Türkiye'deki birçok nehir gibi endüstri işletmeleri ve Organize Sanayi Bölgeleri'nin arıtmasız atıkları, tarımda giderek artan zirai ilaçlamalar, evsel atıklar ile biyolojik atıklarla kirlenen Büyük Menderes Nehri'nde geçen hafta binlerce balık ölmüş ve ölen balıklar kıyıya vurarak adeta adacıklar oluşturmuştu. Balık ölümlerinin yetkilileri harekete geçirmemesi doğa dostlarının tepkisine neden oldu.
NEHİR KIYISINA YAKLAŞILAMIYOR
Balık ölümlerinin devam ettiğini, buna karşın hiçbir işlem yapılmadığını söyleyen Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, “Ölen balıkların kokusundan nehir kıyısına yaklaşılamıyor. İlk gün balıklara ganimet gibi saldıran kuşlar, kokuşma başlayınca artık balıkların yanına bile yaklaşmıyor, tav sularının salındığı tarlalarda beslenmeye çalışıyorlar. Mendereste yoğun olarak bulunan Natrix tessellata türü su yılanlarının bile suya girmediklerini gördük” diyerek kokuşan balıkların ürettiği bakterilerin hastalık kaynağı olduğunu, insanlar, hayvanlar ve kuşlar açısından büyük tehlike oluşturduğunu söyledi.
“ACİLEN TOPLANIP İMHA EDİLMELİ”
Nehrin her iki yanındaki kargı kamışlarının içinde, toplam 6 kilometrelik güzergahın balık ölüleriyle dolu olduğunu söyleyen Sürücü, “Acilen buradaki balıklar, insan ve hayvan sağlığına zarar vermemesi için toplanarak imha edilmeli. Tüm havzanın katı atıklarını, kimyasal ve ağır metal yüküyle dolu kirliliğini çeken Büyük Menderes Nehri artık S.O.S veriyor. Bu sulardan içen yaban hayvanlarının, bitkilerin ve çiftçilerin ürünlerinin etkilenmemesi mümkün değil. Buna mutlaka bir çözüm bulunmalı. Marmara'da meydana gelen müsilajı etkileyen ve tetikleyen sorunların tüm kaynağı burada da var. Mutlaka bilimsel bir çalışma yapılmalı” ifadelerini kullandı.
“MİLLİ PARKIN TAM ORTASINDA KALIYOR”
Sürücü, balık ölümlerinin yaşandığı yerin Türkiye'nin en önemli milli parklarından biri olan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası'nın tam ortasında kaldığını, tepeli pelikanlar başta olmak üzere 256 tür kuşun yaşadığı, nesli tehlike altında olan saz kedileriyle birlikte birçok yaban hayvanının yaşam alanı olan önemli bir doğa alanı olduğunu hatırlattı. Kuraklık, sıcaklık, oksijen yetersizliği gibi söylemlerle geçiştirmek yerine, tüm kurumların bir araya gelerek birbirini suçlamadan, sorunun kaynağını araştırması ve çözüm üretmesini istedi.
“GELECEK NESİLLERİ ÇOK ETKİLENECEK”
Sorunun sadece Aydın bölgesinden kaynaklanmadığı için, nehri olumsuz etkileyen diğer illerin kurumlarıyla, üniversitelerin ilgili bölümleri bir araya gelerek bir çalışma yapması gerektiğini belirten Sürücü şunları söyledi:
“Yapılacak bu çalışmalar önceki yıllardaki gibi dosyalarda kalmamalı. Menderes Havzası'nın geleceği insanıyla, toprağıyla, bitkisiyle, yaban hayatıyla, sucul canlılarıyla garanti altına alınmalı. Eğer Büyük Menderes Nehri'nin korunması için bir çalışma yapılmazsa, havzada bulunan herkes ve her canlı bundan olumsuz etkilenecek ve bu durumdan gelecek nesiller çok etkilenecek.”
DENİZ HABER AJANSI