Sakarya Gaz Sahası’ndaki gaz akış testiyle Karadeniz gazı için yapılan tespit çalışmalarında da sona yaklaşıldı. Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi (CESD) Direktörü Prof. Dr. Volkan S. Ediger, doğal gaz rezervlerinde birçok unsurun dikkate alındığını, yeraltı geometrisi ve basıncın kritik önemde olduğunu belirterek “Kanıtlanmış rezervin aşağı yukarı şu noktada belli olması lazım” dedi.
Sakarya Sahası Gaz Yakma Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapılmıştı. TPAO da, test edilen ilk rezervuar seviyesinden günde 0.75 milyon metreküp doğal gaz akışı sağlandığını bildirdi. Açıklamaya göre akış testi, üretilebilecek doğal gazın akış hızı ve basıncı konusunda veri sağlıyor.
KESİNLİĞİNE GÖRE REZERV
Prof. Dr. Ediger, yaptığı açıklamada rezervuarın içindeki rezerv adı verilen kaynak miktarının proved (kanıtlanmış), probable (muhtemel), possible (olanaklı) gibi derecelendirmelerle ifade edildiğini belirtti.
Ediger, “İspatlanan rezerv (proved) en iyisidir, yüzde 90 ihtimalle çıkarılabilir demektir” diye konuştu. Ediger, Sakarya sahasındaki bu şekildeki rezerv değerlendirmesinin henüz kamuoyuna açıklanmadığına işaret etti.
YERALTI GEOMETRİSİ
Gaz sahalarında yeraltı geometrisine dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Ediger, birden fazla kuyu açılmasının önemini vurguladı.
Ediger, “Diyelim ki ilk kuyuyu bulduk. Bunun eni, boyu, yüksekliği var. Rezervin neresini deldik bilmiyoruz. Bu belirsizlikten dolayı ilk sondaja wild cat (vahşi kedi) diyoruz” ifadesini kullandı. Sahada 2, 3, 5 kuyu delip 3 boyutlu geometrisinin oluşturulması gerektiğini anlatan Ediger, sahanın hangi bölgelerde inceldiği, hangi bölgelerde yeraltına indiği tespitlerinin önemine dikkat çekti.
Ediger, bundan sonra da akışkanlık testinin devreye girdiğini kaydetti. Gaz akış testinde ise, yaklaşık 2 aylık sürelerle gazın akışının incelendiğini ifade eden Ediger, gazın kuyu açılıp rezervuara ulaştırılmasıyla yapılan bu testin üretimin planlanması açısından önemli olduğunu söyledi. Basıncın önemine dikkat çeken Ediger, artezyenleri örnek göstererek, “Su var ama fışkırmıyorsa pompayla basınç veriyoruz” dedi.
Yeraltı geometrisi ve akışkanlık testinin, potansiyel günlük üretim hakkında bilgi vereceğini anlatan Ediger, “Kanıtlanmış rezervin aşağı yukarı şu noktada belli olması lazım” dedi. Kuyu testleriyle yer altından çıkarılabilecek miktarın, sahanın günlük üretim kapasitesinin netleşeceğini ifade eden Ediger, bu iki unsur dışında bölgenin litolojik yapısı ile sismik özelliklerinin de önemli olduğunu dile getirdi. Ediger, kanıtlanmış rezerv üzerinden fizibilite hesaplaması yapılabileceğini söyledi.
DENİZ HABER AJANSI