Yarattığı katma değer ve istihdama sağladığı katkı ile dikkat çeken tekne ve yat imalatı sektörü, 15 yılı aşkın süredir İzmir’de yer arıyor. Aliağa-Çaltıdere’de bulunan ve 2000’li yılların sonunda tekne ve yat imalatı ile çekek yeri olarak düşünülen bin 200 dönümlük arazinin sektöre tahsis edilmesi tartışmaları yeniden alevlendirdi.
İzmir Gemi Mühendisleri Odası (GMO) Eski Başkanı ve Poseidon Mühendislik ve Gemi İnşaatı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Burak Acar, Çaltıdere’nin sığ ve bataklık yapısı nedeniyle tekne ve yat imalatına uygun olmadığını öne sürdü. 1200 dönümlük alanın dolgusunun 60 Milyon Dolar, dip tarama ve derinleştirme işlemlerinin ise en az 10 Milyon Dolara mal olacağını belirten Acar, asgari 3 metre derinliğe sahip olması gereken imalat bölgesinin, derinlik ve zemin sorunu olmayan bir yerde seçilmesi gerektiğine dikkat çekti. Çaltıdere’de yapılacak zemin iyileştirmesinin çok maliyetli olacağına işaret eden Burak Acar, “Çaltıdere gibi tamamen bataklık bir alanda tekne ve yat imalatına uygun bir zemin elde etmek çok maliyetli olacak. Bu durumda alt ve üst yapıların yatırım maliyeti de artacaktır. 15 yıldır her seçim öncesi Çaltıdere’nin gündeme getirildiğini, seçim geçtikten sonra da gündemden düştüğünü izliyoruz. Çok acil ihtiyaç olan üretim bölgesinin seçimi yapılırken, avantaj ve dezavantajların doğru saptanması, gerçekçi projelerin en hızlı şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor.” dedi.
YAPAY ADA ÖNERİSİ
Burak Acar, tekne ve yat imalatı yapılacak alanın zemin ve derinlik özelliklerinin yanı sıra yerleşim bölgelerine ve ulaşım akslarına da yakın olması gerektiğini vurguladı. İzmir Körfezi’nin dip taramasından çıkacak çamurdan oluşacak yapay bir adada ya da Karaburun Yarımadası’nda bu üretimin rahatlıkla yapılabileceğini söyleyen Acar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Büyük Körfez Projesi ve İZKARAY tüp tünel projesi kapsamında yapılacak dip taramasında çıkan çamur ve hafriyattan, İzmir Körfezi’nde yapay adalar yapabiliriz. Bu adalarda tekne ve yat imalatı rahatlıkla yapılabilir. Kimseyi rahatsız etmeden ve uluslararası standartlarda bir üretim yapabiliriz. Karaburun Yarımadası’nın batısında, Küçükbahçe-Karaburun arasındaki sahil şeridinde, deniz kıyısında ya da denize yakın, mülkiyeti kamuya ait araziler var. Katma değeri yüksek ve doğrudan istihdam sağlayan tekne ve yat imalatı sektörü, çevreyi kirleten, doğa düşmanı bir sektör değil. Bilakis, uygun şartlar sağlandığında Türk ekonomisinin yüz akı sektörlerinden biri olmaya adayız. İzmirli tekne ve yat imalatçılarına yer seçimi yapılırken, sektörde üretim yapanların da görüşlerinin alınması gerektiğini düşünüyorum”
DENİZ HABER AJANSI