En çok kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar, son yıllarda ülkemizde de büyük yatırım çekti. Rüzgar türbinlerini kara yerine deniz üzerine kuran ülkeler de var. Hatta artık sabitlemek yerine yüzer rüzgar santralleri mümkün. Türkiye’de de Akdeniz’de yüzer rüzgar santralleri kurulabileceği belirtiliyor.
Artık rüzgâr santralları için “arazi şartları uygun değil” bahanesi önemini yitiriyor. Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği (WindEurope) CEO’su Giles Dickson, Türkiye’nin denizlerde yüzer rüzgâr santralleri kurabileceğini açıkladı.
Rüzgâr santralları günümüzde temiz enerji üretmek için en çok tercih edilen yöntemlerden biri. Ancak yüzer rüzgâr santralleri yeni bir teknoloji. Dickson, 2016 sonu itibariyle 6 bin 106 megavata ulaşan kurulu gücü ile rüzgâr enerjisinde iyi bir konuma gelen Türkiye’nin, artık açık deniz rüzgar santrallerini de gündemine alabileceğini söylerken, “Yaklaşık bir ay önce dünyanın ilk yüzer rüzgâr santralı İskoçya açıklarında devreye girdi. Buradan Türkiye’ye gelmek istiyorum, çünkü Karadeniz’de klasik açık deniz (offshore) rüzgâr santrali kurabilirsiniz ama Akdeniz’de yüzer rüzgar santralleri kurmanız gerekir. Yüzer rüzgar santralleri, denizde daha da açılmanızı sağlar ve saniyede 10 metre ve üstü rüzgâr hızlarını yakalayabilirsiniz. Bir diğer avantaj da, türbinleri denize kurmak için gemilere ve vinçlere çok fazla para harcamak zorunda kalmamanız” dedi.
GELECEĞİN TEKNOLOJİSİ
Hayatımızın her alanında olduğu gibi enerji dünyasında da teknoloji hızlı ilerleyişini sürdürüyor. Özellikle yenilenebilir enerjide yeni teknoloji arayışları tam gaz devam ediyor. Son olarak İskoçya kıyısının 24 kilometre açığında dünyanın ilk yüzer rüzgâr santrali enerji üretmeye başladı. Yüzer türbinlerin avantajı, sabit türbinlere kıyasla deniz derinliğinin daha fazla olduğu noktalarda rüzgar enerjisinden faydalanmaya olanak vermesi. Açık denize kurulan sabit rüzgâr santrallerinde türbinler deniz tabanına yerleştirilirken, yüzer santralde türbinler üretimin ardından limanlarda monte ediliyor ve işletilecekleri yere konuşlandırılıyor.
İskoçya’daki sistemde her bir türbin, rüzgar türbinini stabilize eden balastla dolu ince bir silindir olarak monte edilmiş. Üç noktalı bir çapa sistemi yüzer türbinleri deniz yatağına bağlamış durumda. Kablolarla elektrik kıyıya taşınıyor. Yüzer rüzgâr türbinleri, güçlü ve süreklilik gösteren rüzgârların bulunduğu bölgelere, sahip olduğu özel şamandıra sistemi sayesinde bir gemi tarafından çekilerek kolaylıkla taşınabiliyor. Ayrıca görüntü ve ses kirliliği oluşturmuyor. Dickson, Türkiye’nin de bu yeni teknolojiyi şimdiden gündemine alması gerektiğini belirterek, “Bugün sabit açık deniz rüzgâr santrallarında Avrupa hâlâ dünya kurulu gücünün yüzde 88‘i ile lider. Ancak yüzer teknoloji küresel olacak. Japonlar, Çinliler, Tayvanlılar ilgileniyorlar, ABD bunu batı kıyısının açıklarında ve Hawaii çevresinde yapacak. Hükümetten açık bir sinyal gelmesi durumunda geliştiricilerin Türkiye pazarına bakmamaları için hiçbir neden yok” dedi.
DÜNYADA HANGİ PAZARLAR ÖNE ÇIKIYOR?
Dickson, kısa vadede ABD’nin iyi bir pazar olduğunu ve 2020’ye kadar burada üretim vergisi kredisinin devam ettiğini söyledi. Dickson, Avustralya ve Çin’in rüzgâr yatırımları için güçlü pazarlar olduğunu vurgularken, Hindistan’ın ise bazı zorlukları olduğunu ancak bunların aşılmasını beklediklerini dile getirdi. Dickson, Rusya ve Suudi Arabistan’ın ilk ihalelerini yaptıklarını anlattı.
Dickson'un verdiği bilgilere göre, yüzer santrallar denizde sabit santrallardan daha maliyetli, ancak maliyetlerin hızla düşmesi bekleniyor. İskoçya açıklarındaki projeyi gerçekleştiren Norveçli Statoil’in, proje maliyetlerini açıklamadığını ancak bir sonraki santralda yatırım masraflarının ilkine göre yarı yarıya daha az olmasını beklediklerini söyleyen Dickson, “Statoil, yüzer rüzgâr santralının maliyetinin 2030 yılı itibari ile 1 megavat saat için 40 ila 60 dolar arasında olacağını öngörüyor” dedi.
Akdeniz’in yüzer santrallar için elverişli olduğunu belirten Dickson, “Karadeniz’de ise bugün şartlarıyla sabit açık deniz rüzgâr santralları kurulabilir Ancak yüzer teknoloji çok heyecan verici” dedi.
İNGİLTERE LİDER OLMAK İSTİYOR
Offshore yani açık denizde kurulan rüzgâr santrallarının giderek çoğalacağını anlatan Dickson, bunda da maliyetlerdeki keskin düşüşün etkili olduğunu vurguladı. Avrupa’da karada kurulan yeni rüzgâr santrallarında ortalama kapasite faktörünün yüzde 35 olduğuna dikkat çeken Dickson, “Avrupa’da yeni kurulan offshore rüzgâr çiftliklerinin ortalama kapasite faktörleri ise yüzde 48, bazıları yüzde 50’nin üzerinde” dedi.
Birçok ülkenin offshore rüzgâr için bir endüstriyel niş geliştirme fikrine sahip olduğunu söyleyen Dickson, “İngiltere deniz rüzgârının küresel lideri. Avrupa’da sahip olduğumuz 14 gigavatın (GW) 5’i İngiltere’de. Siemens-Gamesa büyük bir yatırım yaparak, çok büyük bir fabrika kurdu” yorumunu yaptı.
DENİZ HABER AJANSI