Türkiye ile Japonya arasındaki yakın dostluğun simgesi Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gönderilmesi ve dönüş yolunda batmasının üzerinden 128 yıl geçti.
Fırkateynin hüzünlü biten öyküsü, iki ülke arasındaki yakın dostluğun da başlangıcına vesile oldu. Nesilden nesile aktarılan bu trajedi, iki ülke halkının kalbinde anısını korurken, kaza ve sonrasında Osmanlı leventlerinin yaşadıkları, Türk-Japon dostluğunun simgesi olarak saygıyla hatırlanıyor.
Sultan 2. Abdülhamid, 1887'de Japonya Prensi Komatsu'nun bir savaş gemisiyle İstanbul'u ziyaret etmesinin ve kendisine hediyeler sunmasının ardından Japonya'ya heyet göndererek karşı ziyaret yapılmasını emretti.
Bu ziyaret için 600 beygir gücünde 450 ton kömür kapasiteli Ertuğrul Fırkateyni seçildi. Ahşap bir gemi olan Ertuğrul Fırkateyni, 2. Abdülhamid'den Japon İmparatoru Meiji'ye mücevherli imtiyaz nişanı ve diğer hediyeleri götürmek amacıyla yola çıktı.
609 mürettebatıyla yola çıktı
Heyet Başkanı Osman Paşa, komutanı da Yarbay Ali Bey olan gemide, özel seçilen 56'sı subay toplam 609 mürettebat vardı. O yıl Bahriye Mektebini bitiren genç teğmenlerin tamamı da gemiye alınmış ve bu uzun gezide tecrübelerini artırmaları hedeflenmişti.
İslam dünyasından Japonya’ya organize şekilde giden ilk diplomatik heyeti taşıyan Ertuğrul Fırkateyni'nin ahşap bölümü kısa süre önce tamir edilmesine rağmen geminin makine ve kazan bölümü kontrol edilmemişti.
Temmuz 1889'da İstanbul'dan ayrılan Ertuğrul Fırkateyni, güzergahı boyunca birçok limana uğradı. Fırkateyn, 11 ay sonra 7 Haziran 1890'da Japonya'nın Yokohama Limanı'na ulaştı.
Ertuğrul Fırkateyni uzun deniz yolculuğu sonrasında Yokohama’ya varmış ve bundan bir hafta sonra 13 Haziran'da Heyet Başkanı Osman Paşa, İmparator Meiji ile görüşerek Sultan 2. Abdülhamit’in gönderdiği kendi el yazılı mektup ve madalyayı vermişti.
Osmanlı heyeti, Japonya'da kaldığı 3 ay boyunca birçok temasta bulundu. Japon Deniz Kuvvetlerinin tayfun uyarısına rağmen Ertuğrul Fırkateyni 15 Eylül 1890'da Yokohama Limanı'ndan ayrıldı.
Fırtına vardı
Japon adasının güneyine doğru ilerleyen Ertuğrul Fırkateyni tayfunun sert, rüzgarlı ve yağmurla karışık bölgesine girdi. 16 Eylül saat 21.30 civarında Ertuğrul Fırkateyni, Kuşimoto yakınlarındaki kayalara çarpıp battı. Kazadan sadece 69 denizci kurtuldu, 550 Osmanlı leventi ise hayatını kaybetti.
Kazadan kurtulan Kıdemli Yüzbaşı Mehmet Ali Bey, yaşananları daha sonra kayıtlara geçen ifadesinde İstanbul’daki Japon elçiliğinde çalışan Naitou Tomohide’ye anlatırken, havanın kapalı ve rüzgarın şiddetini artırmakta olduğunu belirtti.
Rüzgarın yan taraftan estiği için yelken kuvvetiyle ilerleyen gemiyi sallamaya başladığını aktaran Mehmet Ali Bey, fırtınanın şiddetini artırmasıyla yelken direğinin kırılarak ayrıldığını söyledi.
Mehmet Ali Bey, tarihi kayıtlara göre çarpma anını şu şekilde anlattı:
"Gemi kaptanları Osman Paşa ve Ali Bey, diğer subaylarla güvertede sessizce diğer mürettebata talimat verirken rüzgarın azalmasını bekliyordu. Sonrasında gemi Oshima’nın sığ yerlerindeki insan yiyici kayalıkların içine doğru girdi ve korkutucu seslerin duyulmasına herkesin bağırış sesleri eşlik etti. Bu haykırışlar arasında geminin her bir bölümü parçalandı.”
Sağ kalanların geri gönderilmesi
Dönemin Japon hükümeti, 26 Eylül'de Hiei ve Kongo adlı savaş gemileriyle kazazedeleri Osmanlı Devleti'ne gönderme kararı alarak imparatora bildirdi.
Görevlendirilen savaş gemileri, 10 Ekim 1890'da kazazedeleri bindirerek ertesi günü hareket ettiler. 27 Aralık'ta İstanbul’a gitmek için Çanakkale Boğazı yakınlarına gelen Japon gemilerin Berlin Antlaşması nedeniyle İstanbul Limanı'na girişlerine izin verilmedi. Bunun üzerine güneye inip Beşike Körfezi'ne yol alan gemideki Osmanlı leventleri, Osmanlı Devleti savaş gemisi Talia’ya nakledildi. Hiei ve Kongo, daha sonra İzmir’e kadar inip orada bir müddet bekledi.
Bu bekleme sırasında Osmanlı Devleti'nden özel izin alan Japon gemileri, 2 Ocak 1891 tarihinde İstanbul Limanı'na giriş yaptı. Hiei ve Kongo, Osmanlı Devleti'nin misafiri olarak yaklaşık bir ay burada kaldıktan sonra 10 Şubat’ta İstanbul’dan yola çıktı ve 10 Mayıs’ta da Shinagawa Limanı'na döndü.
Fırkateynin trajik sonu, Türk-Japon dostluğunun başlangıcı olurken, kazanın yaşandığı Kuşimoto'da 1891 yılında şehitler için anıt dikildi. 1937'de Türkiye tarafından restore edilen anıt önünde her yıl düzenli anma törenleri yapılıyor.
DENİZ HABER AJANSI