Hatay ve çevresinde 55 bölge nakliyecisiyle yola çıkan ve daha sonra 63 ortaklı olarak faaliyete başlayan Hatay Ro-Ro A.Ş., Aralık ayında İtalyan Moby Lines Şirketi'nin mülkiyetinde bulunan M/V LUIGI PA isimli Ro-Pax gemisini filosuna katarak, bir başarı öyküsüne imza atmaya başladı.
Ulusoy Denizcilik ve Cenk Group'tan kiraladığı gemilerle 15 Ekim 2014 tarihinde ilk seferine çıkan Hatay Ro-Ro, bugün İtalyan Moby Lines Şirketi'nin mülkiyetinde bulunan M/V LUIGI PA isimli 100 TIR kapasiteli Ro-Pax gemisini satın alarak, kendi göbeğini kendi kesen şirket haline geldi.
2017 yılına Ro-Pax yatırımıyla giriş yapan Hatay Ro-Ro, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından bu yıl ilk defa düzenlenen 'Türkiye’nin 500 Büyük İhracatçısı' araştırmasında iki kategoride listeye girdi. Hatay Ro-Ro, 'Hizmet İhracatçısı' sıralamasında Türkiye'nin 55. hizmet ihracatçısı olurken 'Eşya Taşımacılığı ve Lojistik Hizmetleri' kategorisinde 20. sırada yer aldı.
Hatay bölgesinde 9 bin TIR filosu bulunan 270 firma faaliyetini sürdürüyor. Bu şirketlerden 2 bin TIR'ı kontrol eden 63 uluslararası nakliyeci, Hatay Ro-Ro A.Ş.'nin ortağı konumunda. Riskin yüksek olduğu bir dönemde "ellerini taşın altına koyarak ortaya çıkan" ve kendilerine karacı armatörler olarak adlandıran Hataylı nakliyeciler, Hatay Ro-Ro ile bir başarı öyküsüne imza attılar.
M/V HABIB NECCAR ismini verdikleri Ro-Pax gemisinin bakımının gerçekleştirdikleri, Kuzey Star Tersanesi'nde bir araya geldiğimiz Hatay Ro-Ro A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler ile sohbet etme imkanı bulduk.
Sayın İbrahim Güler, Hatay Ro-Ro Projesi nasıl ortaya çıktı?
Özellikle sefer yapan Ro-Ro firmaları ile kara nakliyecilerinin istekleri konusunda sıkıntılar yaşanmaya başladı. Si-Sa, UN Ro-Ro, SAMC gibi firmalar, Süveyş üzerinden Suudi Arabistan'a seferler koydular. Ancak bu firmaların bazıları battı, bazıları ise bu hattan çekildi. Hatay ve Bölgesi Uluslararası Nakliyeciler olarak kendi göbeğimizi kendimizin kesmesi gerektiğine inandık. Hatay Ro-Ro A.Ş., Ortadoğu ve Körfez bölgesindeki 8 ülkeye ihracat taşımalarını gerçekleştiren tek Ro-Ro hattı olarak faaliyetini başladı. Bu bölgedeki hat kapanmak üzere iken, 55 Bölge nakliyecisi sermayelerini ve yüreklerini koyarak bu hattın açılmasını sağladı. Ancak bizler kara nakliyecileriyiz. Gemiden anlamayız. Gemi nasıl çalıştırılır bilmeyiz. Ancak bu işi yapmaya karar verdik ve 55 bölge nakliyecisi bir araya gelerek Hatay Ro-Ro A.Ş.'yi kurduk. Daha sonra bu ortaklık yapısında sayı 63'e çıktı. Yalnız Hatay Ro-Ro'ya ortaklıkların tüzel kişilik olması şartını koyduk. Ulusoy Denizcilik ve Cenk Group'tan kiraladığımız gemilerle, 15 Ekim 2014 tarihinde ilk seferimizi gerçekleştirdik. Fakat organizasyon çok zorlu ve sıkıntılıydı. Maliyetler yüksek oluyordu. Şoför arkadaşlarımızı Mısır'a uçakla gönderiyor, daha sonra 3 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra araçlarına ulaşıyorlardı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu'nun girişimleriyle, şoförlerin uçakla taşınması noktasında THY'den ciddi indirimler aldık. Bu konuda THY eski Genel Müdürü Temel Kotil beyin çok katkısı oldu. Kendisine teşekkür ediyorum.
Sayın Güler, gemi işletmeciliği çok farklıdır. Siz buna nasıl cesaret ettiniz?
Bu konuda profesyonelleri iyi seçtik. İşin başına ehil insanları getirdik. UN Ro-Ro, UND Deniz gibi önümüzde örnekler bulunuyordu. UN Ro-Ro nasıl büyüdü?, UND Deniz neden battı? Bunun analizini yaptık. Hatay Ro-Ro A.Ş.'nin ortakları, yükü kontrol eden firmalar. Yani yükü kontrol eden firmalar, aynı zamanda ortak oldukları Ro-Ro şirketine sahip çıkmak zorunda. Hatay Ro-Ro'nun ortakları, gemileri dolmadan başka bir firmaya yük vermezler. Bir zorlama gibi görünse de ortaklarımız bu zorlamayı kendi inisiyatif kullanarak yapıyorlar. UND Deniz neden başarılı olamadı? Yükü kontrol eden ortaklar, Uluslararası Nakliyeciler Derneği üyeleri, UND Deniz'e sahip çıkmadı. Bu bizim için en önemli kriter. Ortaklar kendi firmasına sahip çıkmak zorunda.
Şirketin hayata geçmesinden 2 sene sonra Hatay Ro-Ro, kendi gemisini aldı. Bu süreci anlatır mısınız?
Bu konuda Ulusoy Denizcilik ve Cenk Group'a teşekkür etmek istiyorum. Bizlere çok yardımcı oldular. Gemiler gidip geliyor, ancak cirodan hiç haberim yok. Korkmuyor da değilim. Para kazanıyor muyuz? kazanmıyor muyuz? Bilmiyorum. Cesaret edip soramıyorum. Genel kurul yaklaşırken, profesyonellerimiz ile toplantı yaptım. Bana finans dokümanları sunduklarında öyle bir rahatladım ki sormayın gitsin... Genel Kurulda, şu kadar paramız var, şu kadar alacağımız var dedikten sonra, üyelere dönerek, "gemi alacağız" dedikten sonra, tüm arkadaşlarımız yönetime tam destek verdi. İcra Kurulu Başkanımız Mine Kaya Spot Denizcilik ile irtibata geçerek, gemi araştırmaya başladık. Spot Denizcilik sahibi Burak Akdemir çok değerli bir broker. Bizlere çok yardımcı oldu. İtalyan Moby Lines Şirketi'nin mülkiyetinde bulunan M/V LUIGI PA isimli Ro-Pax gemisini almaya karar verdik. 1975 yılında Norveç STX Tersanesi'nde inşa edilen, 168 metre boyunda, 21 metre genişliğinde 100 TIR taşıma kapasitesine sahip bir gemi. 17 Knot hız yapabiliyor. Tam istediğimiz bir gemiydi. Pazarlık yapıp satın alarak filomuzun ilk gemisine kavuşmuş olduk. Adını da M/V HABIB NECCAR olarak değiştirdik.
Soldan Sağa: Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Ezer, M/V HABIB NECCAR'ın Süvarisi Ufuk Haydar Demir, DPA Bülent Çelebi, Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler, Hatay Ro-Ro İcra Kurulu Başkanı Mine Kaya ve Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ezer.
Dünyada ciddi bir kriz var. Bir çok ülkede resesyon devam ediyor. 15 Temmuz Darbe girişimi sonrası size böyle bir yatırım yapmaya sebep olan irade nedir?
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası, belirsizlikler olduğuna katılıyorum. Ancak biz ülkemize güvenmek zorundayız. Siyasi iradeye destek olmak zorundayız. 15 Temmuz hain darbe girişiminden bir hafta sonra kendi şirketim Güler Uluslararası Taşımacılık Şirketi 51 TIR aldı. Siparişi iptal edebilirdim Ancak onu yapmadım. Taşın altına elimizi koymamız gerekiyordu. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleri bizleri motive etti. Risk alacaksak ülkemiz için alıyorduk ve bu iradeyi ortaya koyarak, Hatay Ro-Ro ortaklarıyla bu yatırıma karar verdik. Yaşanan ekonomik krizlere rağmen, ülke ekonomisine duyduğumuz güvenle yatırımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Ortadoğu pazarını korumak ve güzergahın ayakta kalması için bölge nakliyecileri olarak bugüne kadar üzerimize düşeni yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Ancak sadece bizlerin gayreti yeterli görünmüyor
M/V Habib Neccar, uluslararası nakliyecilerine ve denizcilik sektörüne hayırlı olsun. Geminin bakım ve tutumu Kuzey Star Tersanesi'nde yapıldı. Geminin durumu nasıl?
Geminin bakım ve tutumunda 100 ton sac işlendi. Jeneratörler değiştirildi. Sıcak bölgeye sefer yaptığı için iklimlendirme ve soğutma baştan aşağı yenilendi. Personel dahil 216 yolcu kabinleri, cruise gemilerini aratmayacak lükste yapıldı. Yaşam alanlarında rahatlık ve refaha önem verildi. Çünkü misafirlerimiz gemimizde 3 gün yolculuk yapacaklar. Onların 3 gün boyunca rahat etmeleri için her türlü ekipman yaşam alanlarına kondu. Kiraladığımız önceki gemiler 12 knot hız yapabiliyordu, bu gemimiz 17 knot'a kadar çıkabiliyor. Önceden Süveyş geçişlerinde beklemek zorunda kalıyorduk. M/V Habib Neccar ile Süveyş geçişlerine yetişebileceğiz. Ayrıca geminin sahip olduğu teknik donanımlar sayesinde tehlikeli maddeler ile sınırsız sayıda frigorifik araçları taşıyabileceğiz. Recep bey sizin ve Deniz Haber Ajansı üzerinden bir müjde vereyim, yakın zamanda ikinci gemiyi de alabiliriz.
İbrahim Güler bey, son olarak devlet teşviki ne durumda? Ekonomi Bakanlığı bu konuda bir çalışma başlattı mı?
Hatay Ro-Ro olarak Ekonomi Bakanlığı ile görüşmeler yaptık. Bu sürpriz olsun. Yakın bir zamanda Teşvik konusunda güzel haberler vereceğiz.
Sayın İbrahim Güler, bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
M/V HABIB NECCAR'ın mürettebatı ve dördüncü kaptanı Gülşen Zongür, gemiyi sefere hazırlamak için cansiparane çalışıyor.
Röportaj: Recep CANPOLAT / Deniz Haber Ajansı