Bakan Binali Yıldırım, Ankara Üniversitesi ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun işbirliği ile düzenlenen ‘Uluslar arası Piri Reis Sempozyumu’na katıldı. Bakan Yıldırım’ın yanı sıra sempozyuma, ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Amerika, Belçika, Hollanda ve Türkiye’den pek çok bilim insanı katıldı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, dünyanın bugünkü gelişmiş teknolojiyle, bilgi birikimiyle, bugünkü harita yapma tekniklerinin en küçük ayrıntıyı verecek düzeye gelmesine rağmen 500 yıl önce Piri Reis'in çizdiği haritayı büyük bir hayranlıkla izlediğini belirterek, "Piri Reis'i sadece bir denizci, sadece bir kaptan-ı derya olarak görmek, tanımak çok büyük bir eksiklik olacaktır. Piri Reis, aynı zamanda çok iyi bir haritacı, çok iyi bir coğrafyacı ve büyük bir bilim adamıdır" dedi.
Bakan Yıldırım, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 50. Yıl Konferans Salonu'nda düzenlenen, uluslararası Piri Reis Sempozyumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Kitab-ı Bahriye eseriyle dünya denizcilik tarihine geçen ve çizdiği dünya haritasıyla coğrafyayla ilgili ezberleri bozan büyük denizci Piri Reis'i anmak için bir araya geldiklerini söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ve bilim adamlarıyla geçen yıl bir araya geldiklerini belirten Yıldırım, 2013'ün UNESCO tarafından Piri Reis yılı olarak kabul edilmesi dolayısıyla nasıl bir çalışma yapılacağına ilişkin kapsamlı programlar yaptıklarını anlattı.
Akdeniz havzasının, dünya kültür ve uygarlığının en büyük beşiği, Türkiye'nin içinde bulunduğu Doğu Akdeniz havzasının ise adeta dünya uygarlık tarihinin kalbi konumunda olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"İşte bu toprakların bağrından çıkardığı Piri Reis, 500 yıl önce çizdiği dünya haritası ve yazdığı 4 ciltlik Kitab-ı Bahriye eseriyle bu muazzam uygarlık tarihi içinde çok önemli bir yer almıştır. Bu sebeple Piri Reis'i sadece bir denizci, sadece bir kaptan-ı derya olarak görmek, tanımak çok büyük bir eksiklik olacaktır. Piri Reis aynı zamanda çok iyi bir haritacı, çok iyi bir coğrafyacı ve büyük bir bilim adamıdır. Dünya bugünkü gelişmiş teknolojiyle, bilgi birikimiyle, bugünkü harita yapma tekniklerinin en küçük ayrıntıyı verecek düzeye gelmesine rağmen 500 yıl önce Piri Reis'in çizdiği haritayı büyük bir hayranlıkla izlemektir.
Dünya nüfusu hala dünya coğrafyası hakkında doğru dürüst bilgi sahibi değilken, bugünkü ölçeğine çok yakın değerlerde ve bilgilerde o muhteşem haritayı 1513 yılında hazırlamış, tüm insanlığa ve bilim dünyasına armağan etmiştir. Bize düşen görev ise bu mirasa gerektiği gibi sahip çıkmaktır. Onu ve başarılarını tüm dünyaya, tüm insanlığa duyurmak bizim en büyük vefa borcumuzdur. Bunu sadece UNESCO bu yılı 'Piri Reis yılı' ilan etti diye değil, değerli bu büyüğümüze, bu bilim adamımıza, bu tarih insanına vefa borcu olarak yapmak zorundayız. Onu ve eserlerini gençlere, gelecek kuşaklara tam anlamıyla tanıtmak ve bıraktığı mirasın en güzel teminatçısı olmak zorundayız."
Piri Reis'in, Kitab-ı Bahriye'deki "Herkesi denizden anlar sanma, asıl deniz ehli hürmet sahibidir. Deniz ilmini iyi bilir öylesi, mevsimleri de, ayın gökte yürüyüşünü de bilir, kalplerin kapısını açmasını da. Başladığı her işi bitirir. İyilik yapar, adı iyi anılır her yerde. Hırstan uzak olur. Sen de bundan örnek al, kendini bil, böylece her savaşı kazanırsın. Azim gerek denizciye" sözlerini hatırlatan Yıldırım, 500 yıl önce Piri Reis'in sadece bir dünya haritası çizmediğini, hedeflere ulaşmada nasıl bir yol izleneceğini en iyi şekilde ifade ettiğini söyledi.
Bakan Yıldırım, Piri Reis ile denizci olmasının yanı sıra özel bir bağı bulunduğunu belirterek, "Belki de denizci olmama neden olan Piri Reis'tir. Çünkü ben Kasımpaşa Piri Reis Ortaokulu'nda okudum. Piri Reis'i tanıdığım yer orasıdır. Belki o bizim gelecekteki tercihimizi belirleyen en önemli etken olmuştur" dedi.
-"Hatırlamak için illa UNESCO yılı ilan edilmesini beklememeliyiz"-
Türk tarihinde, Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Oruç Reis, Ali Kuşçu, Hezarfen Ahmet Çelebi, Mimar Sinan, İbn-i Sina, Farabi gibi yol gösteren birçok büyük insanın yer aldığını belirten Yıldırım, "Yapmamız gereken onları iyi tanımak, iyi anlamak ve onları en iyi şekilde anlatmaktır. Her birini anlamak ve hatırlamak için illa bir UNESCO yılı ilan edilmesini beklememeliyiz" diye konuştu.
Türkiye'nin "denizci ülke, denizci millet" iddiası olduğunu belirten Yıldırım, 1900'lü yılların başına kadar dünyanın en büyük denizci ülkesi olan Türkiye'nin, denizciliğini birçok alanda olduğu gibi ihmal ettiğini kaydetti. 2000'li yılların başında Türk bayraklı gemilerin kara listeye alındığını anlatan Yıldırım, 1 yıl içerisinde başka limanları ziyaret eden 100 Türk gemisinden 26'sının tutulur hale geldiğini kaydetti. "Tarihi şanla, şerefle, denizci menkıbeleriyle dolu Türkiye'ye yakışan bir durum değil" diyen Yıldırım, göreve gelince ilk işlerinin, ülkeyi bu kara listeden çıkarmak için çalışmak olduğunu anlattı. Yıldırım, bu çalışmalar sonucunda 2006 yılında Türk bayrağının gri listeye, 2008 yılında ise beyaz listeye geçtiğini dile getirdi. Bugün artık Türk bayraklı 100 gemiden sadece 3 tanesinin tutulduğuna işarete eden Yıldırım, bunun büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Dünyada deniz ticaretinin yüzde 87'sini kontrol eden 30 ülke arasında Türkiye'nin 15'inci sıraya yükseldiğini belirten Yıldırım, "Türkiye artık denizci ülke, denizci millet olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir" dedi.
Yapılacak daha çok işleri olduğunu dile getiren Yıldırım, "Tarihimizin bize miras bıraktığı büyük denizcilerimizle, usta denizcilerimizle tabii övüneceğiz, gurur duyacağız, ama bunlarla yetinmeyeceğiz. Onların bize bıraktığı mirası bir adım daha ileriye götürmek için var gücümüzle çalışacağız" diye konuştu
-"Bölgedeki sıkıntılar aşılacak"-
Türkiye'nin, içinde yer aldığı bölgede, istikrarın sağlanması için olmazsa olmaz bir ülke konumunda olduğunun altını çizen Bakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Çünkü bu bizim sadece coğrafyamızdan kaynaklanmıyor, bu bizim geçmişimizden de kaynaklanıyor. Bu coğrafya, bizim tarihimizin, kültürümüzün, medeniyetimizin hüküm sürdüğü bir coğrafyadır. Bu coğrafyada cetvelle sınırları çizenler, 50-60 yıl sonra gördüler ki doğal olmayan hiçbir proje geçerli değildir. Bugün bölge bunun sıkıntılarını yaşıyor, ama bunlar da aşılacak. Bu bölge huzur bulacak, sükun bulacak. Bölgede yaşayan insanların geleceği için daha güzel işbirliklerini mutlaka gerçekleştireceğiz."
Konuşmasının ardından Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Bakan Yıldırım'a plaket verdi.
