Yeşille mavinin buluştuğu doğası ve eşsiz güzellikleriyle turistlerin ilgisini çeken Batı Karadeniz kıyısındaki sahil kentleri tatilcileri ağırlıyor. Türkiye'nin iki büyük kenti İstanbul ve Ankara arasında kalan Batı Karadeniz sahil şeridi, tatillerde yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
Denizi, yeşili ve tarihi değerleriyle dikkati çeken Sakarya'nın Karadeniz'e açılan kapısı Karasu, yaklaşık 7 kilometrelik mavi bayraklı plaj uzunluğuyla misafirlerine ilçenin farklı noktalarından denize girme fırsatı veriyor.
Özellikle bayram ve yaz tatillerinde iç turizme yönelik tercih edilen Karasu'da, yaklaşık bin yatak kapasitesine sahip otel ve pansiyonlarda konaklama fiyatları 75 ila 350 lira arasında değişiyor.
Kocaeli'nin Karadeniz kıyısındaki ilçesi Kandıra, sahil şeridindeki mavi bayraklı plajlarıyla ziyaretçilerine güneşlenip masmavi sularda denize girme imkanı sunuyor.
Butik otel ve pansiyonlarda yerli turistler için hizmet verilen Kandıra'da, ilginç jeolojik yapısıyla bölgenin ziyaretçi sayısını artıran Pembe Kayalar, misafirlerine unutulmaz bir manzara sergiliyor. İlçenin mavi bayraklı Bağırganlı, Cebeci, Kerpe ve Kumcağız plajlarının yanı sıra Sarısu, Seyrek, Babalı, Kovanağzı plajları ile Miço, Kapri ve Sardala koyları da yerli turistlerce ilgi görüyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından cankurtaranlık hizmeti verilen Bağırganlı, Cebeci, Kerpe ve Kumcağız plajları ile Miço Koyu kadınlar plajından vatandaşlar ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Karadeniz'de 52 kilometrelik sahil şeridine sahip Kandıra'da, toplam 40 otel, motel ve pansiyonda 3 bin yatak kapasitesi mevcut.
Bu sene bir milyon ziyaretçinin beklendiği bölgede, 5 kişilik bir aile 120 ila 200 lira arasında konaklayabiliyor.
"Batı Karadeniz'in İncisi" diye tabir edilen Düzce'nin Akçakoca ilçesinde mavi bayraklı plajlara sahip yaklaşık 38 kilometrelik sahil kesimi de çevre illerde yaşayanların ilgi odağı oluyor.
Yapılan yatırımların ardından turist sayısında artışın yaşandığı ilçe, özellikle yaz aylarında nüfusunun 5 katı turisti barındırıyor.
İlçede toplamda yaklaşık bin yatak kapasitesine sahip otel ve pansiyonlarda konaklama fiyatları 100 ila 300 lira arasında değişiyor.
"Sesamos" adıyla MÖ 12. yüzyılda Fenikelilerin kıyılar boyunca oluşturduğu kolonilerle kurulan, İranlı Prenses Amastris'in yönetimi döneminde en parlak zamanını yaşayan Amasra, 3 bin yıllık tarihi geçmişi ve doğal güzellikleriyle önemli turizm alanları arasında yer alıyor.
Helenistik, Arkaik, Klasik, Roma, Bizans, Ceneviz, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda eserin bulunduğu Amasra, bakir koyları, tertemiz kumsalları, az dalgalı denizi ve doğayla bütünleşen güzelliklerinin yanı sıra balık ağırlıklı mutfak kültürüyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Amasra Kalesi ile 2013'te UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne eklenen ilçe, 1.5 kilometre uzunluğundaki plajı, doğal güzellikleri, kilise ve bedestenin yanı sıra müzesinde sergilenen binlerce yıllık tarihi mirası yansıtan özelikleriyle "Karadeniz'in Antalya'sı'' olarak nitelendiriliyor.
Amasra Belediye Başkanı Emin Timur, ilçenin gerek tarihi gerekse doğal güzellikleriyle bölgenin en önemli turizm merkezlerinden olduğunu söyledi.
Ankara'ya en yakın sahil olması nedeniyle "Başkentin denizi" niteliğindeki 6 bin 500 nüfuslu ilçeye günübirlik ziyaretçi sayısının 60 bini aştığı günler yaşadıklarını ifade eden Timur, "Yeşilin ve mavinin tarihle iç içe geçtiği, tüm güzellikleri bir arada sunan ilçemize gelen turist sayısı sürekli artıyor. Tatilciler yaz aylarında aşırı sıcak olan güneyden daha serin kuzeyi tercih etmeye başladı. Önceki yıllarda Türkiye'de 'turizm' denince akla hep Ege ve Akdeniz kıyıları geliyordu. İnsanlar artık Karadeniz'e yöneliyor ve deniz turizminin yanında doğayı da tercih ediyor." diye konuştu.
DENİZ HABER AJANSI