Gökova Körfezinin biyoçeşitliliği düzenlenen toplantıda masaya yatırıldı. Gökova ÖÇK’da ekosistem yaklaşımını dikkate almayan bir balıkçılık yönteminin var olduğunu belirten Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahdet Ünal, “Bölgede başarılı bir balıkçılık yöntemi yok” dedi.
Akyaka Belediyesi, Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği ve Akyaka Kent Konseyi tarafından düzenlenen “Gökova Körfezi Denizsel ve Karasal Biyoçeşitliliği” konulu toplantı Akyaka’da gerçekleştirildi.
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahdet Ünal, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Dr. Gökcen Bilge ve Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya’nın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda Ula Belediye Başkanı Hnadi Şenkal, Akyaka Belediye Başkanı Ahmet Çalca, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşlar da hazır bulundu.
Akyaka Belediye Başkanı Ahmet Çalca, Büyükşehir Yasasıyla Akyaka Belediyesinin tüzel kişiliğinin yok olduğunu belirterek, “Akyaka ve bölgesinde yaşayan vatandaşlar olarak bizler, var olan bu güzelliklerin geleceği taşınmasında önemli rol oynamalıyız. Bunun için de tüzel kişiliğe gerek yok. Bu mirası geleceği taşımak için karar aldık” dedi.
“AKYAKA VE KÖRFEZİN GELECEĞİ İÇİN UNESCO’YA BAŞVURACAĞIZ”
Akyaka ve Gökova Körfezi'nin geleceğini garantiye almak için UNESCO'ya başvurmaya hazırlandıklarını bildiren Çalca, Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü ile yaptıkları görüşme üzerine bölgedeki biyolojik zenginliğin dünya mirası olması yolunda süreci başlattıklarını dile getirdi. Çalca, “Bu yöreden besleniyoruz ve bu yöreye borcumuzu ödemek için çalışmak zorundayız. Bugün buradaki toplantımızın sonuç raporunu Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü aracılığıyla Dışişleri Bakanlığı’na sunduktan sonra, dünya mirası olmak için UNESCO’ya başvuracağız. ''Türkiye'de ilk kez bir doğal miras, 'Dünya Mirası' olarak tescillenecek. Yaklaşık 2,5 yıllık bir zaman içerisinde bu süreç tamamlanacak. Bu alanda özel bir yaşamın varlığının tespiti, tescili için çalıştık. Bu çalışma Muğla'nın markalaşma sürecine daha fazla güç katacaktır'' diye konuştu.
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahdet Ünal, Gökova Körfezi’nin 1989 yılında ÖÇK alanı ilan edildiğini, 827 kilometrekarelik deniz ve 270 kilometrekarelik karasal alana sahip olduğunu bildirdi. Bölge ekonomisinin turizm, balıkçılık ve tarımdan oluştunuğu ifade eden Doç. Dr. Vahdet Ünal, “Gökova ÖÇK içerisinde 17 sistematik grup ve faunaya ait 644 makroskobik tür saptandı. Bu alan biyoçeşitlilik açısından zengindir. 34 farklı korunan türe ev sahipliği yapıyor” dedi.
“BAŞARILI BİR BALIKÇILIK YÖNETİMİ YOK”
Yöredeki balıkçılık yönetimini eleştiren Doç. Dr. Vahdet Ünal, “Yasa dışı avcılık, zayıf izleme, kontrol ve yaptırım, büyük ölçekli balıkçılığın ÖÇK içindeki varlığı, balıkçılık gücü artışı, birim çabaya düşen av miktarı ve değerlerinde düşme, balıkçı grupları arasındaki anlaşmazlıklar, egzotik türlerin girişi ve etkileri, ekosistem yaklaşımını dikkate almayan bir balıkçılık yöntemi, Gökova ÖÇK’da balıkçılığın temel sorunları olarak öne çıkıyor. Bölgede başarılı bir balıkçılık yönetimi yok” dedi.
”Balıkçılık yönetiminin işlerliğine de değinen Ünal, bu yönde öne çıkan olumsuzlukları da şöyle dile getirdi: “Lokal avcılık hakkına dayalı ya da tür bazlı bir yönetim yok. Girdi temelli balıkçılık yönetimi mevcut. Geleneksel yönetim araçları uygulamada. Av aracı yasakları, alan, tür, avcılık sezonu gibi yasaklar var. İki tane tebliğ, ülkedeki balıkçılığı yönetmeye soyunuyor. Özellikle yasa dışı avcılığı önlemek için daha etkili araçlar ve cezalar bulunmalı” derken, bu konuda 1950’li yıllarda bir balıkçının trol çekerken yakalanıp, hapse atıldığının örneğini de verdi.
Kilometrelerce ağ ve misinanın, yüzlerce hatta binlerce metrekarelik alanı yani deniz zeminini kaplamış durumda olduğuna işaret eden Doç. Dr. Vahdet Ünal, “Bu sorunları iki tebliğle yönetemezsiniz. Gerekçeli alanlarda her türlü av yasak olmalı. Balıkçılığın biyoçeşitlilikle çok büyük ilgisi var” diye konuştu.
“AKDENİZ’DE ÇIPLAK KAYALAR İSTEMİYORUZ
”Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya da yaptığı konuşmada, kayalarının üzerinin yosunla kaplı olması gereken en başlıca yerin Gökova olmasına rağmen, en az durumda olduğunu vurgulayarak, “Su altındaki ormanlarımız kaybolmuş durumda. Buna sebep te sokar balıklarıdır. Bu sokar balıklara karşı ülkede ciddi bir balıkçılık yönetimi hazırlanmalı. Akdeniz’de çıplak kayalar görmek istemiyoruz” diye konuştu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gökcen Bilge de, biyoçeşitlilik üzerine hazırladığı sunumunu gerçekleştirdi.