Türk tersaneleri, özel amaçlı gemi yapımında da önemli projelere imza atıyor. Dünyanın ilk yüzer enerji gemisi (powership), elektrikli römorkör, elektrikli-hibrit kutuplara seyahat edebilen yolcu gemileri, elektrikli-hibrit feribotlar gibi projeler de Türk tersanelerinin başarıları arasında.
Denizyolu taşımacılığı küresel ticaretteki en yaygın ve efektif taşımacılık türü olarak öne çıkarken, uluslararası mal hareketlerinin yüzde 85’inden fazlasını kontrol eden küresel tedarik zincirlerinin de temelini oluşturuyor. Bu sebeple ülkeler ne kadar büyük filoya sahip olursa dünya denizyolu taşımacılığından aldığı pay da o kadar büyüyor. Denizcilik sektörü, Türkiye için de vazgeçilmez. Türk denizciliğinin taşıma kapasitesine bakıldığında ise 1700 Türk sahipli gemi sayısı ve yaklaşık 40 milyon DWT (dead weight ton) ile dünyanın en büyük filosunu kontrol eden ülkeler sıralamasında (1000 GT ve üzeri) 14. sırada yer aldığı görülüyor.
300 Bin İstihdam
Türkiye sadece deniz taşımacılığında değil; gemi inşası, tamiri, bakımı ve onarımında da atılım yapan bir ülke olarak dikkat çekiyor. Türk gemi inşa endüstrisi, 2000’li yıllarda yerel bankaların finansmanı ve ekonomik istikrar sayesinde önemli bir büyüme yaşadı. Bugün Türk tersanelerinde; tankerler, römorkörler, kruvaziyer/yolcu feribotları, kuru yük gemileri, açık deniz hizmet gemileri, savaş gemileri, dökme yük gemileri, konteyner gemileri, balıkçı tekneleri, trol tekneleri, gaz taşıyıcıları ve Ro-Ro gemilerin yanı sıra
LNG ile çalışan, hibrid motorlu ve elektrikli gemiler alanında da başarıyla üretim yapılıyor. Nitekim 2020 yılında kruvaziyer yolcu gemilerinin de inşasına başlanması, turizm için önemli bir aşama. Geçtiğimiz yıl 1.79 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörün sağladığı istihdamın 87 bini aştığı belirtilirken, yan sanayi ile birlikte rakamın yaklaşık 300 bin kişiye ulaştığı da kaydediliyor.
Yıllık Kapasite
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’de faal tersane sayısı, 2022 yılı sonu itibariyle 84’e ulaştı. Tersanelerin büyük bir çoğunluğu, Tuzla Bölgesi başta olmak üzere Marmara’da konuşlanmış durumda. Mevcut tersanelere ilave olarak Karadeniz’de de yeni tersane ve tesisler kuruldu. Türk tersanelerinin yıllık kapasitesi ise 2022 yılı sonu itibariyle 4.74 milyon DWT’ye yükseldi. 2008 yılından sonra sektörün bakım-onarım konusunda da uzmanlaşması ile birlikte 2011 yılında 13 milyon DWT’lik bakım-onarım faaliyeti gerçekleştiren tersaneler, 2021 yılında 29.8 milyon DWT hizmete ulaştı. Diğer taraftan, gemi inşa sanayinin son yıllardaki gelişimine paralel olarak gemi yan sanayi de büyük gelişme gösterdi. Yan sanayi firmalarının çoğunluğu İstanbul’da, bir kısmı Kocaeli’de yerleşik durumda olup, Konya, Kayseri, Adana ve Bursa illeri de dahil olmak üzere ülkemizin çeşitli bölgelerinde faaliyetlerini sürdürüyor. Gemi-yat inşa ve bakım onarım faaliyetlerinde kullanılan malzemelerin üretimlerini yapıyor.
Elektrikli Gemi Siparişi
Yeşil dönüşüm, gemi inşa sektöründe de yeni fırsatları beraberinde getiriyor. Türkiye’nin dış ticaretteki en büyük partneri Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı, sektörün farklı alanlara yönelmesine ve bu kapsamda tersanelere gelen yeni teknolojili gemi siparişlerinde artışa neden oluyor.
İstanbul Ticaret’e bu değişimi değerlendiren İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, deniz taşımacılığındaki yakıt dönüşümünün, ileride ciddi ölçüde bir filo yenilenmesini gerektireceğini ve bunun uzun dönemde siparişlerin artmasına sebebiyet vereceğini söyledi. Kıran, şöyle konuştu: “AB Yeşil Mutabakatı, tersanelerimize gelen elektrikli ve hibrit gemi siparişlerini artırdı. Tersanelerimiz ayrıca özel amaçlı gemi yapımında da önemli başarılara imza attı. İlk yüzer enerji gemisi (powership), elektrikli römorkör, elektrikli-hibrit kutuplara seyahat edebilen yolcu gemileri, elektrikli-hibrit feribotlar, balıkçı gemileri gibi projeler tersanelerimizin başarıları arasında.
2022-2023 arasındaki iki yıllık dönemde teslim edilecek 30 çevreci gemi mevcut. Bu 30 çevre dostu geminin 9’u feribot, 8’i balıkçı gemisi, 5’i römorkör, 4’ü canlı balık taşıma gemisi, 3’ü yolcu gemisi ve 1’i de ropax.”
Özel Sektör Harp Gemisi İnşasında Tecrübe Kazandı
Son yıllarda savunma sanayine yönelik projelerin gemi inşa sektöründe de büyük bir ivme kazanması konusunda ise İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, şu değerlendirmelerde bulundu: “Özellikle MİLGEM projesinde sağlanan başarıların ardından artık ülkemiz tersaneleri yurt dışından dahi teklifler alarak askeri amaçlı gemi inşa projelerinin yapımını daha yüksek bir yerli katkı oranı ile gerçekleştirebiliyor. Bu proje ile Türkiye ilk defa korvet tipi bir askeri geminin tasarımını milli olarak gerçekleştirdi. Böylelikle gemi tasarımı, tekne inşası ile sistem entegrasyonunda dışa bağımlılık azaltıldı ve askeri tersaneler ile özel sektördeki gemi tasarım, inşa imkânları ve kabiliyetlerinin entegrasyonu suretiyle özel sektörün harp gemisi inşası alanında gerekli bilgi birikimi, tecrübe ve altyapı ile donatılması sağlandı. Yine Türkiye’nin ilk yerli ve milli Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Anadolu, Deniz Kuvvetlerimizin envanterine dahil edildi. Ayrıca, yeni tip denizaltı projesi, Türk tipi hücumbot projesi ve insansız deniz araçları projeleri ile Deniz Kuvvetlerimiz envanterine yeni platformların katılması çalışmaları süratle devam ediyor. Dünya üzerinde askeri deniz kuvveti olduğu bilinen yaklaşık 162 ülke bulunuyor. Ülkemiz hali hazırda bir savaş gemisini tasarlayan, inşa eden, proje ve inşa kontrolünü ve idamesini gerçekleştiren 10 ülke arasında. Geçmişte büyük ölçüde dışa bağımlı olduğumuz savunma sanayi projelerinin, gemi inşa sektöründe ulaştığımız seviye ile paralel olarak seneler içinde kat ettiği mesafe net şekilde görülebiliyor.”
Yat Üreticilerine Yeni Fırsatlar
Savaş gemileri hariç tutulduğunda, Türkiye 2022 yılında 1 milyar 453 milyon dolar değerinde gemi ve yat ihracatı gerçekleştirdi. İstanbul Ticaret’e değerlendirmelerde bulunan Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği (GYHİB) Başkanı Cem Seven, sektörün dünya genelindeki enflasyonist ortam, yüksek faizler, emtia fiyatlarındaki artış, Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle küresel ticaret hacmi azalışından etkilendiğini söyledi. Seven’in açıklamaları şu şekilde: “Türkiye gemi ve yat inşa sektörleri özel maksatlı ve özel yapım gemi tiplerinde öncülük etmeye ve yerini korumaya devam edecek. Yine benzer şekilde pandemi sonrası kısıtlama olmadan izolasyon imkanı tanıyan yatlara ilişkin talepler, Türkiye’deki yat üreticisi firmaların avantaj sağlayacağı yeni fırsatlar doğuruyor. Şu an içinde bulunulan küresel ekonomik gelişmelerin etkisinden de en az zararla kurtularak ihracat ayağında yükselişine olanca hızıyla devam edecektir. Yılın ilk dönemi itibariyle ihracat rakamlarımız arzu ettiğimiz seviyelerde olmasa da inanıyoruz ki, şu an üretim süreci devam eden gemi ve yatlarımız yabancı alıcılarla buluştukça ihracat rakamlarımız da 2023 yılı için hedeflediğimiz 1.5 milyar dolar seviyesine ulaşacak.”
Yüksek Katma Değerli İhracat
Yat ve tekne imalat sanayinin de büyük oranda katma değere sahip, istihdam sağlayan ve ihracatı yüksek bir sektör olduğunu belirten Tamer Kıran, şu bilgiyi verdi: “Gemi inşa sanayi için büyük yatırımlara, uzun süreye ve deniz kenarında büyük yerlere ihtiyaç duyulurken, yat ve tekne imalatı daha küçük yatırım ile daha kısa sürede ve daha küçük yerlerde faaliyet gösterebiliyor. Büyük yatırımlar gerektirmemesine rağmen katma değeri çok daha yüksek. Türkiye özellikle süperyat (24 m ve üstü) inşasında 2007’den itibaren istikrarlı bir yükseliş gösterdi ve 2010 verileriyle teslim edilen süper yat adet ve uzunluğu itibariyle dünya üçüncülüğü konumuna kadar yükseldi. Sektör, 2022 verilerine göre 54.494 GT ile dünyada 4. sırada.” (Şeref Kılıçlı / İstanbul Ticaret Gazetesi)
DENİZ HABER AJANSI