Marin sektöründe mühendislik firması olarak çalışmalarını sürdüren Delta Marine denizcilik sektöründe önemli firmalara çözümler sunuyor. Türkiye`nin öncü askeri gemi programı MİLGEM projesinin 3B tasarım ve üretim mühendisliği projelerini de üstlenen firmanın Yönetim Kurulu Başkanı H. Bülent Şener ile bir araya geldik.
Delta Marine, 1996 yılında bir grup gemi inşa mühendisi tarafından ülkemizdeki gemi inşa faaliyetlerini destekleyecek kurumsal mühendislik firması ihtiyacına binaen kuruldu. Uzmanlık alanı gemi tasarımı ve danışmanlığı olup ticari/askeri gemi, yat ve açık deniz yapılarının inşası için tasarım, mühendislik ve danışmanlık hizmetleri sunuyor. Ayrıca 2002 yılından beri Delta Marine bünyesinden ortaya çıkan iki çözüm ortağı firma bulunuyor. Bunlardan ilki gemi inşa sektörü de dahil savunma, imalat, otomotiv, beyaz eşya gibi birçok sektöre ileri mühendislik hizmetleri sunan ve gemi tasarımı ve projesi yönetimine dair yazılımlar geliştiren Mesh Mühendislik ve Yazılım A.Ş.’dir. Diğer firma ise gemi inşa projelerinde anahtar teslim taahhüt işleri ve inşa faaliyetlerinde yapılabilirlik, gözetim ve danışmanlık yapabilme kabiliyetine sahip Omega Marine firmasıdır.
Birlikte çalıştığınız ya da hizmet verdiğiniz önemli referanslar, kurumlar hangileri?
Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yönetilen ve son kullanıcısının TC Deniz Kuvvetleri olduğu eğitim botu ve Türkiye’nin öncü askeri gemi programı MİLGEM projesinin 3B tasarım ve üretim mühendisliği projeleri askeri gemi alanındaki en önemli referanslarımızdır. Ayrıca bir kısmı STM A.Ş ile iş birliğimiz sonucunda oluşturulan, yurt içindeki ve yurt dışındaki talep ve ihtiyaçlara yönelik tasarlanmış muhrip, amfibi, destek, karakol ve eğitim amaçlı yirmiden fazla askeri gemi konseptimiz bulunmaktadır. Bu alanda güncel en önemli referansımız Pakistan Deniz Kuvvetleri için tasarlamış olduğumuz ve Karaçi’de inşa edilen denizde ikmal tankeri projesidir. Ticari gemi alanında, İstanbul halkının oylarıyla dış görünüşü belirlenmiş olan ve halen İDO tarafından işletilen beş adet yeni nesil Şehir Hatları Vapurları (ŞH Fatih, ŞH. Beykoz gibi) firmamızın tasarımıdır. Geçtiğimiz 19 sene içerisinde ticari gemi alanında yurt içi ve yurt dışında ödül alan, önemli denizcilik dergilerinde dikkat çekici tasarımlar olarak sunulan tanker, kuru yük, konteyner tipi gemilerin yaratıcısı olduk. Türkiye’de tüm önemli armatörlük firmaları ve tersaneleri referanslarımız arasındadır. Armatörlük firmaları içerisinde Turkon Holding (Kalkavan Grubu), Kaptanoğlu Holding, Yardımcı Grup, Yıldırım Holding, SNR Holding, Densa, Kaman Denizcilik, Armona Denizcilik gibi tersaneler yer almaktadır. Aralarında Sedef, RMK Marine, Beşiktaş, TGE/Gemak, Dearsan, Desan, Yardımcı, Selah, Marmara, Sefine, Gisan, İstanbul, Çimtaş, Ada, Proteksan, Sunrise gibi ülkemizin önde gelen tersaneleri dahil olmak üzere 30’dan fazla tersanemiz de müşteri portföyümüzdedir. Delta Marine ayrıca doğrudan veya yerli tersanelerimiz vasıtasıyla tüm dünyadaki birçok armatörlük ve gemi işletmeciliği firmasına mühendislik hizmetleri sunmaktadır. Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, İngiltere, Rusya başta olmak üzere Avrupa’da, ABD, Meksika gibi Amerika kıtası ülkelerinde veya Singapur, Japonya gibi Uzak Doğu ülkelerinde yerleşik birçok denizcilik firmasıyla hizmet sunma veya iş birliği kurma anlamında irtibatlarımız olmuştur.
Teknopark İstanbul bünyesinde ne kadar zamandır faaliyet gösteriyorsunuz?
Delta Marine ve Mesh firmalarımızın Teknopark İstanbul’daki Ar-Ge ofislerini 2013 yılının Mart ayında açtık. Bu yerleşkeye geliş sebeplerimizin arasında denizcilik sektörüne öncelik verilmesi, eski ofislerimizdeki yenileme ihtiyaçlarının mevcut fiziksel koşullar altında iyice zorlaşması, yasal mevzuatlar sayesinde özellikle personel maliyetlerinde sağlanan avantajlar ve yerleşkenin konumu itibariyle hem Tuzla Tersaneler Bölgesi’ne, hem de Sabiha Gökçen Havaalanı’na yakınlığını en önemli başlıklar olarak sayabiliriz. Ayrıca Teknopark İstanbul yerleşkesinin kurumsal görünümünün burada faaliyet gösteren tüm firmaların müşterileri nezdinde daha iyi bir izlenim bırakmalarına katkı sağladığını düşünüyoruz.
Denizcilik alanında yürüttüğünüz çalışmalardan genel olarak bahseder misiniz? Şu anda üzerinde çalıştığınız en önemli projeniz hangisi?
Denizcilik alanında esas faaliyetimiz değişik amaçlara yönelik ticari/askeri gemiler ve yatlarda tasarım ve mühendislik çalışmalarıdır. Firmamız çözüm ortakları ve iş birliği sağladığı itibarlı firmalarla birlikte proje fikrinin oluşturulduğu ön tasarım/fizibilite aşamasından inşa/teslim süreçlerinde ihtiyaç duyulan detaylı üretim tasarımı ve testlere kadar tüm aşamalarda mühendislik hizmetleri verebilmektedir. Ticari amaçlı yük ve yolcu gemileri ağırlıkta olmak üzere 150’den fazla tasarım projesine ve 220’den fazla gemiye imza atmış konumdayız. Mühendisliğinde yüksek deneyim sahibi olduğumuz küçük boyutlu (2.500-20.000 DWT aralığı) tanker piyasasında Türkiye’nin 2008 ekonomik kriz dönemi öncesinde Avrupa lideri ve dünyada ilk beş ülke arasında yer almasında ve halen devam eden itibarına projelerimizin ciddi katkısı olmuştur.
Bu konuda en önemli referansımız küresel ekonomik krizin en yoğun olduğu dönemde Delta Marine’nin tasarladığı, Mesh’in doğruladığı ve Omega Marine’nin inşa ettiği; birini ELBA adıyla İtalyan D’Alesio Group firmasına, diğerini ise GAZPROMNEFT NORDWEST adıyla Rus Gazprom Marine Bunkering firmasına ihraç ettiğimiz iki adet 2.600 DWT kapasiteli petrol ürünleri ve kimyasal tankerdir. Şu anda ise Türkiye’nin askeri gemi inşası alanında en önemli ve özgün iş birliği projesinde tasarım sorumluluğunu üstlenmiş durumdayız. Pakistan’da Karaçi Tersanesi’nde inşa edilmekte olan, yaklaşık 15600 ton deplasmana sahip, yaklaşık 155 m boyunda, denizde ikmal sistemi (RAS/FAS) ve helikopter iniş/kalkış olanağına sahip, yaklaşık 20 deniz mili hız yapması hedeflenen denizde ikmal tankeri (Pakistan Navy Fleet Tanker) projesinde temel tasarım, üretim mühendisliği ve plan onay faaliyetlerinin sorumluluğu firmamızdadır. Bu projede tasarım ve mühendislik hizmetlerinin yanı sıra gemide kullanılacak malzeme, ekipman, ELD, yedek parça, test ve tecrübeler, eğitim hizmetleri de Türkiye’den Pakistan’a ihraç edilmektedir.
Denizcilik alanında devam ettiğiniz Ar-Ge faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?
Delta Marine, denizcilik sektöründe ve gemi inşada iyi tasarımın, iyi mühendisliğin ne kadar önemli olduğunu her zaman vurgulamıştır. Zira bir geminin yüzebileceğinden, kullanıcısının arzu ettiği yük taşıma, hız, konfor, estetik, düşük inşa/işletme maliyeti, ergonomi, güvenlik gibi birçok önemli performans ölçütüne uyabileceğinden, ulusal ve uluslararası kural ve mevzuatlara uyumluluğunun sağlanabileceğinden emin olmak için iyi bir tasarım ve engin bir mühendislik birikimi birinci şarttır. Bu bağlamda firmamız kuruluşundan beri gelişen teknolojileri ve gemi inşa kurallarını yakından takip ederek sürekli değişim ve iyileştirme felsefesiyle Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını yürütmektedir. Ülkemizde bünyesinde ve kendi olanaklarıyla bilgisayar destekli simülasyon ile tasarım doğrulama ve yazılım geliştirme çalışmalarını başlatan ilk firma Delta Marine’dir. Bugün tasarımlarımızın kaynağı olan tekne formunu kendi geliştirdiğimiz yazılımımızla yaratıyoruz.
TÜBİTAK tarafından da desteklenen ilk yerli gemi yükleme yazılımımız DeltaLoad üç yüzden fazla gemide kullanılmaktadır. Erken tasarım aşamalarında verimli ve yüksek performanslı tekne formu için DeltaFlow, düşük gürültü ve titreşim ile konforlu yolculuk sunmak için KOSGEB’den destek aldığımız Vibacus isimli yazılımlarımızla ürünlerimizin kalitesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Tüm bu çalışmaları çözüm ortağımız Mesh firmamızla birlikte gerçekleştiriyoruz. Ayrıca 2013 yılı Aralık ayından beri AB 7. Çerçeve Programı kapsamında desteklenen, 31 partner ve yaklaşık 15 Milyon avro bütçeye sahip, açık denize yerleştirilen rüzgar türbinlerinin yalın anlayış ile daha düşük maliyetlere kurulmasını amaçlayan LEANWIND isimli projede, türbinler için yerleştirme ve hizmet götürme ilerini yapacak iki farklı konseptte geminin tasarımlarını geliştiriyoruz. Ayrıca günümüzde çok önem atfedilen çevre duyarlılığı bağlamında tasarımlarımızı geliştirirken daha düşük ve temiz enerji ile daha verimli gemilerin inşa edilmesi için araştırmalarımızı sürdürüyoruz.
Önümüzdeki dönem için yeni hedef ve projeleriniz nelerdir?
Her ekonomik kriz, ilk önce ticaretin yüzde 95’inin yapıldığı denizciliği etkiler ve en son krizden çıkan sektör denizcilik olur. Bu bağlamda sektörümüzde yaklaşık altı senedir gerek ülkemizde, gerekse dünyada önemli bir gerileme oldu. Önümüzdeki dönemde kriz öncesi erişilen ancak açıkçası pek gerçekçi olmayan piyasa şartlarının yeniden oluşmayacağının bilinciyle her gün değişen ticaret (özellikle enerji) piyasasının gidişatına yüksek seviyede ve zamanında adaptasyon sağlayarak hem askeri, hem de ticari gemi alanında ürün çeşitliliğimizi artırmayı, Türkiye dışındaki referans sayımızı yükseltmeyi hedefliyoruz. Ayrıca yakın gelecekte Türkiye’de TC Deniz Kuvvetleri için Sedef Tersanesi tarafından inşa edilecek olan Havuzlu Çıkarma Gemisi (LPD) projesinde ana tasarımın sahibi İspanyol Navantia firmasının alt yüklenicisi olarak detay tasarım hizmetleri sunacağız. Bu proje de bütçesi ve geminin boyutları açısından Türkiye’nin en önemli askeri projelerinden biri olacaktır.
Türkiye’de denizcilik sektörüne dair temel görüşleriniz nelerdir? Bu alanların geliştirilmesi ya da büyütülmesi için sizce neler yapılabilir?
Denizcilik sektörü yapısı itibariyle büyük ölçüde uluslararası bir karakter taşır. Sektörün ana konusu deniz taşımacılığı olmasına karşın gemi inşa, liman hizmetleri, yat ve yolcu gemi turizmi, balıkçılık, su sporları gibi deniz alaka ve menfaatleri ile ilgili birçok alan sektörün faaliyet konusudur. Bu bağlamda sektör uluslararası her türlü siyasi, ekonomik, coğrafi gelişmelerden etkilenmeye açıktır. Bu nedenle genel olarak sektördeki yatırım kararları çok özel ve uzun vadeli düşünülerek alınmalıdır. Dünyanın hemen hemen her yerinde sektör mutlaka kamusal destek almıştır. Bu destekler mali, teknolojik, alt yapı, bürokrasi gibi olabilmektedir. Diğer alanlara değinmeden bize en yakın gemi inşa sektörü açısından meseleyi ele alırsak Türkiye dünyada bu sektörde adından bahsettiren bir konumdadır. Orta ölçekli denebilecek tonajda her türlü gemiyi yapabilecek imkan ve kabiliyete sahiptir. Ancak zorlu rekabet koşulları (bilhassa Çin ile) mevcuttur. Bu rekabet ortamında ayakta kalabilmek ve başarılı olabilmenin yolunun sürdürülebilir bir kalite anlayışı ile üretim yapmak, proje yönetimi faaliyetlerini bilinçli ve ısrarlı bir tarzda hayata geçirerek maliyetleri aşağıya çekmek ve sektöre katılacak tüm genç mühendis, tekniker ve işçilerin donanımlarını sağlam bir eğitim ile artırmaktan geçtiği kanaatindeyiz. Sektörün fiziksel ve teknolojik gelişmesi ve Ar-Ge faaliyetlerini yoğunlaştırması ise özellikle askeri amaçlı projelerin gerçekleştirilmesi ile daha olanaklı olacaktır Hem uluslararası konjonktür, hem de gereksinimler bu alanda yoğunlaşmayı gerektirmektedir. Ticari alanda ise siparişlerdeki süreklilik ve diğer rekabetçi ülkelerin sağladığı desteklere yakın destekler olduğunda hem ihracat, hem yerli imalatı geliştirecek ve büyük istihdam yaratacak olan gemi inşa sektörü diğer kalkınan bütün ülkelerde olduğu gibi lokomotif sektör olacaktır.
Deniz Haber Ajansı