Bu yılın başında Su Ürünleri Kanunu'nda 1971 yılından bu yana en kapsamlı değişiklik yapıldı. Yeni kanunla denizlerde avcılık ve yetiştiricilikteki kuralları yeniden düzenlendi. Buna göre Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Karadeniz'de ışıkla avcılık yasaklandı.
Öte yandan en ağır ceza ise kanunlara aykırı şekilde avcılık yapan kişilerin teknelerine kalıcı olarak el konulması ve tekrar edilmesi durumunda hapis cezası verilmesi oldu. 2020 yılının ocak ayında yürürlüğe giren yeni kanun ilk yılında olumlu sonuçlar vermeye başladı.
"HEM BALIKÇI HEM DE VATANDAŞ MEMNUN"
İstanbul Tarım İl Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, "1280 sayılı kanunun uzun yıllardan sonra değişmesiyle beraber bizim sahadaki etkinliğimiz çok daha fazla arttı. Denetimlerde kaçak ve ruhsatsız şekilde avcılık yapan teknelere direkt olarak el koyuyoruz. Küçük boyda tutulan balıkların tekrar piyasaya sürülmesi yasaklandı. Bunları da hayır kurumlarına bağışlıyoruz. Işıkla avcılığın yasaklanması balık popülasyonunda ciddi bir artışa neden oldu. Balık avlama süresi de artışa geçti. Bundan hem balıkçı hem de vatandaşlarımız memnun. Balık bol olduğu için hem balıkçı para kazanıyor hem de vatandaşlarımıza balık ulaşıyor" dedi.
YAPILAN 15 BİN 200 DENETİMDE 1 MİLYON 50 BİN LİRA CEZA YAZILIRKEN 65 TEKNEYE EL KONULDU
Bu yıl yapılan denetimlerde tam 65 teknenin mülkiyetine el konulduğunu söyleyen Karaca, "İstanbul'da 1 Ocak 2020'den itibaren 15 bin 200 denetim yaptık. Yaptığımız denetimlerde 498 kişiye yaklaşık 1 milyon 50 bin lira ceza yazdık. 65 tekneye de el koyduk. 25 adet trol kapısına ve ağına el koyduk. Sadece el koyma değil, aynı kişi ikinci üçüncü defa yakalandıysa hapis cezasına varana kadar cezalar uygulanıyor. Yeni kanun bizim gerçekten sahada etkinliğimizi çok artırdı. Bunun meyvelerini bir yıl geçmeden gördük. Bu yıl bol ve bereketli bir sezon yaşıyoruz" dedi.
BOY VE ZAMAN YASAKLARI KONTROL EDİLİYOR
Karaca, "Denizde sadece denetim yapmıyoruz. Terk edilmiş ağlar toplanıyor, denize resif bırakarak denizdeki av baskısının azalması ve sürdürülebilir balıkçılığa katkı sunmaya çalışıyoruz. Karaya çıkış noktalarında ve su ürünleri satış halinde boy ve zaman yasaklarına dikkat ediyoruz. Balığın ilk avlandığı noktadan, tüketiciye gittiği zincirin halkalarını kontrol ediyoruz. Boy ve zaman yasakları kapsamında yaptığımız denetimlerde de 135 ton su ürününe de el koyduk" diye konuştu.
"35 YILDIR ÇIKMAYAN USKUMRU BALIĞI VAR"
Tezgahta balık satan, teknesiyle balık tutanlar da yeni yasadan memnun olduklarını dile getiriyor. Balıkçı Ahmet Yavuz, "Daha önce trol yapan, kaçak avcılık yapanlar kabahatler kanuna göre cezalandırıldığı için cezaları hafifti. O cezayı göze alıp yasak bölgelerde avlanıyorlardı. Bunların yüzünden biz avlanma yapamıyorduk. Geçen sene bu vakitlerde balık kalmazdı, şu anda bile balık akıyor. Özellikle ışıkla avcılığın önüne geçilmesi etkili oldu. 35 senedir çıkmayan uskumru balığı Marmara'da var ve tutuyoruz" dedi. Karaköy Tarihi Balık Çarşısı'nda balık satan Yusuf Durmaz da "Denizler bizim ekmeğimiz. Denizler ne kadar çok korunursa biz de o kadar sağlıklı ve bereketli yaparız. Şu an balık bol. Bu sene palamut bolluğu vardı, palamut bitti çinekop, lüfer bolluğu başladı. Denizden ne kadar çok çıkarsa o kadar ucuz satarız" diye konuştu.
KAÇAK AVCILIK AZALDI AMA BİTMEDİ
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadet Karakulak yeni yasa ile yasadışı avcılığın önüne geçildiğini ancak tamamen bitirilemediğini belirtti. Prof. Dr. Karakulak, "Yasadışı avcılıkta biraz azalma oldu. Balıkçı illegal bir avlanma yaptığında av aracına el konulduğu gibi teknelere de el koyma söz konusu. Bu yüzden azaldığını düşünüyorum ama tam olarak bitmedi. Bitmesi için bakanlığın denetim ve kontrolü daha sıkı bir şekilde yapması lazım" dedi.
Prof. Dr. Karakulak balıkçılara da belirli oranda balık kotası getirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Denizde belirli bir oranda avcılık yapılması ve denizde balık bırakılması lazım ki, denizde kalanlar üremelerini gerçekleştirerek stoka katılımı sağlayabilsin. Hangi balık türünü koruma altına alacaksak ona yönelik yaşam ömrü ile ilgili bir koruma planları yapılması lazım. Örneğin hamsinin 4 yıllık yaşam ömrü vardır. Bir yıllık alabileceğimiz kararlarla biz hamsiyi koruyabiliriz. Lüfer, palamut için 10 yıla, uzun ömürlü kılıç ve orkinos için de 15 yıllık koruma planlarına ihtiyaç var" diye konuştu.
YENİKAPI'DAKİ TEKNELER HAVADAN FOTOĞRAFLANDI
Yeni kanun sonrası kaçak avcılık yaptığı tespit edilen teknelerin mülkiyetine el konuluyor ve yasa gereği bu tekneler iade edilmiyor. İstanbul Tarım İl Müdürlüğü tarafından yapılan denetimlerde el konulan teknelerin bir kısmı Yenikapı'da bulunan Yediemin Limanı'nda tutuluyor.
DENİZ HABER AJANSI