İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı, koronavirüs tedbirleri kapsamında video konferans yöntemi gerçekleştirildi.
İMEAK DTO’nun YouTube kanalından canlı olarak yayınlanan toplantıda söz alan İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Arif Ertik, sualtı inşaat sektörü battığına dikkat çekti.
Ertik, “Benim sektörümdeki şirketler teker teker gemilerini hurdaya verip satıp denizcilikten çekilmeye başladılar. Geçtiğimiz ay, Aret abi, 62-63 yıllık şirketini, biriktirdiği tüm eşyalarını hurdaya vererek 20 parçalı deniz vasıtasını piyasaya çıkartarak bu işten bir parça çekilmeye döndü. Bunun arkasında bizlerde varız. Bizler de yapmak zorundayız. Bizler de bu yola gireceğiz. Başka çaremiz kalmadı. Konu şuradan kaynaklanıyor. Pendik’teki barınaktan şu anda son tebligatlarımızı aldık. Oradan vasıtalarımızı, Tuzla Liman Başkanı’nın uygulamasıyla- Ankara’dan gelen talimatla-bizim barınacak yerimiz kalmadı. Halbuki, İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclisi’nde Suat Hayri Aka Bey, müsteşarken bizim Pendik kayalıklarında durmamıza ve bundan sonra ceza yazılmayacağına dair söz vermişti” dedi.
“SEKÖRÜ CANLANDIRDIK”
Sualtı inşaat sektörünün tersanelerle birlikte Haliç’ten 1970’li yıllarda taşındığına vurgu yapan Ertik, “Bir parça tarihini anlatmam lazım size. Bizim bu tersanelerimiz, eskiden Haliç’te iken, 1970’lerin sonlarında Tuzla’ya taşınmaya başladı. Bizim sektörümüzün ekipmanları da Haliç’te sağda solda duruyorlardı. Haliç geniş olduğu için bir sorun yoktu. Biz de Haliç’ten Tuzla’ya tersanelerle birlikte geldik. Tersaneler inşa edilirken tersanelerin kızaklarını, rampalarını, rıhtımlarını hepsini benim sektörüm yaptı. O zaman bize el açılıyordu. Tersane sahipleri, ‘Gelin bizim tersanemizin önünde durun’ diyorlardı. Çünkü, bunun amacı, bizim sektörümüz, inşa edilen tersanelerin önünde olduğu zaman o dönemde güvenlik sağlıyorduk. Ondan sonra biz, Pendik’e geçtik. Pendik’teki rıhtımda bu sektörü canlandırdık. Tüm Türkiye’deki limanların, inşaatların, sualtı kablolarının, boru hatlarının hizmetini biz verdik. Ve o dönemde bu şekilde büyüyen şirketlerim oldu benim sektörümde” ifadelerini kullandı.
“BİZİM SEKTÖR DENİZE ATILIYOR”
Ertik, “2005 senesinde denildi ki, “Çıkın buradan, biz burayı marina yağacağız”. Nereye gideceğiz? “Bunlar gitmez, hayatta kalkamaz”, dediler. O zaman valilik izni ile karşı sahile geldik. 2005’ten bu yana 15 sene geçti. Şimdi bugün, biz Pendik’ten atılıyoruz. Bizim sektörümüze, Türkiye’de herhangi bir yer gösterilmemiş olması, Türkiye’nin menfaatlerine aykırıdır. Bir sektörü komple yok ediyorsunuz. Bizler, bu işten geçiniyoruz. Çoluk çocuğumuzu ve çalışan personellerimizin ailelerini geçindiriyoruz. Buna, göz göre göre sessiz kalıyoruz. Her yer marina oldu. Bir marina sevdası var. Marina yapılması için bölgeler rezerve ediliyor. Ben marinalara karşı değilim ama bizim sektörü çiğneyerek boş duran yerler rezerve ediliyor. Balıkçı barınağı adı altında yapılan yerlerde ikinci kalite marina olarak işliyorlar. Beylik’teki tekneler, 1970 senesinde de ufak kayıklardı, bugünde ufak kayıkları. Ne olacak? Pendik’te balıkçı barınağı yapılması için bizim sektör denize atılıyor. Yerine yapılacak balıkçı barınağı da bir kademe ucuz marina olarak hizmet vermeye devam edecek. Tuzla’daki balıkça barınağı olduğu gibi. Küçükyalı bomboş. Küçükyalı’da bir yer var. Orası da rezerv. Küçükyalı marina için rezerv. Hiç olmazsa bu vasıtaların oraya gitmesini sağlayalım” diye konuştu.
“DEVLET, DENİZ ALTYAPI İŞLERİNDEN ÇEKİLİYOR”
Sektörün nasıl kurulduğunu anlatan Ertik, devletin deniz altyapı işlerinden çekildiğini belirterek “Bu iş, bu sektör Türkiye’de nasıl kuruldu? 1950 senesine kadar, Marshall yardımlarına kadar, yabancılar yaptılar Osmanlı’da ve Türkiye’de bu işleri, rıhtımları, altyapı işlemlerini. Amerika, 1950 senesinde Marshall yardımlarıyla denizcilere el attığı gün, dedi ki, “Kardeşim bu böyle olmaz. Ben her defasında size ekipman getirip götüremem”. 50 parça, 100 parça deniz inşaat makinesini DHL’ye ve ilgili kurumlara dağıttı. Devletin elindeki vasıtalar özel sektöre geçince Türk özel sektörü oluştu bu işte. Ve şu anda devlet, deniz altyapı işlerinden çekiliyor. İyi-kötü bize hizmet veren deniz altyapı sistemi kurulmuş vaziyetteyken bunu yok ediyoruz. Bu birikimlerden tamamen uzaklaşacağız. Bunları tekrar yurtdışından, Hollanda’dan ordan burdan alacağız. İlk yapılan işler, Türk ekipmanıydı. Fakat yabancıların kontrolünde İngiliz ve Hollandalılar ile Zonguldak ve Mersin limanı inşaatıdır. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Biz bu işte hakikaten başarısız olduk. Anlatamadık” dedi.
DENİZ HABER AJANSI