Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Genel Sekreteri Asaf Hajiyev, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP), Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı (TAP) ve Türk Akımı Boru Hattı projeleriyle ilgili tartışmaların gereksiz olduğunu belirterek, "Bu projelerle hem hattın geçtiği ülkelerin gaz ihtiyacı karşılanacak hem de para kazanacaklar." dedi.
Hajiyev, Hazar Denizi’nden çıkarılan doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak TANAP ve Rus gazını Türkiye, Yunanistan ve Arnavutluk üzerinden İtalya’ya ulaştıracak Türk Akımı projelerinin bazı ülkelerin karşı çıkmasına rağmen bütün hızıyla devam ettiğini söyledi.
TANAP, TAP ve Türk Akımı Boru Hattı projeleriyle ilgili tartışmalar gereksiz olduğunu belirten Hajiyev, "Daha önce de Mavi Akım ve Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hatlarına itiraz edenler olmuştu. Ancak gördük ki bu projeler çok kazanç sağladı. Hem hattın geçtiği ülkelerin gaz ihtiyacı karşılanacak hem de bu ülkeler para kazanacak. 2000’li yıllardan önce BTC petrol hattının yapılması çok tartışmalara yol açtı. Birçok ülke bu projeyi gereksiz gördüğü için karşı çıktı. Ancak Dünya Bankası kredi verdi. 2003’te proje tamamlandı. Bugünlere kadar Hazar Denizi'nden çıkarılan Azerbaycan petrolü, Ceyhan’dan dünya pazarlarına dağıtıldı. Herkes de bu alışverişten memnun." diye konuştu.
''Gaz ve petrol boru hatları barışa hizmet edecek''
Hajiyev, Türkiye-Azerbaycan arasında şimdi de doğalgaz projelerinin gündemde olduğuna değinerek, şu bilgileri verdi; "Hazar Denizi’nde büyük miktarda doğalgaz rezervi var. Şahdeniz1 ve Şahdeniz2 rezervleri var. Bu gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak TANAP ve devamı olan TAP projelerinin inşası tamamlanmak üzere. Bir de Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak Türk Akımı projesi var. Bunun inşası da epey ilerledi. Bu projeler hem üretici ülkeler hem Türkiye hem geçiş ülkeleri hem de tüketici devletler için hayati öneme sahip. Gaz ve petrol boru hatları bir yandan dünya ticaretini canlandırırken bir yandan da barışa hizmet edecek."
"Bunlar yerin altında mı çoğalıyor"
Asaf Hajiyev, Ermenistan Meclisi'nin seçtiği yeni Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan'ın 9 Nisan’da göreve başlayacağını hatırlatarak, Erivan yönetiminin, Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerinde bir politika değişikliğine gitmesini beklemediğini söyledi.
Hajiyev, bugüne kadar Türkiye’den başka hiçbir ülkenin komşularıyla sıfır sorun söyleminde bulunmadığına dikkati çekerek şöyle devam etti; “Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ermenistan’a 'Arşivleri açalım.' çağrısında bulundu. Bu işin 'siyasetçilerin değil tarihçilerin, bilim adamlarının işi olduğunu’ söylemesine rağmen, Ermenistan arşivlerini açmayacaklarını açıkladı. Çünkü açacak bir şeyleri yok. Bu uydurma soykırım iddiası, arşivler açıldığında çökecekti. İlk önce 300 bin, sonra 500 bin, şimdi de 1.5 milyon insanın öldürüldüğünü iddia ediyorlar. Bunlar yerin altında mı çoğalıyor, bunu anlamıyorum. 1930’lardaki kitaplarında bu sayı 300 bin olarak yazılıydı. Şimdi beş kart artırdılar. Sonuçta savaşlar oldu ve insanlar öldü. Birinci Dünya Savaşı’nda, Türkiye az mı insan kaybetti. İkinci Dünya Savaşı’nda sadece Rusya 30 milyon insan kaybetti. Almanya da çok insan kaybetti. Ama bunlara soykırım diyemeyiz. Çünkü bu bir savaştı."
"Asıl soykırımı Ermeniler Hocalı'da yaptı"
Asaf Hajiyev, Ermenilerin 26 Şubat 1992’te Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında etnik temizlik ve soykırım yaptığını hatırlatarak, Ermeni güçlerinin bir gecede çoluk çocuk demeden bin Azerbaycanlı sivili katlettiğini vurguladı.
Görev süresi bir ay sonra dolacak Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın Karabağ savaşı sırasında Ermeni ordusuna komutanlık yaptığı bilgisini paylaşan Hajiyev, “Soykırımın olabilmesi sadece bir milleti toptan yok etmekle mümkündür. Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye soykırım yapmadı. Bu bir savaştı. Asıl soykırım Hocalı’da oldu. Ermeniler, bu insanları bir gecede sadece Azerbaycanlı oldukları için katlettiler.” şeklinde konuştu.
“Türkiye Afrin’de ameliyat yapıyor”
Asaf Hajiyev, 21. yüzyılın en belirleyici dünya siyasetinin, ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması olduğu tespitinde bulunarak, dünya barışının istikrarı için toprak bütünlüğü siyasetinin korunması gerektiğini söyledi.
Kısa bir süre önce Türkiye, Rusya ve ABD’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını deklare ettiğine temas eden Hajiyev, “Eğer toprak bütünlüğü korunması sağlanmazsa dünyada yüzlerce yeni devletçikler ortaya çıkacak. Türkiye bugünlerde Zeytin Dalı operasyonuyla kendi toprak bütünlüğünü korumaya çalışıyor. Afrin’de ameliyat yapıyor. Ama Suriye’nin toprak bütünlüğünü de tanıyor.” görüşünü paylaştı.
DENİZ HABER AJANSI