3. köprü, Ilısu Barajı gibi dev projeleri, 'Çevresel Etki Değerlendirme' (ÇED) süreci dışında tutan yönetmelik maddesi Danıştay'da iptal edildi
Ekoloji örgütleri ile bürokrasi arasında yıllardır süren "Çevresel Etki Değerlendirme" (ÇED) muafiyeti mücadelesi, Danıştay 14. Dairesi’nin kararıyla son buldu.
Radikal'de yer alan habere göre; 14. Daire, ÇED sürecine girmeden inşa edilmesi mümkün kılınan 3. Boğaz Köprüsü, Ilısu Barajı, nükleer santrallar gibi önemli projeler için ÇED sürecinin gerekli olduğuna karar verdi.
Hükümet 2008’de ÇED Yönetmeliği’ne eklediği geçici 3. madde ile 1993 tarihli yönetmelikten önce yatırım kararı alınmış projelere ÇED muafiyeti getirmişti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Çevre ve Orman Bakanlığı bunun üzerine geçici 3. maddenin bazı hükümlerini değiştirdi.
Yönetmeliğin Ek 1 listesinde yer alanlar için 17/07/2015 ve Ek 2 listelerinde yer alan projeler için de 17/7/2013’e kadar yatırıma başlandığı takdirde ÇED muafiyeti getirildi. Ekoloji Kolektifi Derneği yeniden Danıştay’a gitti. Ek 1’de rafineriler, termik santralleri, radyasyonlu nükleer yakıtlar, asbestli ürünleri işleme projeleri, yol, havaalanı, liman, tersane ile madencilik projelerini kapsıyordu. Ek 2 lise Ek 1’in devamı ve genişletilmiş hali olarak yürürlükteydi. 14. Daire nihai kararında geçici maddenin 1. fıkrasının b bendini iptal etti. Buna göre uygulama projeleri onaylanmış veya mevzuat uyarınca yetkili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulaştırma kararı alınmış veya yatırım programına alınmış veya mevzi imar planları onaylanmış projeler hakkında ÇED alınması zorunlu hale geldi. Danıştay, "üretime ve/veya işletmeye başladığı belgelenen projeler" konusunda ise ÇED’in artık gerekli olmadığına karar verdi.
'Demokratik katılım şart'
14. Daire kararında tartışılan bazı konulara da açıklık getirildi. Danıştay, ÇED süreçlerinin demokratik katılımın öne çıktığı ortamlar olduğunu vurguladı. 14. Daire 1984 Tokyo Konferansı’na da atıfta bulunarak “İktisadi büyümede sadece iktisadi gelişme göstergeleri değil, aynı zamanda tabii kaynakların korunması, hastalıklarla mücadele edilmesi, kültür miraslarının korunması ile de ilgilenilmelidir” dedi. Ekoloji Kolektifi Derneği avukatlarından Fevzi Özlüer kararı “İçtihat yaratacak bir yorum. ÇED’in demokratik katılım sürecine ait olarak yorumlanmasıyla ÇED’in ne olduğuna dair esasa ilişkin karar alınmış oldu” diye değerlendirdi.