İşte o gece yaşananlar:
"Olaylar cuma akşamı başladı. İstiklal'deki kalabalığın 2-3 kat fazlası buradaydı. Camide ibadet yapıyorduk. Cuma ikindiden itibaren insanlar gelmeye başladı. Pazar günü kalabalık ve olaylar o kadar çoğaldı ki pazar günü yatsı namazını kılamadık. Gazdan etkilenen ve yaralanan 16-17 yaşında gençlerle yaşlılar da dahil olmak üzere buraya sığındılar.
İÇKİ İÇİLMEDİ
Burada içki içilmedi. Eylemciler buraya sığındıktan sonra içki içen görselerdi zaten kendileri dışarı atardı. Fakat ben de bazı şeyleri fark edemezdim çünkü 14 yaşında çocuğum ve eşim de yanımdaydı ve can güvenliğimizi de düşünüyordum. Twitter ve Facebookta burada içki içildiğine dair bilgiler çıkınca araştırdık. Bir tane bira kutusu vardı polis kamerasında görünen ezik bir bira kutusuydu.
PAZAR GECESİ VAHİMDİ
Sağlık ekibi burada organizeydi. Onların da hassasiyeti yüksekti kendileri de dahil olmak üzere kimse ayakkabıyla içeriye girmedi. Pazar günü de sağlıkçılar ayakkabısızdı fakat pazar gecesi durum o kadar vahim hale geldi ki camiyi yakacaklar korkusu bende oluştu. Gaz sıkılınca insanlar camiye girip, kapıyı da odunlarla kapattılar. Dışarıda kalan insanlar camiye sığınma amacıyla girmeye çalıştı. Giremeyince de tepkiler büyüdü.
KONUŞUP SAKİNLEŞTİRDİM
Eğer müdahale etmeseydim camiide ikinci Madımak yaşanmasından korktum. Ve arabuluculuk yapmaya başladım. Mikrofonu açıp konuştum ve grubu sakinleştirdim. Sonra polislerle görüşüp grubun müdahale edilmeden, slogan atılmadan, polisi taşlattırmadan camiiden çıkarıp gönderdik. Onlar camiden çıkıp Kabataş'a doğru gittiler.
POLİSİN CAMİYE GAZ SIKTIĞI DOĞRU DEĞİL
Polisin bu esnada camiye gaz sıktığı doğru değil. Dışarıda o kadar çok gaz vardı ki içeriye de sızdı. Ben buradaki insanlara olaylar büyüyünce caminin müezzini olarak tanıttım. Çünkü insanlarda bir imdat çağrısı görüyordum. Özellikle gençlerin birçoğu olayların bu noktaya geleceğini düşünememişti, tahmin etmemişlerdi.
KADERİMLE BAŞ BAŞA KALDIM
Herkes Gezi Parkı'na odaklanınca beni kaderimle başbaşa bıraktılar, 3 gün boyunca buradaki insanlar dışında çocuğum ve eşimle hiçbir yere çıkmadan yoğun gaz baskısı altında kaldık ve hayati tehlike endişesi yaşadık. Polisin girmediği yerde bize ekmek ve su bile gelmedi. Cuma akşamından Pazar gecesine kadar hiçbir şeyimiz yoktu. Pazar gecesi yemek, su, tıbbi malzeme geldi.
ÖĞRENCİLERLE KONUŞTUM, YUMUŞADI
Çoğu lise üniversite öğrencisi olan gençlerden oluşan gençlerle birlikteydik. Kendimi tanıtıp yardımcı olacağımı söyleyince yumuşama ortamı oldu. Onlara slogan alkış yok burasının Allah'ın evi olduğunu söyleyince yumuşadı insanlar. Artık Twitter, Facebook sosyal medya ortamlarında karşılıklı atışmalardan vazgeçilsin. Burada bir olay yaşandı ve bitti.
MÜHİM OLAN İNSAN HAYATIDIR
Mühim olan insan hayatıdır, burada ölüm olmadı sevindirici olan budur. Çünkü insan önemlidir. Bir insanın hayatı kaç bin ağaca bedeldir. Ağacı dikersin ama insanları geri getiremezsin. Temennimiz Allah bu ülkeye, insanlarımıza bir daha böyle bir şey yaşatmasın. Şahsıma yönelik bir tepki yok. Gelse de önemli değil. Takdir, teşekkür beklemiyorum. Eleştiri gelse de durum ortada. Polisin, basının, STK'ların, cemaatin olmadığı bir ortamda ancak bu kadar başarabildim yalnız başıma. Şimdi hasar tespiti yaptık ve ilgili kurumlarla halledeceğiz.
Haber: Alaz Kuseyri - Akşam Gazetesi
Deniz Haber Ajansı'nın Notu: Cihan Haber Ajansı'nın servis ettiği aşağıdaki görüntüleri ile 4 gün önce yayınladığımız, "Marjinal bölücüler camide kafayı çekmiş" başlıklı haber yayından kaldırılmıştır. Araştırmalarımız sonucu, bir kişinin bira kutusu ile camiye girdiği ve oradaki bir doktorun uyarısı üzerine camiden çıktığı öğrenilmiştir. Provokasyon kokan polis kamerası görüntülerini servis eden Cihan Haber Ajansı'nı kınıyor, kamuoyundan özür diliyoruz.
Deniz Haber Ajansı Yayın Kurulu