İzmir Ticaret Odası (İTO), Ege Bölgesi ile Türkiye’de, balıkçılık ve su ürünleri sektörünün geleceğine yön verecek stratejileri ve politikaları belirlemek amacıyla düzenlenen, sektör paydaşlarını bir araya getiren Balıkçılık ve Su Ürünleri Çalıştayı’na ev sahipliği yaptı.
Çalıştaya, İzmir Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mahmut Özgener’in yanı sıra, İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Turgay Türkyılmaz ile sektör temsilcileri katıldı.
Yaptığı açılış konuşmasında, oda olarak tarım ve hayvancılık sektörüne özel önem verdiklerini belirten İTO Mahmut Özgener, “Türkiye’nin en büyük 2’nci tarım kenti İzmir’in tarım potansiyelini geliştirmek amacıyla özel projeler üretiyoruz. Su ürünleri sektörü, yarattığı katma değer ve istihdama katkısı ile stratejik öneme sahip. Şüphesiz 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridi ve denizlerimizle ülkemiz su ürünleri yetiştiriciliği için son derece uygun koşullara sahip bulunuyor. Su ürünleri hali hazırda ülkemizin en fazla katma değer üreterek ihraç ettiği hayvansal gıda. Dolayısıyla cari açığı gideren bir sektör konumunda. Artan nüfus, sağlıklı beslenmeye olan ilginin her geçen gün artması ve deniz mahsullerinin sağladığı faydalar ile su ürünlerine olan talep de gün geçtikçe artıyor. Artan talep ise, su ürünleri yetiştiriciliğini daha cazip hale getiriyor. Ülkemizde 2017 yılında yüzde 56’sı avcılıktan ve yüzde 44’ü yetiştiricilikten olmak üzere toplam 631 bin ton su ürünü elde edildi” dedi.
İhracatın yüzde 14’ü İzmir’den
İzmir’in sahip olduğu 629 kilometrelik kıyı şeridi ile su ürünleri üretiminde büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Özgener şöyle devam etti, "İzmir kayıtlı balıkçı teknesi bakımından yüzde 11.9 pay ile 2’nci sırada. 2017 yılında üretilen 72 bin ton ürünün üretim değeri 1 Milyar 216 Milyon TL. Yılda 83 bin 490 ton su ürünleri yetiştiriciliği proje kapasitesi bakımından ise 2’nci sırada. Ülkemiz su ürünleri ihracatının yüzde 14’ünü İzmir karşılıyor. 337 milyon dolar ihracat ile 2’nci sıradayız. Ancak ne yazık ki ülkemizdeki balık tüketimi yeterli değil. Dünyada kişi başına düşen balık tüketimi 19 kg, Avrupa’da 24 kg iken ülkemizde 5.4 kg düzeyinde kalıyor. Sağlıklı bir nesil yetişmesini istiyorsak bu konuya özellikle önem vermeli ve tüketimi özendirici çalışmalarda bulunmalıyız."
Yeni kanun taslağı beklentisi
Hükümetten en önemli beklentilerinin 1971 yılında yayımlanmış ve halen geçerli olan 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu yerine, sektörün hızla değişen ihtiyaçlarına cevap verebilecek Avrupa Birliği'ne uyumlu, sektörün görüş ve önerileri dikkate alınarak yeni bir Kanun Taslağı hazırlanması olduğunu belirten Özgener, “Sektör daha çok üretim yapmak, daha çok istihdam yaratmak ve ülkemize daha çok döviz kazandırmak istiyor. 2023 yılında sektör; yüzde 25 olan AB Pazar payını yüzde 35’e yükseltmeyi, kişi başı tüketimini yılda 15 kilograma çıkarmayı, dünyadaki pazar payını 3 katına çıkarmayı hedefliyor. Bu hedefler doğrultusunda sektördeki engellerin çözümüne yönelik her türlü desteği vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Yüzde 5 olan dünya payımız yetersiz”
Yeni balık sezonun açılmasına sayılı günler kala böyle bir çalıştayın yapılmasının çok güzel ve faydalı olacağını düşündüğünü dile getiren Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü; "Türkiye’ye üç tarafı denizlerle çevrili deriz. 177 bin kilometrelik nehirlerimiz var. Nehirlere deniz yüzeylerini de kattığımızda, Türkiye’nin tarım alanlarında 25 milyon hektar kadar deniz alanlarımız mevcut ama dünya akvaryum istatistiklerinde dünyadaki payımız yüzde 5. bu pay çok az. Bu toparlanması gereken bir konu. İzmirli bir bakanımızın olması bizi çok ümitlendiriyor. Balıkçılarımız ve balıkçılığımız daha fazla desteklendiğinde, balıkların baş köşemizde olduğu dönemlerde balıkçılığın hak ettiği değere ulaşması kaçınılmazdır. 1 Eylül’de açılacak balık sezonu için de vira bismillah diyor, kısmetlerinin açık olmasını diliyorum."
DENİZ HABER AJANSI