Tarihiyle kadim bir şehir olan İstanbul'un Avrupa Yakası'ndaki iskelelerini sizler için değerlendirdik.
Arnavutköy İskelesi
İlk iskele Karakolhane binasının alt tarafındaki eski çöplük yerindeymiş. 1890 yılında esaslı bir tamir görmüş. Dört yıl sonra da hanım yolcular için bir kenarda kafesli özel bir bölme ayrıldığı biliniyor. 1980 yılı sonrasında sahil yolunda kıyı boyunca uzanan yalıların önünden geçirilişi sırasında iskele binası geride kalınca yıktırıldı, yerine kazıklı yolun önüne yeni bir iskele binası inşa edilerek 1988 yılında hizmete alındı. İskelenin yanaşma yeri 21,4, eni 14,5, minimum derinlik 2,9, iskelenin maksimum derinliği ise 8,7 metredir. İskeleye yanaşabilecek en büyük gemi tonajı 747,36 grostondur.
Bebek İskelesi
İlk iskele, 1851’de Şirket-i Hayriye’nin kurulduğu yıl açıldı. Sultan Ahmet Camii Mektebi ile Kadı Mehmet Efendi yalısının arasında kalan yerde inşa edilmişti. 1890’da erkek ve kadın yolcular için ayrı odalara bölündü. 1898’de onarıldı, ardından vapurların yanaş yeri birer sıra kazı daha çakılarak denize doğru uzatıldı. Zaman içinde sık sık kazıkları değiştirilen iskele, Boğaz’daki beton kazı sisteminde inşa edilen iskelelerin en sona bırakılanlarından oldu. 2001 yılı yeniden hizmete açılan yeni iskelenin yanaşma yeri uzunluğu 13,5, eni 13, minimum su derinliği 1,14, maksimum su derinliği 4,1 metredir. İskeleye yanaşabilecek en büyük gemi tonajı 747,36 grostondur.
Emirgan İskelesi
Çoğu Boğaz iskelesi gibi Emirgan iskelesi de 1851’de hizmete girmiş. 1897’de esaslı bir onarım görmüş olan bu iskele o zamanlar 1. Abdülhamid Camii’nin önündeymiş. 1900’de, biraz güneyinde, boş bir yere 23.900 kuruşa yeni bir iskele binası inşa edilince eski bina kaldırılmış. Zaman içende bu iskeleye Mirgün İskelesi, bir ararlar da Uluköy İskelesi denmişse de sonradan yeniden Emirgan İskelesi denmeye başlanmış.1989 yılı mart ayında sahil yolunun düzenlenmesi sırasında bu yeni iskele binası kapatıldı. 12 yıl kadar kapalı kalan iskele binası 2001 yılında beton kazık sistemiyle yeniden inşa edilerek 24 Kasım 2001 günü yeniden hizmete açıldı. İskelenin vapur yanaşma yerinin uzunluğu 15,6, iskelenin sudan yüksekliği 1,2, iskele önünün derinliği 7,7 metredir.
Hasköy İskelesi
Hasköy, eskiden İstanbul’un çok bakımlı ve çok gözde semtlerinden biriydi. 1857’ de Haliç‘te vapur çalıştırmak için ilk girişimde bulunan Yusuf Ağa adlı girişimciye tanınan yirmi yıllık imtiyaza göre vapurlar seferlerine Hasköy’den başlamaktaydılar. Sonradan başlangıç noktası Köprü iskelesi oldu. Hasköy İskelesi, Şirket-i Hayriye’nin Hasköy Tersanesi’nin yanında, ahşap küçük bir iskeleydi. Eski iskele karadan 12 metre açıkta ve ahşap kazıklar üzerine ahşap konstrüksiyonlu yapılmıştı. Kıyıdan iskeleye kısa ve daracık ahşap bir köprüden geçilerek girilirdi. Yıllarca hizmet etmesi sonucu hayli eskimiş olması bir yana, Haliç’in zaman içinde hayli dolması nedeniyle iskele 1994 yılında vapur seferlerine kapatıldı. İskele binası bakımsızlıktan kısmen sulara gömüldü. Aradan 12 yıl geçtikten sonra eski un fabrikasının bulunduğu alanda yeniden inşa edilerek seferlere başlandı. Yapımına 2006 yılında başlanan Hasköy Piri Mehmet Paşa iskelesi 45 günlük inşaat çalışmasının ardından tarihi yapısına uygun olarak yeniden yapılmıştır. 90 metre karelik bir alana sahip yapıda yolcu bekleme salonu ve personel mahalleri yer almaktadır.
Kabataş İskelesi
1950’lere kadar ahşap bir iskeleydi. Önceleri deniz doldurulmadığı için bugünkü yerine göre hayli içerde, küçük balıkçı barınağının yanındaydı. Aslında Üsküdar- Kabataş arasında çalışan Suhulet ile Sahilbent gibi araba vapurlarının iskelesiydi. Seyrek olarak Şirket-i Hayriye’nin Boğaz seferini yapan yolcu vapurları da uğrardı. Zaman içinde ihtiyaca cevap veremez duruma gelince önündeki boş alan genişletilmişse de motorlu araç sayısın önlenemez bir hızla artması karşısında kısa zamanda uzayıp giden araba kuyrukları caddeye taşmaya başlamıştı. Ancak 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü’nün hizmete açılmasından sonra araba kuyrukları ortadan kalktı.
1989’da hizmete giren bugünkü Kabataş vapur iskelesi, dibe spiral kaynaklı çelik borular çakılarak inşa edildi. Tüm iskele alanı 2.058,kapalı yolcu salonu 450 metrekaredir. Aynı anda üç sehir hattı vapurunun yanaşmasına olanak sağlayan iskelenin üç ayrı yanaşma yerinin soldaki 65,6,ortadaki 23,5,sağdaki ise 87,6 metre uzunluğundadır. İskelenin sudan yüksekliği 1,25,iskele önünün derinliği ise 8,7 metredir.
Sarıyer İskelesi
Burası eskiden “Mezar Burnu” olarak anılırmış. Sonradan, Şirket-i Hayriye’nin değerli yöneticilerinden Hüseyin Haki Efendi’nin önerisiyle, bu ad eğlence yeri, mesire anlamına gelen “Mesar Burnu” olarak değiştirilmiş. Sarıyer’in ilk iskelesi, kayık iskelesine yeni ilaveler yapılarak ortaya çıkartılmış. 1890’da, Şirket-i Hayriye’nin iskelelerin tamir görevlisi Kirkor Efendi ile Yani Kalfa tarafından hem yenilenmiş, hem de genişletilmiş. Daha sonra da üst katı kapatılarak gazino haline getirilmiş. 1948’de Taksim’den Sarıyer’e düzenli bir şekilde Belediye otobüsleri çalıştırılmaya başlanınca, bu iskele yolcusundan çok kaybetmiş. 2003 yılında betonarme olarak yenilenen iskelenin vapur yanaşma yerinin uzunluğu 13, sudan yüksekliği 1,15, iskele önünün derinliği 3,6 metredir.
Ayvansaray İskelesi
1967 yılında yolcu sayısının azlığından kapatılan iskele 1980 yılına kadar koltuk ambarı iskelesi olarak hizmet verdi. Bir süre sonra onarılarak faaliyet geçirilen Ayvansaray İskelesi 1982 yılında bir kez daha kapatılan iskele 1986 yılında tekrar açıldı. 1994’te Haliç’in dolması nedeniyle iskele geçici bir süre daha kapatıldı. 1988 yılının sonlarına doğru baştan sona yenilenerek tekrar hizmete açıldı. 2006 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi baştan aşağı yeniledi. Ayvansaray İskelesi’nin boyu 13,6, eni 18, minimum su derinliği 1,5, maksimum su derinliği 5 metredir. İskeleye yanaşabilecek en büyük gemi tonajı 175,42 grostondur.
Beşiktaş İskelesi
Buradaki ilk vapur iskelesi 1851’de Şirket-i Hayriye’nin kuruluşu ile birlikte Hayrettinönü denen yerde inşa edilmiştir 1884’te yetersiz kalınca bu ilk bina yıktırılarak yerine şirketin tamirat görevlisi Kirkor Kalfaya yeni bir iskele inşa ettirildi. 1898’de vapurların yanaştığı yer görülen ihtiyaç üzerine 10 m kadar genişletildi. 1900 yılında vapurların yanaşması sırasında iskele binasının sallanmaya başlaması üzerine bina bu seferde iki yanına payandalar yerleştirilerek güçlendirildi. 1908’de iskelenin deniz tarafı kısmen dolduruldu. Ayrıca mimar Eugenie’ye rıhtım inşa ettirildi.
1913’te, eskisinin yerine mimar Ali Talat Bey’e yaptırılan, çatısında iki kubbesi bulunan, yığma, kargir bina, bugün halen kullanılmakta olan iskele binasıdır. 1919 yılının şubat ayında şiddetli lodos fırtınası yüzünden yan taraftaki beton dayanaklar zarar görünce, Mimar Narlıyan Efendi’nin raporu uyarınca hasar gören bölümlerin üzerine kuvvetli kalaslar döşenerek yolcuların güven içinde giriş çıkışları sağlandı.
Zaman içinde birkaç kez yenilenen binanın zemin katındaki sivri kemerli revaklı bölüm, 1979’da da üst kat kısmen camlı bölmelerle kapatıldı. Bina, 1987’de o günlerin parasıyla 60 milyon liraya esaslı bir şekilde baştan sona yenilendi. Vapur yanaşma yeri genişletildi. Girişe jeton turnikeleri kondu. Salondaki sütunların üzerine dört adet renkli pano yerleştirildi. Günümüzde bu iskeleye Boğaz vapurları ile Üsküdar-Beşiktaş arasında çalışan vapurlar yanaşıyor. İskele boyu 30, eni 43,5, maksimum su derinliği 8 metredir. İskeleye yanaşabilecek en büyük gemi tonajı 747,36 grostondur.
İstinye İskelesi
İlk İstinye iskelesi 1851’de Karakolhane’nin önünde inşa edilip hizmete girmiş. Bir süre kullanıldıktan sonra giderek harap hale düştüğünden 1898’de yıktırılarak yerine Kemal Usta’ya yenisi inşa ettirilmiş. Yıllarca kullanılan iskelenin yolcu sayısı, özellikle de İstinye Tersanesi kapandıktan sonra çok azalmış bulunuyordu. 1960’lı yıllarda İstinye ile Paşabahçe arasında araba vapurları çalıştırıldı. Boğaziçi Köprüsü’nün hizmete açılması üzerine işlevini kaybedince bu hat iptal edildi. İskelenin vapur yanaşma yerinin uzunluğu 13, sudan yüksekliği 1,3, suyun derinliği ise 4,75 metredir.
Kasımpaşa İskelesi
Kasımpaşa, Haliç’in Beyoğlu yakasındaki en eski yerleşim merkezi olarak bilinir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında bağlık,bahçelik bir yerdi Kasımpaşa…Sonradan havuzları, kızakları, kışlaları, gemi inşa tezgahlarıyla Osmanlı Devleti’nin başta gelen denizcilik merkezi oldu. Önündeki geniş koyda büyüklü, küçüklü pek çok gemi demirli. Deniz Kuvvetleri’nin kalbi Kasımpaşa’da atmaktadır. Kasımpaşa iskelesi, bugün Haliç’in en büyük ve en eski iskelesidir.
Her zaman çok sayıda yolcusu olan Kasımpaşa iskelesi dibe çakılmış kazıkların üstünde yer alıyordu. Ahşap olup zaman içinde birkaç kez yenilenmiş, şirketin büyükçe vapurlarının da yanaşabilmesi için hep genişletilip büyütülmüştü. Yanı başındaki Kasımpaşa deresinin getirip yığdığı birikintiler nedeniyle iskele önünün derinliği zamanla azalır, dip temizleninceye kadar vapurlar iskeleye yanaşmakta güçlük çekerdi. Son olarak 2004 yılında eski iskelenin yerine yeni bir beton iskele inşa edildi. Bu arada, kısa bir süre önce yanaşma yerinin önünde demirlenip bağlanan yanaşma dubası da kaldırıldı. İskelenin vapur yanaşma yeri beton kazık sisteminde olup iskele önünün derinliği 4,5 metre kadardır.
Ortaköy İskelesi
Eski fotoğraflarda Ortaköy İskelesinin bugünkü yerinde değil de Büyük Mecidiye (Ortaköy) Camii’nin biraz kuzeyinde olduğu görülüyor. 1909’da, 38.144 kuruş sarfıyla camiinin güneyine, bugünkü iskelenin olduğu yerde yeni iskele inşa edilince eskisi kaldırıldı.
Ortaköy İskelesi, beton kazık sistemiyle yenilenmesi en sona kalan Boğaz iskelelerinden biri oldu. Açılışı 23 Mart 2002 tarihinde yapıldı. İskelenin vapur yanaşma yeri 10,3, iskelenin sudan yüksekliği 1, iskele önünün derinliği 8,7 metredir.
Rumeli Kavağı İskelesi
Günümüzde Boğaziçi’nin Rumeli kıyısındaki son iskelesi olan Rumeli Kavağı İskelesi, turistik özelliği nedeniyle ayakta kalabilen iskelelerden… Karşı kıyıyla tarifeli motor bağlantısı var. Ayrıca da gezi seferi yapan vapurlar da uğrayıp yolcu indirip yolcu alıyorlar. 21 Şubat 2002 günü hizmete açılan yeni iskelenin yanaşma yerinin uzunluğu 12,7, iskelenin denizden yüksekliği 1,1,iskele önünün derinliği 5.2metredir.
Sütlüce İskelesi
Evliya Çelebi’nin yazdığına göre, Sütlüce, adını çevredeki meralarda otlayan, besili ve bol süt veren ineklerinden alıyormuş. İlk iskele 1913’te inşa edilmiş.1967’de kapatılan Sütlüce iskelesi, bir süre sonra yeniden inşa edilerek 1989 yılının Haziran ayında hizmete açıldıysa da teknelerin yanaşma yerinin derinliği ancak 2 m.ye indiğinden 1991 yılının Aralık ayında tekrar kapatılmak zorunda kalındı. Bu arada 1993 yılının Mayıs ayında yandığı için iskele binası da kullanılamaz duruma geldi. Haliç’in temizlenmesinden sonra iskele baştan sona elden geçirilerek 2 Kasım 1998 günü tekrar hizmete açıldı. İskele yanaşma yerinin derinliği 2,1m.dir.
Deniz Haber Ajansı