Deniz Haber Ajansı'nın denizcilik sektöründeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yapılanmasını ortaya çıkardıkça, kripto FETÖ'cülerin beslediği tetikçiler sahne almaya devam ediyor.
Ülkemize ihanet eden terör örgütlerine karşı duruşundan taviz vermeyen Deniz Haber Ajansı, Fethullahçı Terör Örgütü'nün denizcilik sektöründeki yapılanmalarını ve kumpaslarını ortaya çıkardıkça, kripto FETÖ'cüler tarafından, yalan ve iftiralar içeren -sözde haberleri - neşretmeye ve "Çamur at, yapışmazsa izi kalsın" mantığıyla günahsız isimleri karalamaya başladı.
Bunun en son örneği olarak, Yamaç Erözbek'in kontrolündeki internet sitesi, Deniz Haber Ajansı'nın deşifre ettiği FETÖ denizcilik imamını korumak adına, iftira haberleri manşetine taşıdı.
Fosseptik ifadeler içeren ve bu siteyi kontrol eden Yamaç Erözbek'e bir kaç kelime söylemekte fayda var;
"Takavut Yamaç, senin amacın tetikçiliğini yaptığın kripto FETÖ'cülerin ortaya çıkarılmasını engellemek olduğunu tüm denizcilik kamuoyu biliyor. Ancak benimle ilgili elinde ne belge, ne bilgi varsa açıkla! Bana FETÖ'cü demişsin, Korkarım ki yarın PKK'lı da dersin! Şunu sulanmış beynine sok,- pek o beyne gireceğini zannetmiyorum da,- ÜLKÜCÜDEN TERÖRİST ÇIKMAZ, ÜLKÜCÜ CANINI VE MALINI VERİR, AMA ÜLKESİNİ VERMEZ!" bana attığın iftiralar, yapışmaz! Sen şu anda puslu havada balık avlamaya çalışıyorsun, teröristlerin bilerek veya bilmeyerek hamiliğine soyunuyorsun. Ülkene ihanet edenleri koruyorsun. Bak, ben sana hain bile demiyorum. O kadar çapsızsın ki onu bile beceremezsin. Eski bir Denizcilik Müsteşar Yardımcısının ismini zikrederek, "FETÖ'cü Müsteşar Yardımcısı ile samimiyetimi" ifade etmişin. Allah şahidimdir ki, O adamı ne gördüm, ne konuştum. Ancak görev yaptığı Denizcilik Müsteşar Yardımcılığı döneminde ismini duydum. O ismi de senin sayende öğrendim. "Bir Genel Müdür beni arayarak, Yamaç Erözbek yalan bir haber yaptı. Müsteşar Yardımcımız noterden bir ihtarname gönderecek. Bize adresini verir misin?" dediklerinde o isme şahit oldum."
BİZE GÖRE ÖNCE HUKUK, YAMAÇ'A GÖRE ÖNCE GUGUK
Benim 20 Aralık 214'de kaleme aldığım "Başkasının hukukunu koruyamayan, kendi hukukunu da koruyamaz!" başlıklı yazıyı sitene koyarak, - YİNE OKUDUĞUNU ANLAMAYARAK - beni eleştirmeye çalışıyorsun. Bak orada ne demişim "AKP İktidarı döneminde yapılan hukuksuzluklar, sadece üçüncü dünya ülkelerinde görülebilecek boyutlara ulaştı. Delil oluşturarak, sahte suç üretilerek, uydurma mahkemeler kurularak, masum insanların hürriyetleri ellerinden alındı. Son 5 sene içerinde zorlama suçlarla insanlar cezaevine atıldı.Balyoz, Ergenekon gibi davalarda oluşturulan suç torbalarına, araştırılmadan-soruşturulmadan, masum insanlar, suçlu olanlar ile birlikte o torbanın içine kondu. Sağ görüşlü insanlar, "Sol Terör Örgütü Üyesi", gazeteciler ve yazarlar "Bombadan Tehlikeli Kitap Sahibi" olarak yıllarca cezaevlerinde tutuldu. Bu köşenin sahibi olarak, dünya ve ahiret görüşü, taban tabana zıt Ahmet Şık ve Nedim Şener'in hakkını da bu köşeden savunurken, terör örgütü üyesi suçlamasıyla hakları elinden alınan Hanefi Avcı ve Tuncay Özkan'ın hukukunu da aynı mihvalden dile getirdim. O dönemde, hukuksuzluklara sessiz kalan ve AKP İktidarının yancılığını üslenen Fethullah Gülen Cemaatini eleştirirken, hukukun bir gün herkese ve her kesime lazım olduğunu, buradan ifade ettim."
20 Aralık 214'de kaleme aldığım yazıda, AKP iktidarının bir dönem koruduğu FETÖ yapılanmasının yaptığı hukuksuzlukların aynısını bugün başkalarına yapıldığını iddia ediyorum. Dün Hizmet Hareketi olarak nitelendirdikleri bu yapının içinde olan ancak 15 Temmuz Darbe Gecesi, bu hain örgütü tanıyan masum insanların da hakkını korumak gerektiğini yine de söylüyorum. Hangi görüşten olursa olsun ÖNCE HUKUK...
Dün Ergenekon iddiasıyla cezaevlerine atılanları savunurken, ÖNCE HUKUK dediysem, 15 Temmuz Gecesi bu kirli yapıyı öğrenen masumlar içinde ÖNCE HUKUK demeye devam edeceğim.
Siyasi iktidarın FETÖ yapılanmasının kirli yüzünü 15 Temmuz Gecesi'nden önce öğrendiğini de zannetmiyorum.
Hayatım boyunca hiç bir cemaatin, tarikatın yanında ve karşısında olmadım. Onları Türkiye'nin bir gerçeği, toplumun sosyal bir olgusu olarak niteledim.
Hayatım boyunca kimsenin adamı ve tetikçisi olmadım. İşte seninle burada ayrılıyoruz Yamaç Efendi! Çünkü sen bugün, bize FETÖ'cü diyerek FETÖ'nün Denizcilik İmamının tetikçiliği yapıyorsun ve bu kirli yapının deşifre olmasını engelleyerek, üstünü örtmeye çalışıyorsun. AMA BAŞARAMAYACAKSIN!...
& & &
Bu kirli yapı, AKP iktidarı döneminde büyüdü. Bunu kimse inkar edemez. Bu kirli ve hain yapı, AKP Belediye Başkanlarının sağladığı maddi imkanlar, siyasi iktidarın sağladığı mali kaynaklar sayesinde devasa olarak katlandı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ne istediniz de vermedik?" itirafları ile hormonlu şekilde devletin içine sızdı.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta bu hain yapılanmaya bir dönem verdiği destekten dolayı yaptığı bir açıklama da "Rabbim ve Milletim bizi affetsin" dedi.
Fethullah Gülen konusunda bilmediğim bir konu vardı. Kaleme aldığım bir yazıda "Fethullah Gülen'den Terörist çıkarmı? Bilmiyorum" ifadesini kullanmış ve bu yapının şifrelerinin çözülmesi gerektiğini belirtmiştim.
4 Ekim 2010 yılında İstanbul Haber Ajansı'nda kaleme aldığım "Fethullah Gülen'in Korkusu" başlıklı yazıda, Gülen cemaatinin sabıkasını net bir şekilde ortaya koyarak, "Başörtüsü ve Mavi Marmara" olayında gösterdikleri tavırlarının ikiyüzlülüğünü ifade etmiştim.
Deniz Haber Ajansı olarak, birliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, terörle mücadele konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın yanında olmaya devam edeceğiz. Ancak masum insanların CADI AVINA kurban edilmesi konusunda ise ÖNCE HUKUK diyeceğiz.
EY YAMAÇ, TÜKÜRÜĞÜME KIYAMIYORUM!
Bana "Çamur atmak için" her düzenbazlığı yapıyorsun. Fakat o çamurların hiç biri bana yapışmadığı gibi izi de kalmıyor.
Ey Yamaç Erözbek; Bana FETÖ'cü diyorsun ama Fethullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak'ın Deniz Haber Ajansı ve İstanbul Haber Ajansı'nda, Fethullah Gülen aleyhinde kaleme aldığımız yazılardan dolayı bize açtığı CEZA VE TAZMİNAT DAVALARINDAN ise hiç bahsetmiyorsun.
Senin yaptığın bu tetikçiliği, bir dönem sosyal medyada bir bürokratın 10 bin TL karşılığı kiraladığı bir fenomen kanalıyla yapılmaya çalışıldığını ancak bu genel müdürün kullandığı sosyal medyadaki fenomenin Bize FETHULLAHÇI dediği için 18 ay hapis cezası aldığını, bu cezanın paraya çevrilerek 5 yıl ertelendiğini biliyormusun?
Diğer taraftan bu iftira ile ilgili olarak Fethullah Gülen'in bana açtığı ceza ve tazminat davaları, Aralık-2014'de Yeniçağ Gazetesi, manşet altından duyurdu. Bu konuda Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı ve Yeniçağ Gazetesi Yazarı Servet Avcı, 4 Aralık 2014 tarihinde kaleme aldığı yazıda, Fethullah Gülen'in şahsımla ilgili açtığı davaları dile getirirken, PARANOYA'nın geldiği boyutları köşesine taşıdı.
Sen hala bize FETÖ'cü diyorsun öyle mi?
Ey Yamaç Erözbek;
Kızarmayı unutmuş suratına bir şeyler diyeceğim ama edebim müsade etmiyor...
Recep Canpolat'ın Notu: Türk denizcilik sektörünü bu konularla meşgul ettiğimden dolayı özür diliyorum. Ancak bu çapsızlara cevap vermezsek, masum insanlara iftira atarak haklarını ve hukuklarının çiğnendiğini görüyoruz. Bizde kalem olduğu için kendimizi ifade edebiliyoruz. Ancak kendilerini ifade edemeyenlerin hukukunu da korumanın görevimiz olduğunu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
RECEP CANPOLAT / DENİZ HABER AJANSI