Güven tazeleyerek yeniden GYİD Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Ali Deniz Eraydın, Genel Kurul’da sektörün değerlendirmesiyle ilgili yaptığı konuşmada çarpıcı ayrıntılara yer verdi.
Eraydın, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Her yıl Ocak ayında yaptığımız Genel Kurulu’muzu bu sene pandemi kısıtlamaları sebebiyle Mart ayında gerçekleştiriyoruz.
Genel Kurulları’mız her zaman bunker sektörümüzü mercek altına alarak değerlendirdiğimiz, eleştirdiğimiz rasyonel toplantılar olmuştur. Bugün genel kurulumuzda değerlendirmelerimize devam edeceğiz.
2013-2018 TÜRK BUNKER SEKTÖRÜNÜN ALTIN YILLARI OLDU
2013-2018 yılları arasında Türk Boğazları’ndan geçen gemi sayısı yüzde 10’un üzerinde azalmasına rağmen Türk limanlarında satılan bunker miktarı yüzde 100’ün üzerinde artarak yıllık 1.4 milyon tondan 3 milyon tona yükselmiş idi. İstanbul Limanı, hak ettiği gibi, bölgemizin açık ara en büyük ikmal limanı olmuştu. Bu başarının arkasında camiamızın tüm paydaşlarının mümkün olan bütün sektörel platformlar (yurtiçi ve yurtdışı) kullanılarak liyakat sahibi meslektaşlarımızla, 15’i yurtdışında olmak üzere 60’ın üzerinde seminerle, uluslararası işleyiş baz alınarak, iş birliği yapması yatıyordu.
İMEAK DTO SEKTÖRE ÇOK BÜYÜK ZARAR VERDİ
2018 yılında Türk bunker sektörümüz başarısı kanıtlamış bu işleyişten ve mimarlarından vazgeçme yönünde seçim yaptı. İMEAK DTO bünyesindeki meslek komitelerinden sorumlu İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır’ın talimatıyla gemi yakıt ikmal komitelerinin ortak toplantıları meslektaşlarımızın tüm itirazlarına rağmen sonlandırıldı. Tüm ikmal unsurlarının bir araya geldiği değerli bir iş birliği platformu kaybedilmiş oldu.
Arkasından İMEAK DTO YK kararıyla Türk bunker sektöründeki 4-5 şirket dışında tüm ikmal unsurlarını dışarıda tutan, görmezden gelen İSTANBUL BUNKER 2020 adında bir çalışma grubu kurularak Türk bunker sektörünün temsilcisi olarak duyurdu.
Bu sözde imtiyazlı platformun ürettiği tek ürün ANNEX ISTANBUL adında kanunlarımızı ve uluslararası işleyişi hiçe sayan şaibeli bir çalışma oldu. Camiamız için talihsiz olan bu çalışma İMEAK DTO’nun ismi kullanılarak yurtiçinde ve yurtdışında, sanki resmi makamların oluru alınmış, Türk limanlarının standart uygulaması, sektörümüzün tercihiymiş gibi gösterilerek, ilan edildi. Daha sonradan ortaya çıktı ki, İMEAK DTO YK sının verdiği yetkiyle hazırlanan bu şaibeli çalışma oda yönetiminin bilgisi dışında korsan hazırlanmış ve duyurulmuş.
KINALI KİNAYE
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi sektör temsilcisi meslektaşlarımız İMEAK DTO yönetiminden aldıkları destekle sadece şaibeli çalışmalar yapmakla kalmayıp meslektaşlarımızı sektörel çalışma yapamayacak hale getirecek şekilde kutuplaşma sağlamışlardır. İMEAK DTO çatısı altında bir sektörel çalışma platformu daha kullanılmaz hale getirilmiştir.
İMEAK DTO Yönetimine, bu yanlışta ısrar eden çalışmaları sektörümüz aleyhine sonuçlar vermeye başladığında, gayretlerine yakışan tebrik mesajı kendilerine iletilmiştir.
MAKAM FIRSATÇILARINI DESTEKLEYENLERİN LİYAKATSİZ ÇALIŞMALARI VE KAÇINILMAZ SON
Türk bunker sektörümüzü son 25 yılda 0.5 milyon ton/yıldan, 3 milyon ton/yıla tırnaklarımızla büyüttük. Yüz milyonlarca dolar yatırım yaptık, dünyanın en itibarlı ikmal limanı imajına kavuşturduk. Bütün bu emeklere gram faydası dokunmamış bir takım sektör temsilcileri liyakatsiz birtakım insanlara destek ve yetkiler sağladılar. Şaibeli, lakayt çalışmalarla ülkemize, döviz girdimize, nitelikli istihdamımıza ve rekabet gücümüze ciddi zarar verdiler. Söz konusu bilinçsiz, donanımsız sektör temsilcileri bu hakkı ve cahil cesaretini nereden buldular hala anlamış değiliz. Kendilerinin de anladığını zannetmiyoruz.
GYİD olarak camiamızın seçimlerine, çalışmaya gönüllü olan meslektaşlarımızın girişimlerine her zaman saygılı olduk. Hatta teşvik ettik. Sektörel çalışmalara elimizden gelen katkıyı sağladık. Akıllı olduğunu düşündüğümüz bu kadar insanın bir araya gelip başarısı kanıtlanmış bir işleyişi bozmasını sektör için daha faydalı yeni bir sistematik kurulur beklentisiyle, engel teşkil etmeyecek saygı, sabır ve mesafeyle, izledik.
SABIRLI BEKLEYİŞİMİZ BUNKER SEKTÖRÜMÜZ İÇİN FİYASKOYLA SONUÇLANDI
2018’de yıllık 3 milyon ton satış rakamıyla bölgemizin açık ara en büyük ikmal limanlarına sahip olan ülkemiz 2019’da 2.5 milyon tona düştü. 2020’de de 2.2 milyon ton rakamını gördü. Bu olumsuz tablonun denizcilik sektörümüze döviz, istihdam ve en önemlisi itibar kaybı olarak yansıması kaçınılmazdır. Bu olumsuzluğun faturasını “pandemi”ye kesmek isteyen meslektaşlarımız oldu. Pandeminin muhakkak etkisi olmuştur. Ama kesinlikle ana sebep değildir. Kaldı ki, en büyük tonaj kaybına uğradığımız (500 000 MT) 2019 yılında pandemi yoktu. Türk limanlarının tonaj kaybını pandemiye çarpıtarak yüklemek ana olumsuzluk sebeplerini çaresizce örtmeye çalışma çabasıdır. Gerçekleri reddetmektir.
Kabul görmüş başarılı uygulamaları işlemez hale getirip sektörü bölen, sözde imtiyazlı gruplar yaratarak camiamızın geri kalanını kendince küçük gören, liyakatsiz kişilere şahsi çıkarlar doğrultusunda şaibeli çalışmalar yapılmasını destekleyen bu donanımsız yapının Türk Denizcilik sektörümüz için faydalı ve itibarlı bir çalışma yapmasını ummak süpürge sapının filizlenmesini ümit etmek kadar iyimser bir beklentidir görüşündeyim.
ŞAİBELİ ÇALIŞMALAR YAPANLAR BİNDİKLERİ DALI KESTİLER
Uluslararası ve yerel kanunlar ve işleyiş çerçevesinde çalışmalar yaparak Türk bunker sektörümüzü bulunduğu noktadan daha iyi yerlere gelmesi için gayret göstermesi gereken meslektaşlarımız şirketlerinin çıkarları doğrultusunda, kendi çaplarında sektörel platformlarda şaibeli çalışmalara imza attılar. Kendi şirketlerinin çıkarları doğrultusunda iş takibi yapan makam fırsatçısı görüntüsü kendini kanıtlamış Türk Bunker sektörümüze yakışmadı düşüncesindeyim.
İronik olarak söz konusu şaibeli çalışmaların altına imza atan, imtiyaz meraklısı meslektaşlarımızın mensubu olduğu şirketler 2020 yılında açık ara en fazla pazar payı kayıplarına uğrayarak küçülen bunker şirketleri oldular. Bu çalışmalara katılmayan şirketler de piyasa paylarını bir önceki seneye göre arttırarak büyüdüler. Gönül isterdi ki Türk bunker sektörü olarak topyekun büyüyelim, diğer yabancı ikmal limanlarına karşı elde ettiğimiz avantajlı pozisyonu ve istikrarlı büyümemizi koruyalım. Olmadı.
İMEAK DTO BİLİRKİŞİ KİMLİĞİNİ KAYBETTİ
Kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek sektöre zarar verdiğini tespit ettiğimiz meslektaşlarımızı “sadece izleme” sürecini sonlandırdık. Artık herhangi bir olumsuzluk durumunda aktif rol alıyoruz. Bir örnek vermem gerekirse. Ticaret Bakanlığı’nda 3 Mart 2020 tarihinde yapılan toplantıda sektör temsilcisi meslektaşlarımızın benzer girişimi oldu. Kendilerini uyardık. Uyarımızı dikkate almadıklarını anladıktan sonra 4 Mayıs 2020 tarih ve 2020/501 sayılı yazımızla İMEAK DTO’nun bunker özelinde bilirkişi kimliğini kaybettiğini, neden dikkate alınmaması gerektiğini belgeleriyle açıkladık.
DUYARLI MESLEKTAŞLARIMIZA TEŞEKKÜR EDERİZ
Her şeye rağmen yaptığı yanlışın bilincinde olan meslektaşlarımızın varlığı bize küçükte olsa umut veriyor. Derneğimizin onaylamadığı, karşı çıktığı ve uygulanmasına engel olduğu şaibeli çalışmalara imza atan meslektaşlarımız benzer uygunsuz çalışmaları Gemi Yakıt İkmalcileri Derneğin çatısı altında yapamayacakları netleşince GYİD üyeliklerini sonlandırarak sektörel iş birliği çalışmalarının dışında kaldılar. En azından bu bilinçli duruşları için kendilerine teşekkürü borç bilirim.
Değerli bir düşünürün söylediği gibi: “Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, nerede olduğunuzu bilemezsiniz.”
Varmamız gereken hedeflerden epeyce uzaklaştık. Elimizin altında sektörel çalışma yapabileceğimiz kısıtlı platformlar var. Sektöre zarar veren meslektaşlarımız hatalarını düzeltmek yerine sıvamaya devam ediyorlar. Türk bunker sektörünü temsile talip olan meslektaşlarımız, kendi çaplarında tuhaf çalışmalarla kendilerine verilen yetkiyi layıkıyla kullanamadılar görüşündeyim. Bu meslektaşlarımıza daha fazla kredi vererek zaman, para ve itibar kaybetmemeliyiz düşüncesindeyim.
Bu noktada derneğimize büyük sorumluluk düşüyor. Sapla saman ayrıldı. Mevcut çalışma platformlarımızı geliştirip liyakatli meslektaşlarımızla, zaman kaybetmeden, çalışmalarımıza hız vermemiz icap ediyor. İkmal Limanı konseptinin her unsuru, her bireyi çalışmalarımız için paha biçilmezdir. Türk bunker sektörümüz geçmişte başarıyı uluslararası kanun ve işleyiş çerçevesinde kalmaya özen göstererek, deneyime ve liyakata saygı duyarak, rekabetçi ruhu korurken uluslararası standartlarda, taviz vermeden, kalitede ısrar ederek yakaladı. Dernek olarak sektörümüzün karakterini oluşturan bu duruştan hiç vaz geçmedik. Önümüzdeki zorlu dönemde çalışmalarımızı da bu çerçevede yürüteceğiz. Bu anlayışla çalışırsak Türk limanlarını tekrar bölgemizin açık ara tercih edilen ikmal limanları olarak görebiliriz düşüncesindeyim.
Yeni yönetimimizin denizcilik camiamıza ve bunker sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum. Değerli meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.”
DENİZ HABER AJANSI