Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın İzmir Körfez Geçişi Projesi'nin yapımına olanak sağlayacak Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu raporunun iptali icin dava açan Doğa Derneği, projenin köprü ayaklarının onbinlerce flamingonun beslenme alanının tam ortasından geçtiğini açıkladı. Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, "İzmir'de flamingolar yaşıyor. İzmir'in karar vericilerini, alanı ve flamingoları gördükten sonra hareket etmeye davet ediyoruz. Hiçkimse bölgeyi flamingoların gözünden gördükten sonra bu projeye imza atamaz" dedi.
İzmir'de, Balçova, Çiğli, Narlıdere, Karşıyaka ilçeleri sınırları içerisinde yapılması planlanan İzmir Körfez Geçişi (Otoyol ve Raylı Sistem Dahil) projesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından olumlu karar verilen ÇED raporu geçen mayıs ayında mahkemelik oldu. Toplam maliyetinin 3 milyar 520 milyon TL olması öngörülen İzmir Körfez Geçişi Projesi'nin ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için iki dava birden açıldı. Davalardan birini EGEÇEP, Doğa Derneği ve 85 kişi, diğerini de Türk Mühendis ve Mimar Oraları Birliği (TMMOB) açtı. Birleştirilme aşamasındaki iki davada bilirkişi heyetinin belirlenmesi için süreç başladı.
'FLAMİNGOLAR ESKİDEN BERİ BURADA'
Projenin iptal edilmesini isteyen davacılar arasında yeralan ve doğaya zarar vermesi olasılığı olan pek çok girişimle mücadelesiyle kamuoyunda tanınan Doğa Derneği'nin üyeleri, bugün basın mensuplarıyla birlikte projenin köprü ayaklarının geçeceği Gediz Deltası'nda incelemelerde bulundu. Karşıyaka ve Çiğli ilçeleri sınırları içinde yeralan bölgede binlerce flamingonun yaşadığını açıkça görüldüğünü belirten Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, 15-20 bin çift flamingonun Gediz Deltası'nda üremesi nedeniyle dünya flamingoları için İzmir'in önemli olduğunu söyledi. İzmir'in bu özelliğinin 158 yıldır bilindiğine ve bilimsel literatürde yer aldığına dikkat çeken Kılıç, "Dönem dönem üreme ve beslenme alanlarında planlanan projeler kamu yararı ve uluslararası anlaşmalar uyarınca engellendi. Delta bugüne gelebildi. 1998 yılında flamingolar için ilk iptal edilen proje, bugün tartışılan otoban alanının sadece 4.5 kilometre batısında yapılmak istenen İzmir limanıydı. Daha sonra yüzer liman olarak kamuoyuna duyurulan ve 7 kilometre batıya alınan proje, flamingolar ve bölgedeki diğer tüm kuş türlerini korumak adına iptal edilmişti" şeklinde konuştu.
'YÖNETİCİLER YANLIŞ BİLGİLENDİRİLİYOR'
Dicle Tuba Kılıç, Gediz Deltası'nın bugüne kadar Türkiye'nin en iyi korunan alanlarından biri olduğunu söyledi. Flamingo yaşam alanlarında planlanın iki liman projesinin de daha önce durdurulduğunu belirten Kılıç, "Bu projeler iptal edildikten sonra bölgedeki flamingoların sayısı arttı. Otoban projesini flamingolar ve doğa koruma açısından geçerli kılabilecek hiçbir bilimsel neden yok. Bugün İzmir'in Gediz Deltası binlerce canlıya yuva olmaya devam ediyor. Yöneticiler ve kamuoyu bölgenin önemi konusunda yanlış bilgilendiriliyor. Otoban projesini planlayanlar için burası boş bir arazi. Oysa durum öyle değil. Burası binlerce kuşun, milyonlarca başka canlının yuvası, evi. Bir gün gelip sizi evinizden kovsalar ve üzerinizden otoban geçirseler ne düşünürsünüz" diye konuştu.
'FLAMİNGOLARLA İÇİÇE YAŞANAN BAŞKA KENT YOK'
Kılıç, 158 yıldan yu yana araştırılan, 20 yıldır çok sıkı korunan, flamingoların üremesi için milyonlarca lira kaynak aktarılan Gediz Deltası'nın sanki bunların hiçbiri olmamış gibi otoban şantiyesine dönüştürülmek istendiğini söyledi. Bu projenin tartışılmasının bile İzmir için çok büyük bir gerileme olduğunu belirten Kılıç, "Dünyanın tüm şehirlerde köprü yapabilirsiniz, ancak flamingolar ile iç içe yaşama şansına yeryüzünde İzmir'den başka hiçbir şehirde sahip değilsiniz. İzmir'in karar vericilerini, alanı ve flamingoları gördükten sonra hareket etmeye davet ediyoruz. Eminim ki, hiçbir mühendis, hiçbir karar verici bu bölgeyi flamingoların gözünden gördükten sonra bu projeye imza atamaz. Her isteyen gelsin, flamingoları yerinde görelim. Otoban projesini, bugün de olduğu gibi, bir de flamingoların gözlerinin içine bakarak tartışalım. İzmir'i yönetenleri, bu eşsiz coğrafyayı yok etmeye değil, onu bir dünya mirası olarak gelecek nesillere taşımaya davet ediyoruz" dedi.
DENİZ HABER AJANSI
