Tirebolu belediye başkanı Burhan Takır'ın balıkçı barınağının bir bölümünün limana çevrilmesi projesine olumsuz cevap vermesi ve akabinde başlayan tartışmalara Tirdef eski başkanlarından Çınar Çetinkaya da katıldı.
Tirdef eski başkanlarından Çınar Çetinkaya son günlerde Tirebolu gündemine oturan balıkçı barınağının belli bir bölümünün balıkçı esnafını etkilemeyecek şekilde limana çevrilme projesine karşı çıkarak bu proje ile balıkçı barınağının birilerine rant olarak verilebileceğini belirtti.Çetinkaya şöyle devam etti: Balıkçı barınağımızı “Liman” statüsüne aldırmak isteyenlerin destekçisi mahalli siyasiler ve gazeteciler son günlerde sık sık ortaya çıkarak halkımıza şunları söylemektedirler:
“Tirebolu Balıkcı Barınağını bir kısmını limana dönüştürelim demiryolunu limana bağlayalım”,,
“Balıkcı Barınağı liman olursa 300 Tirebolulu buradan ekmek yer”
“Tersaneye karşı çıkan zihniyet limana da karşı çıkarak Tirebolu’nun gelişimine mani oluyorlar”
“Belediye Başkanı Burhan Takır, Tirebolu Halkının yıllardır hayalini kurduğu özlemle beklediği liman projesine karşı çıkmaktadır.”
Şimdi ben de bu kişilere soruyorum: Yasal olarak Tarım Bakanlığı’na ait barınakların kirası karşılığı işletilme önceliği ilk olarak o yörenin balıkçıları tarafından kurulmuş olan Su Ürünleri Kooperatifine ait iken ve Tarım Bakanlığının talimatıyla Milli Emlak, Tirebolu Balıkçı Barınağının işletilmesi için ihaleye çıkmış iken ve Tirebolu Su Ürünleri Kooperatifi de bu ihale için teminatını yatırıp ihale saatini beklerken, hiçbir gerekçeye dayanmadan bu ihale son günü neden iptal edilmiştir?
Bu sorunun mantıklı cevabını 1,5 senedir devletin hiçbir kurumu açıklayamamıştır. Bu günlerde birileri ortaya çıkarak, Tirebolu Su Ürünlerine verilmeyen barınağımızı, ismi belli bir firmaya peşkeş çekmenin gayreti içerisine girerek bu firmanın borazancı lığını yaptıklarında, bu vesile ile bu ihalenin de neden iptal edilmiş olduğu anlamış oluyoruz.
Tirebolu Halkının özlemle beklediğini söylediğiniz liman işletmesi, sizin beklentinizle tamamen zıttır. Sizler bu balıkçı barınağının bir kısmını liman adı altında ismi belli bir firmaya peşkeş çekmenin derdindesiniz.
Asıl maksadınızı açık ve net bir şekilde Tirebolu halkına izah etmek zorundasınız.
Sakın Tirebolu’ya gelecek demiryolu için bu balıkçı barınağının bir kısmının limana dönüştürülmesi şartının da olduğunu özellikle benim bulunduğum ortamlarda söylemeyin!
Tirebolu’ya Gümüşhane’den gelecek ve Avcılı köyünde son bulacak olan (Trabzon’a gitmeyecek) demiryolunun fiilen gerçekleşmesi için Tirebolu’ya dev bir liman yapılması gerektiğini mevcut balıkçı barınağının demiryoluna hizmet verecek kapasitede ve konum olarak uygun olmadığını, yeni bir liman yapılmadığı sürece demiryolunun Tirebolu’ya gelmesinin şimdilik hayal olduğunu, yapımına onay verilse bile, bu hattın yapım uygulamasının çok uzun zaman alabileceğini DLH ve Çevre Bakanlığı üst makamları açık bir şekilde söylemekte ve hatta bu durumu kayıt altına bile almaktadırlar.
Biz ne diyoruz: “CED raporu onaylanan Gümüşhane-Tirebolu güzergâhı için liman şartı öne sürülmesin, demiryolu Tirebolu’dan, atıl durumda olan Giresun limanına bağlansın.”
Ama bu konuda ayağa kalkmak için Giresunlulardan hiçbir “tık” yok!
Yani, asıl maksatlarınızı halktan saklayarak, Tirebolu balıkçı barınağının bir kısmının “demiryolu için liman statüsüne alınması gereklidir” şeklinde ki beyanatlarınız da bu şekilde gerçekleri hiç yansıtmamaktadır.
Şu resme iyice bir bakın!
Tarım Bakanlığına ait, yasal olarak öncelikle Tirebolu Su Ürünleri Kooperatifine tahsis edilmesi gereken bir yere birileri gelip çeviriyor, tel örgülerle mekânı kapatıyor, kapısına bir konteyner ve girişine bariyer koyuyor. Elektrik direkleri dikiyor, kamera sistemi monte ediyor ve bir de jeneratör getiriyor ve bu alanı kullanıma hazır hale getiriyor.
Yani birilerinin tabiriyle Tirebolu halkının özlemle beklediği (!) liman işletmesi hazır hale getiriliyor.
Kim yapıyor bu yasal olmayan işlemleri:
Tirebolu Mal Müdürlüğüne soruyoruz, bize “işgal var, cezasını keseceğiz” cevabını veriyorlar.Tirebolu Belediyesine soruyoruz, “Valilik, kömür ithal edip, gelen gemilere mıcır, çakıl yüklemesi yapacak bir firmaya bu alanı tahsis etmek istiyor” diyor. Valiliğe soruyoruz, “Bu alanı bir kömür boşaltma firmasına vereceğiz 300 Tirebolulu buradan ekmek yiyecek” diyor, hatta firmanın ismini bile söylüyorlar. (Tersaneciler de Tirebolu’yu yağmalamak için 6000 (altıbin) kişi kuracağımız tersaneden ekmek yiyecek palavrasıyla yola çıkmışlardı ama Tirebolu’dan gerçek ekmek yiyeceklerin sayısının en fazla 10 (on) kişi olacağını sonradan açıklamak zorunda kalmışlardı.) Karakargalara soruyoruz, “Vali burayı bir firmaya yıllık 50.000.-TL ye kiraya verme sözünü verdi” diyorlar
Gene soruyorum:
Balıkçı Barınağımızın mendirek tarafını hangi firma hangi yasaya dayanarak veya yasal olmayan yollardan kime güvenerek çevirip işgal etmiştir? Bu firmanın ismini ve arkasındaki siyasi kişinin kim olduğunu Ak Partililer ve Sayın Valimiz bir açıklayıversin lütfen.
Diyelim ki şimdilik bu işgale ve peşkeş çekme olayına karşı olan Tirebolu Belediyesini ikna ettirdiniz. Pekii Tirebolu özlemle beklediği (!) bu peşkeş çekme olayı için tüm Tirebolu’dan görüş aldınız mı? Görüş aldığını söylediğiniz Kamyon nakliyeciler esnafı tabii ki para kazanmak için bu yağmayı destekleyeceklerdir. Hangi diğer partilere ve STK lara konuyu tüm gerçekleriyle anlatarak, bu konunun Tirebolu ve Tirebolululara ne gibi ekonomik avantaj ve dezavantajları olduğunu izah ederek görüşlerini aldınız.
Ve gene diyelim ki; Yasal kılıfına uydurarak hadi burayı adı belli firmaya verdiniz. Faaliyet konusunu şu şekil de mi olacak?
Yurt dışından kömür getirilip şu anki boş alana istiflenecek, oradan dağıtımı yapılacak ve Harşıt vadisinin taş ve kumu gelen gemilerle dışarıya gönderilecek.
Yani ben diyeyim 3 kişi siz deyin 5 kişi (kamyoncular hariç) bu işte çalışacaklar.
Sahillerimizin trafik yükü tünele atılması nedeniyle tamamen nadir turistik bir ilçe haline gelen Karadenizin incisi Tirebolu’da bu sefer her gün kömür ve taş yüklü 100 kamyon sahillerimizde gürültü ve tozların arasında boy göstereceklerdir. Belediyemizin yeni yaptığı parke yollarımız da bu nedenle harap bir vaziyete getirilecektir.
Yani siyasi birini arkasına alan ismi belli firma para kazanacak diye tüm Tirebolu toz toprak yutacak, gürültü kirliliği yaşayacak. Böylelikle sayfiye özelliğini kaybedecek Tirebolu’ya her yıl diğer il ve ilçelerden gelen en az 3000 kişi kendilerine başka sayfiye yerleri arayışına girecek ve Tirebolu esnafı bu kişilerin Tirebolu’ya bıraktıklarından mahrum olacaktır.
Bu konu tüm Tireboluluların katıldığı geniş kapsamlı bir toplantıda ele alınmalı ve bu olayın Tirebolululara ne gibi bir yararı olduğu kararı müştereken alınmalıdır.
Benim her zaman ki şahsi düşüncem; Bu balıkçı barınağının Tirebolu Su Ürünleri Kooperatifi ile Tirebolu Belediyesinin müştereken işletmesidir. Ufak çapta ticari indirme, bindirmelerde dahil olmak üzere balıkçılarımız iyi bir işletme sahibi olabilir, belediyemiz de diğer alanlarda kamuya açık tesisler yapabilir.
Kaynak: Yeni Tirebolu