Dünyanın yükselen gücü Çin’in Hint-Pasifik’teki artan nüfuzunu sınırlamak için geliştirilen nükleer denizaltı programı AUKUS'un, jeopolitik dengeleri değiştirmesi ve bölgede zaten yüksek olan tansiyonu daha da artırması bekleniyor.
Geçtiğimiz yıl ABD, Avustralya ve İngiltere arasında imzalanan “AUKUS” güvenlik paktı, Çin’in Güney Çin Denizi, Doğu Çin Denizi ve Tayvan Boğazı'nda yapacağı olası harekatların önlenmesinde kritik önem taşıyor.
Pazartesi günü ABD Başkanı Joe Biden, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, ABD'nin California eyaletinde bulunan San Diego kentindeki Point Loma Deniz Üssü'nde bir araya geldi. Üç lider yaptıkları ortak açıklamada yüzyılı aşkın süredir üç ulusun Hint-Pasifik de dahil olmak üzere dünya genelinde istikrarın ve refahın sürdürülmesinde omuz omuza mücadele verdiğini belirtti.
Üçlü ittifakın yaptığı anlaşmada pek çok soru cevapsız kalsa da analistler, güvenlik anlaşmasının ayrıntıları üzerinde önemle duruyor. Peki ama AUKUS projesini önemli kılan şey ne? Dünyadaki jeopolitik dengeleri nasıl değiştirecek? İşte AUKUS projesi hakkında 10 SORU 10 CEVAP…
1-) Aukus'un Amacı Ne?
San Diego’da mevkidaşlarıyla bir araya gelen ABD Başkanı Biden, “AUKUS’un öncelikli bir hedefi var. Hızla değişmekte olan küresel dinamiklerin tam ortasında yer alan Hint-Pasifik'teki istikrarı artırmak” ifadesini kullandı.
Avustralya Başbakanı Albanese ise güvenlik anlaşmasının üç müttefik arasındaki ilişkilerde “yeni bir sayfa” açtığını söyledi ve ekledi:
“Bugün anlaşmaya vardığımız AUKUS projesi, Avustralya’nın savunma kabiliyetini artırmaya yönelik tarihte eşi benzeri görülmemiş bir girişim. Bu anlaşma, Avustralya'nın ulusal güvenliğini ve bölgemizdeki istikrarı güçlendiriyor.”
Üç ülkenin denizaltı filolarının ilk kez hem Atlantik hem de Pasifik'te birlikte çalışacak olmasına vurgu yapan İngiltere Başbakanı Sunak ise “Rusya’nın başlattığı Ukrayna Savaşı'na ek olarak, Çin, Kuzey Kore ve İran’ın bölgede artan iddiası tehlike, düzensizlik ve bölünmeyle sonuçlanacak bir dünya tehdidini beraberinde getiriyor” dedi.
İlk 8 Denizaltının 2040 Yılına Kadar Hizmete Girmesi Planlanıyor
Geçtiğimiz yıl AUKUS Paktı’nın oluşturulmasının ardından Avustralya, Fransa ile yıllar önce imzaladığı 90 milyar Dolar değerindeki denizaltı anlaşmasını iptal etmişti. Avustralya, söz konusu nükleer denizaltıları ABD ve İngiltere ile üreteceğini açıklamıştı.
Üç aşamalı plana göre, İngiltere’nin halihazırda tasarlama sürecinde olduğu yeni nesil denizaltılar “SSN AUKUS” olarak adlandırılarak Avustralya donanmasına teslim edilecek. Denizaltı filosunun ilk 8 gemisinin 2040 yılına kadar hizmete girmesi planlanıyor. Sonraki 20 yıl içinde ise tüm filo tamamlanmış olacak.
2-) Çin'in Tepkisi Ne Oldu?
Görüşmenin ardından gözler Çin'e çevrildi. Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles, Çin'e anlaşma hakkında brifing verme teklifini ilettiğini, ancak Pekin'den herhangi bir yanıt gelmediğini söylediğinde gerilimin boyutları da ortaya çıkmış oldu.
Daha sonra Pekin cephesinden yapılan açıklamada buluşma Soğuk Savaş zihniyetinin devamı diye eleştirildi. Buluşmayı değerlendiren Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, "ABD, İngiltere ve Avustralya'nın ortak açıklaması, üç ülkenin kendi jeopolitik çıkarları uğruna uluslararası kamuoyunun endişelerini tamamen göz ardı ettiğini ve tehlikeli yolda ilerlediğini gösteriyor” dedi.
Üçlü görüşmede önemle üzerinde durulan soruların başında, Çin'in AUKUS'u kendisine karşı bir saldırganlık olarak görmesi halinde atılacak adımların neler olacağı geliyordu. Soruyu kesin bir dille yanıtlayan Biden, Avustralya denizaltılarının nükleer silahlı değil, nükleer güçle çalışan denizaltılar olacağını vurguladı.
Biden, "Bu kritik noktada herhangi yanlış anlaşılma olmaması için açık olmak istiyorum. Avustralya nükleer silahlara sahip olmayan gururlu bir devlettir ve bu şekilde kalmaya da kararlıdır” ifadelerini kullandı. Biden ayrıca, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yakın zamanda görüşeceğini ve bu konuyu ele alacaklarını söyledi.
3-) Denizaltıların Maliyeti Ne Kadar Olacak?
The Guardian’ın haberine göre, Avustralya kamuoyu son günlerde AUKUS projesinin maliyeti üzerine tartışıyor. Kritik soruların başında tüm bu harcamaların nereden karşılanacağı geliyor.
Baştan söyleyelim bu proje hiç de ucuz değil. Avustralya hükümetine yakın kaynakların tahminlerine göre proje başlangıcında maliyetin 116 ila 171 milyar dolar olacağı tahmin ediliyordu. Son öngörüler 2050'lerin ortasında sonlanacak programın toplam maliyetinin 268 ila 368 milyar dolar olacağı yönünde.
Üçlü ittifak tarafından sağlanacak olan bütçe, ilk dört yıllık dönemde bir araya getirilecek.
Denizaltı planının maliyeti Avustralya ekonomisi için de ciddi kaygılar yaratıyor. AUKUS Sözcüsü Andrew Hastie, projenin maliyetlerini karşılamanın kendileri için kolay olmadığını söyledi ve esprili bir dille paranın ağaçta yetişmediğini kabul etti.
4-) İlk Denizaltı İnşaatı Ne Zaman Başlayacak?
Yapılan açıklamaya göre, İngiltere ve Avustralya on yıl içinde SSN AUKUS’ları kendi sınırlarındaki tersanelerinde inşa etmek için çalışmaya başlayacak. Avustralya’daki tersaneler güneydeki Adelaide şehrinde kurulacak.
Bu yıl içinde başlatılacak projede ilk olarak Avustralya askeri ve sivil personeli, ABD ve İngiltere Kraliyet Donanması’nda eğitimlerden geçecek. İngiltere bu yıl itibarıyla başlayacağı denizaltıları 2030'ların sonlarında teslim etmeyi planlıyor.
Avustralya'da inşa edilen ilk SSN Aukus ise 2040'ların başında Avustralya donanmasının envanterine geçecek.
5-) Denizaltıların Teknik Kapasiteleri Ne Olacak?
İnşa edilecek nükleer denizaltıların ya “Virginia Block V” sınıfı ya da “Astute Block VI” modeli denizaltılardan olması bekleniyor. (Astute ihtimali biraz daha ağır basıyor.)
Projenin en merak edilen detayı, okyanusta tespit edilmeyecek denizaltıların nasıl inşa edileceği. Avustralya Ulusal Üniversitesi’ne bağlı Ulusal Güvenlik Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaların derlendiği “Şeffaf Okyanuslar Raporu” denizaltı teknolojisi için önemli ipuçları sunuyor.
Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin denizaltıların varlığını gizlemeyi giderek zorlaştırabileceğine değinilen raporda, okyanusların 2050'lere kadar “çok büyük olasılıkla” şeffaf hale geleceği öngörülüyor.
Diğer taraftan projede, denizaltıların silah sistemleri üzerinde de önemle duruluyor. Seyir füzelerini ateşlemek üzere dikey fırlatma sistemleriyle donatılan denizaltılara, proje kapsamında ortak bir savaş sistemi de ilave edilecek.
6-) Personel Sorunu Nasıl Aşılacak?
Avustralya hükümeti bugüne kadar bu derece büyük bir endüstriyel hamleye girişmemişti. Ülkenin önünde bulunan en kritik sorunlardan biri, nitelikli iş gücü ihtiyacı. Öyle ki askeri ve endüstriyel altyapıyı geliştirmek için fizik mühendislerinden uzman kaynakçılara kadar pek çok alanda personel yetiştirilmesi gerekiyor.
Bu çerçevede, Avustralya hükümeti 30 yılı kapsayan bir dönemde kamu hizmetleri ve özel sektör de dahil olmak üzere yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sağlayacağını duyurdu. Ancak planın başarıya ulaşması için gerekli uzmanların eğitilmesi, yetiştirilmesi ve işe alınması sürecinde karşılaşılacak zorlukların nasıl aşılacağı daha şimdiden merak konusu.
Geçtiğimiz yıl proje kapsamında doğacak sorunları değerlendiren Avustralya Savunma Bakanlığı, iş gücünün beklenen seviyenin altında kalması durumunda ciddi aksaklıkların doğabileceği konusunda uyarılarda bulunmuştu.
7-) Egemenlik Hakları Kimde Olacak?
Avustralya kamuoyunda tartışılan kritik başlıklardan bir diğeri ise projenin ardından egemenlik haklarının ne olacağı. Avustralya hükümeti nükleer denizaltıların komuta ve kontrollerinin tamamen kendilerinde olması konusunda ısrar ediyor.
Üç lider tarafından yapılan açıklamada ise planın, Avustralya'nın geleneksel silahlı, nükleer enerjiyle çalışan denizaltılardan oluşan egemen bir filoyu üretmek, bakımını yapmak, işletmek ve yönetmek için gerekli altyapı, teknik yetenekler, endüstri ve insan sermayesini geliştirmesini desteklemek üzere tasarlandığına işaret edildi.
Fakat, Avustralya eski Başbakanı Malcolm Turnbull, projenin kontrolü konusunda endişeli. Kâğıt üstünde Avustralya'ya egemenlik hakkı tanınsa da pratikte kontrolün teknik ve diğer destekleri sağlayan ABD ve İngiltere’de olacağını söyleyen Turnbull, ittifak ilişkilerinin seyrinin takip edilmesi gerektiğini belirtti.
Özellikle, ABD denizaltılarının bu yıl içinde Avustralya limanlarına yapacakları ziyaretlerin artacak olması, egemenlik hakkı konusunu sıklıkla gündeme getireceğe benziyor.
8-) Abd, Avustralya’ya Deniz Üssü mü Açacak?
Avustralya deniz üsleri konusuna pek sıcak bakmıyor. ABD'nin 2023'ten, İngiltere'nin ise 2026'dan itibaren Avustralya'ya liman ziyaretlerini artıracak olması, ülke kamuoyunda “Yerleşik bir üs mu kurulacak?” endişesini de beraberinde getirdi.
Proje kapsamında yapılan çalışmalarda bu hassasiyeti gözeten ABD ve İngiltere, oluşturulacak filoya "Denizaltı Rotasyonel Gücü-Batı" (SRF-West) adını verdi. Bu sayede, Avustralya'nın uzun süredir devam eden topraklarda yabancı üs bulundurmama politikası da sürmüş olacak. Denizaltılar, rotasyona tabi tutulacak ve kalıcı olarak Avustralya'da bulunmayacak.
Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili konu hakkında yaptığı açıklamada, faaliyetlerin eşgüdüm içinde yürütüleceğine işaret etti.
9-) Nükleer Silahların Yaygınlaşmaması İçin Nasıl Düzenlemeler Yapılacak?
Diğer taraftan nükleer gücün bu şekilde yaygınlaşacak olması da ciddi bir tartışma konusu. Nükleer silahların yayılmasını önleme konusundaki taahhütlerin yinelendiği açıklamada, nükleer enerjiyle çalışan denizaltı kabiliyetinin edinilmesi konusunda Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile istişarelerin sürdürüldüğü bildirildi.
Fakat bu konu sadece AUKUS programına üye ülkelerin değil, Asya ülkelerinin de ciddi olarak gündeminde. Çin, projenin nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasının (NPT) ruhuna uygun olmadığı konusunda ısrarlı.
Endonezya ve Malezya'nın daha önce endişelerini dile getirdiği göz önüne alındığında bu kritik başlığın ilerleyen günlerde tekrardan gündeme geleceğini düşünmek yanlış olmayacaktır.
Asya ülkeleri, iki nükleer silah sahibi devletin nükleer silah sahibi olmayan bir devlete nükleer teknoloji ihraç etmesinin emsal teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.
Avusturalya ise sadece nükleer tahrikli denizaltılar istediğini, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile temas halinde olduklarını ve “en sıkı güvenlik protokollerini uygulayacaklarını” açıkladı.
10-) Denizaltılar Hizmetten Çekildiğinde Nükleer Atıklar Ne Olacak?
Avustralya hükümeti, inşa edilecek nükleer enerjili denizaltıların hizmet ömrü boyunca yakıt ikmali gerektirmeyeceği ve bu nedenle Avustralya’nın sivil bir nükleer enerji endüstrisine ihtiyaç duymadığını açıkladı.
Ancak sürecin sonunda, envanterden çıkartılan denizaltılardaki nükleer atıklara ne olacağına dair bir plân olup olmadığı henüz netlik kazanmadı. (Hürriyet)
DENİZ HABER AJANSI