Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde (ÇOMÜ) başlatılan bilimsel çalışmayla, Sivas'ta bulunan dünyaca ünlü Kangal Balıklı Kaplıcaları'ndaki balıkların, insanları nasıl tedavi ettiği ve genetik özellikleri inceleniyor.
ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Yetiştiricilik Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Musa Bulut, Kangal bölgesindeki "doktor balıklar"ın, tüm dünyada tanındığını söyledi.
Bu balıklarla ilgili ÇOMÜ'de bir proje kapsamında inceleme başlattıklarını anlatan Bulut, "Balıkları Kangal'dan Çanakkale'ye özel izinle getirdik. Şu anda farklı sıcaklıklarda balıkların üreme biyolojileriyle ilgili çalışmalar sürdürüyoruz" dedi.
Bulut, Sivas'ın Çanakkale'ye çok uzak olduğunu ve kentte yaşayan insanların bu balıkları merak ettiğini belirtti. Popüler olmasından dolayı insanların bu balıkları çok merak ettiğini ve "Acaba gerçekten nasıl bir balık, tedavi edici özellikleri var mı, yok mu-" gibi sorular aldıklarını dile getiren Bulut, şöyle devam etti:
"Balık insana nasıl yaklaşıyor- Tedavi ederken dişlerini çok geçiriyor mu, ısırıyor mu- Bunun gibi sorular da geliyor. Tabii fakültemiz de bu konuda şanslı çünkü akvaryum sistemimiz oldukça gelişmiş düzeyde. Akvaryuma gelenler, doktor balıkları merak edip inceliyor, bize sorular soruyor. Biz de bu balıkları incelemeleri için insanlarımıza gösteriyoruz. Balıkların nasıl tedavi ettiğini, insanlara yaklaşımlarının nasıl olduğunu burada vatandaşlara anlatıyoruz."
Bulut, yaptıkları araştırmada, balıkların genetik anlamda benzer türlerle akrabalık pozisyonlarını tespit etmek istediklerini bildirdi.
"Garra Rufa" olarak bilinen balıkların, yaşam alanlarındaki sıcaklıkların 37-38 dereceye kadar çıkabildiği bilgisini veren Bulut, "Bu sıcaklıklarda yaşayan balıkların genetik karakterleri ne- Bunu merak ettiğimizden dolayı bu balıkları Çanakkale'ye getirdik ve inceliyoruz" ifadesini kullandı.
-"Balığın Çanakkale yöresine de uyum sağlaması söz konusu"-
Bulut, sadece balığın kendisinden kaynaklanan bir tedavinin söz konusu olmadığına dikkati çekti. Doktor balıkların, ortamdaki suyla birleştiğinde bir tedavi uygulayabildiğini anlatan Bulut, şunları kaydetti:
"Kangal'daki suya baktığımızda özellikle orada en göze çarpan parametre, selenyum oranı. Selenyum oranı gerçekten çok yüksek. Bundan dolayı oradaki balığın yaraları açması ve selenyumun birleşmesiyle tedavi başlıyor. Özellikle sedef hastalığında, balık sedef olan bölgeyi ağzı ve dişleriyle temizliyor ve suyun oraya nüfuz etmesini sağlıyor. Bu şekilde bir tedavi söz konusu. Tabii şu andaki su parametrelerimiz, Sivas'taki oranla aynı değil ancak parametreler, Sivas ile çeşitli kimyasalların takviyesiyle eşit duruma ulaşabilir. Belki yüzde 100 aynı oranlar olmayacak ama yüzde 80 oranında uyuşmayla bir tedavi yapımı söz konusu olabilir. Bu balığın Çanakkale yöresine de uyum sağlaması söz konusudur. Gülpınar ve Tuzla mevkisindeki sıcak su kaynaklarında benzer derecelerde yaşayan balıklar var. Volkanik karakterli suların çıktığı bölgelerde bu doktor balıkların adaptasyonu sağlanabilir. Tabii burada tedavi yapılıp yapılamaması için de suyun kimyasal ve fiziksel özelliklerine bakmak lazım."