Ana işi tekstil olan; perakende, gıda, sağlık inşaat gibi birçok farklı sektörde faaliyet gösteren Turgut Aydın Holding bünyesinde 2010 yılında kurulan ve 2015 yılında Ayships ismi ilave edilen Aydın Deniz işletmeciliği A.Ş, kısa sürede sektörde adından sıkça söz ettirmeye başladı. Ayships Genel Müdürü Burak Alkoç, şirketin kurulduğu günden bu yana gerçekleştirdiği faaliyetler ve gelecekle ilgili hayata geçirmeyi planladıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
Tecrübeli ve profesyonel bir ekibe sahibiz
Turgut Aydın Holding’in denizcilik sektörüne 2010 yılında girdiğini söyleyen Burak Alkoç, “Holdingimiz 2015 yılına kadar gemi işletmeciliği tarafının dış kaynak kullanarak gerçekleştiği işlerini, geçen sene bu tarihlerde Ayships firmasını kurarak kendi işlerini direkt yürütmeye başladı. Geçen yıl kendi kadromuzu kurduk. Son derece tecrübeli ve profesyonel bir ekiple çalışıyoruz. Şu an itibariyle Singapur’da kurulmuş olan Susesea Holdings Pte.Ltd.’nin gemilerini işletmekteyiz. Mevcut işletmedeki 5 gemi de Singapur bayraklı ve NK Class’lı. Bunların ilki 57 bin tonluk 4 yaşında diğeri ise 61 bin tonluk 1 yaşında modern dizayn edilmiş yeni nesil gemiler. 3 tane de Japon yapısı 64 bin tonluk yeni inşa denetimin yürütmeye başladığımız ultramax bulunmakta. Güçleri optimize edilmiş ve yakıt tasarrufu için yüksek teknolojili ekipmanların bulunduğu bu yeni nesil gemilerin sac kesimleri önümüzdeki ay yapılacak ve 2017 yılı ortasında teslimler başlayacak. Bu gemilerin teknik şartname, plan onay, bayrak, vb. tüm resmi prosedürleri, işleri Ayships tarafından yürütülüyor” şeklinde konuştu.
Kusursuz hizmet için orantılı büyüyoruz
Susesea’nin merkezinin Singapur’da olduğunu söyleyen Alkoç, “Burada 4 kişiden oluşan ofiste ticari işletme yapılıyor. Kiralama ve yükle ilgili işleri genelde bu ofis üzerinden yapıyoruz. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde Susesea adı altında İngiltere’de bir ofis açılması planlanmaktadır. Orada ticari konularda Susesea ile bağlantılı işler yapmak istemekteyiz. Ayrıca Türkiye’nin büyük lojistik firmalarından biriyle yük işi yapma konusunda görüşmelerimiz iyi bir noktaya geldi. Türkiye’deki başka bir holdingin de 2 tane kuru yük gemisinin teknik yönetimini üsleniyoruz. Toplamda şu an itibariyle 4 tane gemi teknik işletmemizde olacak. Yine başka bir Singapurlu armatörün 2 adet yeni ultramax gemisini işletmemize almak üzereyiz” ifadelerini kullandı.
Uyum, başarıya giden yolun anahtarı
Ayships’in yapısından da bahseden Alkoç, “Çok iyi bir ekip kurmamız başarımızı olumlu yönde etkileyen bir faktör. Kendim denizcilik sektörünün önemli firmalarında yaklaşık 20 yıllık bir tecrübeden sonra Ayships’e katıldım. Çalıştığım diğer firmalarda tanker, kuru yük, kontetyner gibi farklı gemi tiplerinin yanında, Uzakdoğu’da gemi inşa projelerinde, firmada ofis müdürlüğü yaptım, başka bir grupta teknik müdür, gemi inşa müdürlüğü daha sonra da genel müdürlük görevlerini icra ettim. Sektörün farklı birimlerinde, farklı mevkilerde çalışarak edindiğim tecrübelerle yaklaşık 1 yıldır Ayships’te görev yapmaktayım. Kadroya dahil ettiğimiz arkadaşlarımız da kendi alanlarında uzman ve birlikte takım çalışması konusunda son derece uyumlu arkadaşlar. Bu da bize başarıya giden yolun kapılarını açıyor” dedi.
Personelimize yatırım, önceliklerimiz arasında
Alkoç, “Şu anda armatörlerin de, gemi işletme firmalarının da, operatörlerin de özellikle kuru yük tarafında ciddi sabit giderleri mevcut. Önemli olan kriz döneminde bizim tarafımızda gemi işletmecisi olarak giderleri kontrol altına almaktır. İşletmeye aldığımız gemilerde Filipinli personel çalışıyordu. Bunu Türk personele çevirdik. Bundan sonra da Türk personelle devam edeceğiz. Bu da gemilerin kondüsyonlarının iyi tutulması adına önemli etmenlerden bir tanesi. Gemilerde, gemi inşada ve karada çalışırken birçok milletten yabancı personelle uzun süre birlikte görev yaptım. Bu sebeple aradaki farkı çok iyi değerlendirmekteyim. Türk personelde şirket içi eğitim verebilmeniz, karşılıklı görüşmeniz, konuşmanız, gemiye sahiplenme duygusu, teknik bilgi beceri çok daha iyi oluyor. Yabacı personelin farklı sıkıntıları var. Biz personele verdiğimiz eğitimler kapsamında şirket dışında da, elektronik makineler için Danimarka’ya gönderiyoruz. Orada 5 günlük bir kurs aldırıyoruz. Normalde bu kursun bedeli aldığınız belgeye göre 2 bin 500 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Bütün başmühendis ve 2. mühendisleri bu kurslara tabi tutuyoruz. Aynı zamanda işletmedeki gemilerimizde kullandığımız elektronik haritalar için özel eğitimler düzenliyoruz. Hizmet içi eğitimlerimiz oluyor. Gemideki personel kendini nerede eksik hissediyorsa ilgili formlara yazarak bizim değerlendirmelerimizle eğitim programlarımızda gerekirse bire bir eğitim vererek bu açıklarını kapatıyoruz. Aynı zamanda farkı görebilmek için diğer klas eğitimlerine de sürekli hem kendimiz katılıyoruz, hem de şirket içerisinde kurs düzenliyoruz. İzinde olan ve gemiye katılacak personeli de kullandığımız işletim sistemine yönelik temsilcisiyle uygulamalı eğitimlerini verdiriyoruz” şeklinde konuştu.
Güven, kazanmaya çalıştığımız ilk şey
Sektörde herkesin işini elinden geldiği kadar iyi yapmaya çalıştığını vurgulayan Alkoç, “Şu anda işletmemize alacağımız iki gemi için hazırlıklar yapmaktayız ve ISO belgesi de alayships gemiler (2)dık. Bizim burada ofis kadromuzdaki tüm arkadaşlar genel müdürden asistanına kadar gemide hizmeti olan kişiler. Müdür kadromuz kaptan ve başmühendislerden oluşmaktadır. Dolayısıyla gemi ile aynı mesleki, etik dili konuşmada sıkıntı yaşamıyoruz. Bu da problemleri çözerken hızlı ve doğru hareket etmemizi sağlıyor. Kuralların ve çerçevenin netlikle çizildiği şeffaf bir yönetim anlayışımız var. Yüksek kalite standartlarında ve makul fiyatlarla işletme yapmaktayız. Bu da müşteri memnuniyeti açısından en başta güven duygusu gibi çok önemli bir avantaj sağlıyor bize” ifadelerini kullandı.
Personel konusundan söz eden Burak Alkoç, “İşletmemizdeki mevcut gemilerde yaşı ve tonajları itibariyle sağlıklı operasyon yürütebilmek adına 19 kişilik kadroyu tercih ediyoruz. Çok geniş bir iş portföyüz ve ağımız var. Bunları bir araya getirip, şirket için doğru kişilerle uzun yıllar çalışabilecek arzusundayız” dedi.
Standart anlayışla ileriyi görmek zor
Denizcilik sektöründeki gelişmeleri değerlendiren Alkoç, “Baltık indeksi birkaç ay önce 300’ün altına kadar düştü. Çin’in yılbaşısından sonra index yükseliş trendinde olsa da işletme giderlerinin bir miktar üzerinde kazançlar seviyesinde geçen seneye paralel seyretmekte. Index bir miktar yukarı doğru çıktı ama şu an duraklama ve düşmeye başladı. Özellikle yılbaşından sonra navlunların çok düşük olması sebebiyle birçok gemi boşta bekledi. Gemilerin günlük kazançları giderlerini karşılayamıyordu. Şu anda ikinci el ya da resale gemi alarak iyi bir finansla operasyondaki kayıpları bir süre destekleyebilecek güç oluşturulabilirse, bu işe girmek, yatırım yapmak isteyenler için elverişli bir ortam. Genel anlamda yaklaşık 500 dökme yük gemisi suya inmiş veya kızağa konmuş durumda. Yaklaşık 1000 gemi de 2018 yılına kadar yeni inşa listesinde. Toplam bin 500 gemi 2018’e kadar denizde olacak. Dökme yük piyasası Çin’in büyümesi ve küçülmesinden etkilendiği için bu piyasa zor durumda. Bir buçuk 2 yıllık bir süre içerisinde piyasanın daha iyi olacağı inancı hakim. Uzun bir senedir önümüzdeki yıl denizcilik piyasaları daha iyi olacak diyerek çok uzun süreli bir kriz dönemi devam etmekte. Şu anda operasyonel giderleri azaltmak gerekiyor. Bunun için de teknik işletmeye çok iş düşüyor. Biz kendimiz tüm anlaşmaları yeniden değerlendirdik. Ayrıca yük tarafında da sabit kalmadan kısa dönemli, spot piyasada veya ton başına navlun anlaşması sağlayarak nakit akışı oluşturacak şekilde yöntemler izlemenin faydalı olacağı kanısındayım. Aksi takdirde tipik çalışmayla ileriyi görmek zor” şeklinde konuştu.
Denizciliğimiz ivme kazanacak
Dış ticaretin ağırlıklı olarak yapıldığı denizcilik sektöründeki gelişmeleri de anlatan Alkoç, “Türkiye’de gümrük duvarı kuruldu. Demir çelik endüstrisi zor durumdaydı. Çin fiyatları aşağı çekti. Böyle olunca burada fiyatlar yüzde 15 kadar daha arttı. Bu da gemi inşa sanayisini etkiledi. Şu an gemi inşada Çin’den daha pahalı ve Avrupa’dan daha uygun rakamlardayız. Tabiki gemiyi hangi bölgede çalıştıracaksanız tüm etmenleri göz önüne alarak tip, tonaj, dizayn, sefer bölgesi, orada yaptırmak daha mantıklı.. Boğazları da tedarik ağına yönelik daha etkin kullanmaya gayret etmekte fayda var. Türkiye’de iyi şeyler yapıyoruz. Daha büyük denizcilik ülkelerine oranla bilgi, beceri olarak daha iyi durumdayız ama daha iyi noktalara geleceğimizi inanıyorum. Denizcilikler ilgili birçok sivil toplum kuruluşu, komiteler var ve bu kuruluşların sektöre önemli katkıları ve etkiler bulunmakta. Bende bunların iki tanesinin Yönetim Kurulunda görev almaktayım. (Defav, Gemimo). Bunların yanında denizcilik kökenli gemi inşa mühendisi bir Başbakanımız ve Ulaştırma Bakanımız var. Bu konunun Türk denizciliği için önemli ivmelendirme getireceği kanısındayım” dedi.
Kaynak: 7Deniz.Net
Deniz Haber Ajansı