr. Hennemann 1996 yaz aylarında tutuklandıysa da altı hafta sonra kefaletle serbest bırakıldı. Gemi inşa tersaneleri sırasıyla Aker'e ve Danimarkalı AP Moller-Maersk'e satıldı. Bu tersaneler halen Hegemann Grubu ile Vitaly Yusufow'a ait Nordic Tersanesi kontrolündedir. Neptun Tersanesi de Meyer Werft tarafından satın alınmıştır. Ana şirket Bremer Vulkan tersanesi kurtarılamadı. Vulkan krizinden Berlin hükümeti çok ağır dersler çıkardı denilmekte. Hatta Alman tersanelerinin yabancılara satılmasını önlemek için sınırsız milyar euroları sarf etmemeyi de öğrenmiş bulunmakta. Hamburg'da Blohm&Voss gibi dev bir tersane grubunun Abu Dhabi Mar'a geçmesi bir skandal olarak görülmemekte ve kimse artık hükümeti şirketleri yabancılara satmaya kalktığında engellemeye çalışmamakta. Stralsunder Volkswerft Tersanesi girişine işçiler bir ara "Wir Wollen Unsere Milionen Zuruck!" yazmışlardı. "Milyonlarımızı geri istiyoruz" diyorlardı.
Kaynak: Osman Öndeş-Referans