“Mustafa Kemal Atatürk demiştir ki: ‘Denizcilik sadece ulaştırma işi değil, iktisadi iş olarak anlaşılacak ve tersaneler, gemiler, limanlar ve iskeleler inşa edilecek, deniz sporları kulüpleri kurulacak ve korunup geliştirilecektir. Çünkü: Toprakların ucu deniz olan bir ulusun sınırını, halkının kudret ve yeteneğinin hududu çizer.’ Atatürk’ün bu sözlerinin karşılığı kuşkusuz ki Kabotaj Kanununun çıkmasıdır.
1 Temmuz 1926 tarihi, Türk denizciliği için bir dönüm noktasıdır. Çünkü bundan 97 yıl önce çıkan Kabotaj Kanunu ile birlikte denizcilik açısından bu toprakların yazgısı değişmiştir.
Kabotaj hakkının yabancılarda olduğu, Türklerin kendi limanlarını özgürce kullanamadığı dönem bu kanunun çıkmasıyla son bulmuştur.
Kanundaki, ‘Türkiye limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması ile kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, Türk vatandaşları ve Türk bayrağı taşıyan gemilerce yapılır’ hükmünün bizler için önemi büyüktür.
Evet, 97 yıl önce çıkan Kabotaj Kanunu ile birlikte akarsularda, göllerde, Marmara Denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında ve bunlar içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde mal ve yolcu taşıma hakkı Türklere verildi. Dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türklerce yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi.
Tüm bu başlıklar ele alındığında, denizlerimizin bu kanunla birlikte gerçek anlamda bizim olduğu, aynı şekilde Türkiye’nin de bu kanunla birlikte bir deniz ülkesi olduğu açıktır.
Peki, sonra neler oldu?
Bu kanunla birlikte denizlerimizdeki egemenlik hakkı devletimize geçince, deniz kaynaklarımızın kullanımı da halkımızın oldu. Denizciliğimiz her yıl daha da gelişti. Büyük limanlar açıldı. Modern tersaneler kuruldu. Dünya ile ticaret bağımız güçlendi. Türk ekonomisine ciddi katkılar sağlandı. Türkiye’nin çok güçlü bir denizcilik vizyonu oluştu.
Fakat bunlar elbette ki yeterli değil. Daha güçlü bir Türk denizciliği için canla başla çalışmaya devam etmeliyiz.
Bizler, ülkemizin en önemli sanayi kentlerinden birinde, Kocaeli’de yaşıyoruz. Kocaeli doğal bir liman. İzmit Körfezi’nde 36 liman ve iskele bulunmakta. Türkiye’ye ekonomik olarak büyük katkı veren Kocaeli’nin imalat sanayine sağladığı katkı yüzde 13’ken, Türkiye dış ticaretinin yaklaşık yüzde 18’i de Kocaeli’nden gerçekleşmekte. Dolayısıyla Türk denizcilik vizyonunu için başkent özelliği taşıyan kentlerden birinde yaşıyoruz. Bu nedenledir ki denizin önemini yediden yetmişe herkesin kavramasını sağlamalı, denizin bu kent için bir nimet olduğunun farkına varmalıyız.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Kocaeli Şubesi olarak Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı kutlarken, bu kanunu çıkartan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını rahmetle ve minnetle anıyoruz.”
DENİZ HABER AJANSI