TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO) ile Denizcilik Psikolojisi Derneği tarafından “Dalgalardan daha büyük zorluklar olabilir mi?” adlı seminer düzenlendi. Seminerde zor şartlarda çalışan denizcilerin yaşadıkları ruhsal sorunları ve çözümleri masaya yatırıldı.
Seminerde ilk konuşmayı yapan TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası (GEMİMO) Yönetim Kurulu Başkanı Müh. Yaşar Canca, denizcilikte sorunların çözümü için sahada çalışanlarla teorisyenlerin işbirliği yapması gerektiğini hatırlattı.
Sürekli yenilenen ve gün geçtikçe çerçevesi genişleyen bu denizcilik kurallarının, denizde çalışan insanların işlerini her geçen gün karmaşık hale getirdiğini belirten Canca, denizciler için standart getiren STCW Konvansiyonu’nun mesleğin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyledi.
Denizdeki can ve mal güvenliği sürekli önemsenirken, denizcilerin psikolojik durumlarının çok da fazla üzerinde durulmadığının altını çizen Canca, MLC 2006’da bile denizcilerin iş ile ilgili hak ve hukuklarını düzenlerken, insani eksik kaldığın dikkat çekti.
TEKNOLOJİ DİSİPLİNLERİ ARTIRDI
Canca şunları söyledi:
“Denizciliğin son 20 yılda hızla kabuk değiştirdiği görülecektir. Öncesinde denizciler denizlerdeki yaşam tarzını ve karadaki yaşamla olan bağlarının zayıflığını daha çıkmadan kabul ederek denizlerde dolaştıkları ve uzun liman sürelerinde bile bu duygularını törpülemeyerek gemi ve diğer denizcilerle birlikte bir hayatı kabullenerek hayatlarını sürdürmekte idiler. Bu farklılık diğer insanlar tarafından sanki denizciler 4. ırkmış gibi değerlendirilmelerine de sebep olmakta idi. Oysa gemi teknolojileri çok gelişti, hızlandı. Yerel kurallar ve gerekliliklerin artması bir yana ticari süreçlerde denizcileri çok sayıda disiplini bir arada yaşamak durumunda bırakıyor. Gemiler teknolojik olarak karmaşıklaşırken, denizcilerin de aynı şekilde uyum sağlayacağı ön kabulleri denizciliğe egemen oldu. Ticari denizcilik turizm ve gezi amaçlı denizcilikle karıştırılarak, denizcilerin denizlerde yıpranmaları bile yok sayıldı.”
İKİ KİŞİLİKLİ YAŞAM
Son yıllarda denizde çalışanlar karadaki hayatları ile sürekli iletişim halinde olabilmektedirler. Bu internet üzerinden her türlü işlerini yapabilirken, fiziksel olarak yapamadıkları onları iki kişilikli bir yaşama doğru zorlamaktadır.
Eskiden bizler gemide iken sadece gemiyi düşünüp, karada bıraktıklarımızı bıraktığımız gibi bulacağımızı sanarak yaşadığımız hayal kırıklıklarını yeni nesil denizciler bu duyguyu her gün yaşadıkları için daha zor ve aşılması klasik tanımlamalarla mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu nedenle yeni nesil denizcilerin bu etkilenme biçimleri ve çözümlerinin daha yakından konunun uzmanı psikologlar tarafından incelenerek, yönetilmesi ve hazırlanılması için “gerekli altyapının oluşturulması artık çok önemli hale gelmiştir”
TÜM DÜNYADA İLK OLARAK YOLA ÇIKTIK”
Denizcilik Psikolojisi Derneği Başkanı Av. Çiğdem Ulukol ise, dünya çapında dahi sadece denizcilik psikolojisine yoğunlaşan bir kurum olmadığını hatırlatarak kendilerinin bunun için yola çıktıklarını söyledi.
Ulukol şunları söyledi:
“Gemiler, herhangi bir şey olduğunda müdahale edilmesi uzun bir sefere çıktıklarında önce akli dengesi zorlanan bir personelden, sonra apandisitten, korktuğumu hatırlıyorum ve tabii bir de crankshafttan. Kendimce önlemler aldığımı da hatırlıyorum; personeli işe almadan önce kişilik testleri, değerlendirmelerde olabildiğince ruh haline ilişkin verilerin toplanmaya çalışılması vb. Ama ne yalan söyleyeyim psikolojide böyle bir alan olup olmadığını hiç düşünmemiştim. Alınmaya çalışılan önlemlerin profesyonel olarak yerine getirilip getirilemeyeceğini de
“AKIL SAĞLIĞI BİR GERÇEK”
Bugün dünyanın hiçbir yerinde “sağlık” denilince “fiziksel sağlık” anlaşılmıyor artık. “Akıl sağlığı” yalnızca tırnak içinde deliler üzerinden düşünülen bir mesele değil; günlük yaşamın bir parçası. Geçen gün okuduğum gibi, çocuk olmuş herkesin ihtiyacı mesela terapi. O nedenle dedik ya Türkiye’ de değil, dünyada bir ilk olacak bu çalışmayı paylaşmak için bir araya gelmek istedik sizlerle. Tüm sektörü bir başka aşamaya taşıyacak, dünyada başka bir yere koyacak bu çalışmanın birer parçası olmanız, beraber içecek bir damla suyu taşıyan olmamız dileğiyle.
PSİKOLOJİ TEMELLİ UYGULAMALAR
Seminerde ardından Denizcilik Psikolojisi Derneği Kurucu Üyeleri Psk. İrem Bulut ve Müh. Önder Bölükbaşı bir sunum yaptı.
Derneklerinin ülkemizde denizcilik alanında çalışacak veya hâli hazırda bu alanda çalışmakta olan insan kaynağının bilimsel yöntemlerle seçimi, psikolojik ve fiziksel sağlıklarının korunması, denizcilik alanına özgü fiziksel ve psikolojik stres faktörleriyle etkili biçimde başa çıkmalarının sağlanması konularında araştırmalar yaparak bilimsel bilgi üretmeyi amaçladığını belirten Bulut, ikincil olarak ise denizcilik psikolojisi alanında var olan bilgi birikiminden yararlanarak; denizcilik sektörünün ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik uygulamalar gerçekleştirmeyi, maliyetleri düşürmeyi ve riskleri azaltarak daha huzurlu bir gemi ortamı sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi.
“YÜK ARTTI, PERSONEL AZALDI”
Dünya ticaretinin yüzde 83’ünün deniz yoluyla gerçekleştiğini ve bu sebeple deniz taşımacılığının büyük önem taşıdığını belirten Bulut şunları söyledi:
“Deniz ticaretinde kullanılan gemilerin sayıları ve kapasiteleri dünden bugüne hızla artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Değişen kapasite ve talep ihtiyaçları ile birlikte ise deniz ticaretinde hızlı operasyonlar gerekli hale gelmiştir. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak meydana gelen rekabet ortamı; operasyon maliyetlerini düşürmek adına gemilerde çalışan personel sayısının yarı yarıya, hatta bazı gemi türlerinde üçte bir oranında azalmasına sebep olmuştur.
DENİZCİLERİ ETKİLEYEN OLUMSUZ FAKTÖRLER
Kısalan liman periyotları ve hızlanan operasyonlar nedeniyle, teknik imkânların arttırılması ve az sayıda personelin koordinasyon içinde çalışması önem kazanmaktadır. Artan hız ve rekabet, gemi insanlarında yorgunluk ve stres yaratmaktadır. Doğası gereği zor olan denizcilik, gün geçtikçe yapılması daha da zor bir meslek hâline geliyor. Denizciler üzerindeki yoğun baskı; fiziksel ve mental yıpranmaya, psikolojik bozukluklara, gemi kazalarına ve hatta intiharlara sebebiyet veriyor.
İNTİHAR ORANLARI DİKKAT ÇEKİYOR
Iversen’ın 2012 yılında yaptığı akademik çalışmaya göre 1960-2009 yılları arasında gerçekleşen denizci ölümlerinin yüzde 5,9’unun intihar nedeniyle gerçekleştiğini hatırlatan Bulut, “Denizde kaybolan denizcilerin de yüzde 50’sinin intihar ettiği varsayılarak bu orana dâhil edildiğinde, yüzdeler çok daha yüksek olacaktır. Yine bir başka güncel çalışma olan, ITF Seafarers’ Trust ve Yale University tarafından gerçekleştirilen Seafarer Mental Health Study (2016) araştırmasına göre ise çalışmaya katılan 1572 denizcinin yüzde 20’sinde intihar düşüncesi, yüzde 28’inde anksiyete veya depresyon belirtisi raporlanmıştır. Buna ek olarak deniz kaza raporlarında; gemi personelinin stres, depresyon, dürtüsellik, anksiyete, hostilite, paranoid düşünce gibi sahip olduğu patolojik sıkıntıların kazaların ortaya çıkmasında büyük bir payı olduğu görülmektedir”
“ÇALIŞMA YAPMAK KAÇINILMAZ”
Müh. Önder Bölükbaşı ise, denizcilikte yaşanan kazalarda, kişiler arasındaki iletişim bozukluklarının ve buna bağlı olası patolojik sorunların sebep olarak ortaya çıkmasıyla, denizcilik psikolojisi alanında çalışma yapılması ve organize olunmasının kaçınılmaz hale geldiğini ifade etti.
Gemilerin tamamen izole olması sebebiyle; gerçekleşen olayların uzmanlarca incelenememesi ve gemideki yetkililerin, kişilerin veyahut geminin zarar görme nedenlerinin saklanması sebebiyle can kayıplarının ve maddi kayıpların temel sebebinin anlaşılamadığına dikkat çeken Bölükbaşı şunları söyledi:
“Bu sebeple yanlış uygulamalar tekrarlanarak kayıplar yaşanmaya devam etmektedir. İlerleyen yıllarda, gemi insanlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve kazaların şirketler üzerinde oluşturduğu büyük maliyetlerin azaltılması adına denizcilik psikolojisi alanındaki uygulamaların uluslararası kurumlarca zorunlu kılınacağı öngörülmektedir.
“ÇALIŞMALAR ÇOK SINIRLI KALIYOR”
“Günümüzde sınırlı sayıda küresel organizasyon ve kuruluş, gemi insanlarının denizde çalışma şartlarının iyileştirilmesi adına çalışmalar yürütmektedir. Bu kuruluşlar, gemi insanlarının ruhsal ve fiziksel sağlıklarının korunmasını ve bu amaçla konvansiyonlar oluşturulmasını hedeflemektedir. Oluşturulan bu konvansiyonların en önemlilerinden biri, IMO tarafından desteklenen ve gemi insanlarının sosyal hakları ile çalışma koşullarını düzenleyen MLC 2006 Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’dir. MLC A3.1 maddesine göre, gemi insanlarının sağlığı ve mental iyi oluşu emniyet için desteklenmelidir”
SORUNLAR ARTIYOR
Türk P & I Genel Müdürü Ufuk Teker ise, yük gemilerindeki deniz kazalarının yüzde 80’inin insan kaynaklı meydana geldiğini ve bu kazaların denizcilik endüstrisine yıllık maliyetinin yaklaşık olarak 541 milyon dolar olduğunu söyledi.
Denizcilerin genel olarak stres, yorgunluk, uyku bozuklukları, izolasyon ve sosyal destek eksikliği, pandemi ile birlikte liman sürelerinin kısalması, 14 gün karantina, tedarik sıkıntılarından etkilendiklerinin altını çizen Teker, The Mental Health of Seafarers International Maritime Health verilerine göre gemi adamı intiharlarının artışta olduğuna, depresyon, anksiyete, panik bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, öfke kontrol problemleri, alkol bağımlılığı, maddenin kötüye kullanımı, dürtüsellik, paranoya, takıntılar, intihar düşünceleri ve eylemlerinin çoğaldığına dikkat çekti.
ÇÖZÜM ARANIYOR
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) tarafından 2006’da Cenevre’de Uluslararası Denizcilik oturumunda kabul edilen ve Türkiye’nin henüz taraf olmadığı MLC 2006’yı da anlatan Teker şunları söyledi:
“MLC Kod Std.A.2.5.2 ‘Financial Security’ başlığı ile taraf ülkelerin kendi bayrağını taşıyan gemilerde, geminin terk edilmesi durumunda gemi adamlarının korunması için finansal güvenlik sistemi kapsamında olma zorunluluğu getirilmiştir. Güvence; sosyal güvenlik düzeni veya sigorta veya ulusal fon ve benzeri formlarda olabilir. Taraf ülkelerin bayrağını taşıyan 500GT ve üzeri uluslararası sefer yapan ticari gemiler ‘financial security provider’ tarafından düzenlenmiş sertifikayı gemide bulundurmalıdır. Mevcut finansal güvence, istihdam sözleşmesi, toplu sözleşme veya bayrak devletin ulusal mevzuatına göre ödenmemiş ücret ve diğer haklar (Maksimum 4 ay) Yurda dönüş maliyetleri, gemi adamının eve varışına kadarki temel ihtiyaçlarına ilişkin yiyecek, tıbbi masraflar, gerekirse giysi ve barınma gibi makul ihtiyaçları kapsamaktadır.
FİNANSAL GÜVENCE ARACI OLARAK P&I SERTİFİKASI
Yalnızca mürettebat değil, gemideki yolcu, misafir ve diğer üçüncü şahısların yaralanması, hastalanması veya ölmesi durumunda donatanın karşılamakla yükümlü olacağı hastane, tedavi ve cenaze giderleri, maddi ve manevi tazminatlar, hasta oldukları ve tedavi gördükleri süre içerisinde gemi adamlarına ödenen maaşlar, gemi adamlarının yurda iade, ikame masrafları ile gemi adamlarının /yolcuların/misafirlerin şahsi eşyalarının kaybı ve hasarlanması da P&I teminatı kapsamındadır.”
Teker söz konusun sorunların iyileştirilmesi için de şunları önerdi:
"Gemilerin ILO tarafından önerilen standartlara yükseltilmesi, MLC uyumlu kontrat ve finansal güvencenin temini, mürettebatın refah seviyesini insana yaraşır düzeye çekmek için eğitimler, sosyal imkanlar, iş koşullarının iyileştirilmesi çalışmalarının yapılması, psikolojik destek ve önleyici hekimlik hizmetlerinin aktif kullanımı, işe alım öncesi uygun İK desteği ve medikal imkanların kolay ulaşılabilir olması.”
Seminerde son olarak Prof. Dr. Leyla Tavacıoğlu Denizcilikte Bilişsellik ve Psikolojik İyi Oluşun Önemi, Psk. Mehmet Ali Erkuş Havacılık Psikolojisinin Havacılık Sektörüne Katkıları ve Psk. Ferhat Yaka ile Uzm. Nöropsikolog Alkım Seven ise Denizcilik Sektörü Çalışanlarını Olumsuz Etkileyen Psikolojik Faktörler ve Etkileri başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler.
DENİZ HABER AJANSI