Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu başkanlığında gerçekleşen toplantıya İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın ceza alan gemilere ilişkin disiplin kururu kararları ile başlandı.
Deniz Ticaret Odası Yönetim kurulu üyelerinden M. Alev Tunç mart ayı faaliyet raporlarına ilişkin sunum gerçekleştirirken, sonrasında kürsüye çıkan Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı Komutan Yardımcısı Albay Orhan Nişancı ise valilik onayı ile geçen yıl başlatılan ‘Güvenli Denizler’ isimli projelerine ilişkin açıklamalarda bulundu. İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer Çoşkun ise sektör bilgilendirme sunumu yaptı.
EROL YÜCEL: TÜRKİYE OKYANUSTA FIRTINAYLA İLERLEYEN BİR GEMİ
Türk Armatörler Birliği Başkan Vekili Erol Yücel toplantıda; Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi krizden tüm denizcilik faaliyetlerinin etkilendiğini belirterek: "Türkiye şu anda okyanusta fırtınayla ilerleyen bir gemi misali ve maalesef bu odada da basit mikro meselelerle ilgileniyoruz, makro seviyede bakmıyoruz. Siyasetle ilgili hiçbir şey konuşmuyoruz. Bu kürsü de aslında her şeyin başı, her şey buraya dayanıyor. Şu anda seçimlerini bitirmiş, tamamlamış bir hükümet var ve biz hala tartışmalarla vakit geçiriyoruz. Okyanusta giden geminin kaptanın yeterliliğini tartışmak gibi bir şey. Türkiye büyük bir felaketin içerisinden geçiyor, topraklarımız dışında yaptığımız konsolosluğun yerle bir edilmesini kabul ediyoruz. İçerde ilkelerimiz savaş alanına dönmüş vaziyette askerimiz, polisimiz canını kaybediyor, her akşam haberlerde bunları seyrediyoruz. Gerçekten son derece üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Ne olursa olsun iktidarı sevelim, sevmeyelim, beğenelim, beğenmeyelim ben de çok eleştirenlerden bir tanesiyim ama içinde bulunduğumuz durumda tek vücut tek yumruk olup bu hükümetin, bu yönetimin, bu iktidarın arkasında durup bu krizi aşma konusunda ülke bazında dimdik durmamız gerektiğine inanıyorum. Hepsinin başı geliyor, bu krize dayanıyor. Denizcilik de bu krizlerden en fazla etkilenen sektör. Sadece turizm açısından değil, Ukrayna ve Rusya Federasyonu’nun çekişmesi, Kırım’a giden geminin Ukrayna’da tutuklanması, Ukrayna’ya giden geminin Rusya Federasyonu’nda zorluklarla karşılaşması, kabul edilmemesi. Türkiye’nin Rusya Federasyonu’yla olan uçak turizmden sonraki ilişkisi başka bir sorun. Bunlara baktığımız zaman Türk armatörünün özellikle, Türk Koster armatörünün hareket sahası dediğimiz İtalya’nın güneyinden Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgesindeki Türk denizcisini birebir ilgilendiren ülkeler. Denizciliğin Türkiye açısından önemine baktığımızda böylesine bir konuda, ihracatımızı başarıya ulaştırmak için bize düşen fedakarlıklarsa biz de bunları yapmalıyız.’’ şeklinde konuştu.
ABBAS KOLÇALAR: YUMURTA MI TAVUKTAN ÇIKTI TAVUK MU YUMURTADAN HESABI YAPMAK ZORUMA GİDİYOR
SULİM başkanı Abbas Kolçalar ise kürsüde yaptığı konuşmada iki konuya değinmek istediğini belirterek; ‘İki konu için söz aldım birincisi, burası Deniz Ticaret Odası tabii ki gemilerin her şeyin üstünde olduğunun bilincindeyiz. Eğer bir gemi para kazanmıyorsa ya da %50 kaybediyorsa, aşağısı çok daha fazla kaybediyordur. Ancak burası Deniz Ticaret Odası. Burada sadece armatörler temsil edilmiyorlar ya da bütün mesele sadece gemi ve deniz ticareti değil. Armatörler birliği zaten bir kuruluş olarak var, buraya üye olan arkadaşlarımız oraya da üye. Burada gemi inşa mühendisleri, tersanede çalışan işçiler, dalgıçlar, kumanyacılar, yakıtçılar bütün bu sektör gemiye hizmet veriyor doğrudur ama yumurta mı tavuktan çıktı ya da tavuk mu yumurtadan çıktı hesabını yapmak benim zoruma gidiyor. Bizlere karşı haksızlık olduğu düşüncesindeyim.’
‘İkinci konum; bir önceki toplantıda da dile getirdiğim üzere. kıyı emniyetiyle başlayan ve daha sonra diğer römorkaj şirketlerinde ‘kira sözleşmesi’ vasfına dönüşen kontratlarda, ne deniz ticaret odasına ne de bu kontratın tarafı olan bizlere doğru dürüst beyan edilmeden bahsi geçen maddenin kontratın içine konması konusu. Belki çok fazla dikkat çekilmedi ama ben bu konunun üstüne gidilmesi için rica ediyorum ve avukatlarımıza danışmamız gerektiğini düşünüyorum.’ dedi.
BÜLEND TEMUR: DENİZCİLER KİMİ ZAMAN FIRTINALARLA ANCAK HER ZAMAN HASRETLE BOĞUŞUYOR
Toplantıda söz alan İTÜ Denizcilik Fakültesi Yüksek Denizcilik Okulu Sosyal Yardımlaşma Vakfı (DEFAV) Başkanı Bülend Temur ise; DEFAV’a verdikleri desteklerden ötürü İMEAK DTO üyelerine ve çalışanlarına teşekkür edip, şunları kaydetti: "Denizciler kimi zaman fırtınalarla ancak her zaman hasretle boğuşuyor. İTÜ Denizcilik Fakültesi Yüksek Denizcilik Okulu Mezunları Sosyal Yardım Vakfı olarak 2 nisan 2016 tarihinde düzenlediğimiz 21. dayanışma gecesi işte bu hasreti giderip, denizcilik sektörünün tüm kesimleriyle kucaklaşma ve dayanışma gecesi oldu.Tüm vakıf üyeleri ve yönetim kurulları aslında borçlarını ödemek için bir araya gelmişlerdi. Bizim de bir vefa borcumuz var kürsüye çıkma sebebim de buydu. İMEAK DTO şirketlerinin sahipleri, çalışanları, İTÜ’lü olsun veya olmasın bugüne kadar vakfımıza hep destek verdiler. 2 Nisan’da gerçekleştirilen destek gecemizde 600 kişi bir araya geldi, vakıf yönetim kurulu olarak da hepinize vakfımıza verdiğiniz destekler için şükranlarımı sunuyorum.’’
MAHMUT AYDIN: GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR
Abbas Kolçalar’ın konuşması üzerine kürsüye çıkan Deniz Ticaret Odası meclis üyelerinden Mahmut Aydın: ‘Abbas Kolçalar demin bir konuşma yaptı, konuşmasına tam iştirak etmiyorum. Gün birlik olma günüdür. Tüm denizciler beraberiz. Ben 30 senedir acentacılık yapıyorum Denizciler olarak çok büyük bir kriz içerisindeyiz. 1982’den bu yana devam eden çalışma hayatım içerisinde gördüğüm krizlerin en büyüğü bu.Dolayısıyla bu dönemde birlik beraberlik gerekir. Armatörlerimiz para kazanıyorsa, biz de para kazanıyoruz. Armatörlerimiz para kazanmıyorsa, diğer hiçbir sektör para kazanamaz. Bu nedenle devletten taleplerimiz de birlik beraberlik içinde olmalı. Denizcilikten kazanılan vergiler yine denizciliğe harcansın, bu fırtınadan, krizden birileri destek verecek ki çıkacağız.‘ şeklinde konuştu.
Haber: Buse ÜRGİR / Deniz Haber Ajansı