Şimdiye kadar elinize olta alıp hiç balık tutmadıysanız da "Acaba tutabilir miyim?" diye endişe etmeyin. Ustaların bu konudaki tavsiyesi: Sabır.
Balığa çıkmadan önce iyi bir alışveriş yapmak şart. Almanız gereken ilk ürün belli; iyi bir olta. Kararınızı verirken iki önemli noktaya dikkat edin: Suyun akıntısı ve tutmak istediğiniz balığın büyüklüğü. İnce-küçük bir oltayla akıntının fazla olduğu bir yerde büyük balık tutmaya çalışırsanız hayal kırıklığına uğrama olasılığınız bir hayli yüksek. Bunun için yola çıkmadan ne istediğinizi bilmeniz lazım. Akıntıya ve balığın büyüklüğüne göre oltalar değişiyor. İşin ustaları, tercihi ne olursa olsun kurşun oltanın kullanılması gerektiğini düşünüyor.
Oltaya uygun iğneyi seçerken balık türü yine karşınıza çıkar. İğne numaraları türüne göre değişiyor çünkü. Gündüz istavrit tutacaksanız, kıyıdan atmak için çapari (10 iğneli tüylü takım), kefal tutarken üzerinde 10-15 iğnenin bulunduğu Kıbrıs takımı alınmalı. Misinaya bağlanan ağırlığı ise dalgalar belirliyor, deniz dalgalıysa ağır kurşun lazım. Denizde avlanmakla gölde avlanmak arasında çok büyük fark olduğunu da unutmayın. İkisinde de çok farklı takımlar kullanılıyor. En basitinden kıyıda balık tutanların yemi 100-150 metre uzağa fırlatması gerekiyor. Önemli olan kayalıklara takılmaması. Başlangıç için çok karışık geldi diyorsanız, hazır paketlerden satın alın. Listedeki diğer malzemeleri de hatırlatalım: Yağmurluk, kova, tabure, kamış dayama ayağı (tripot), bıçak, bez, sırt çantası, bıçak veya falçata...
Şimdi balık tutma vakti...
Balık tutacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Bazı mekânlar balıkların göç yolları üzerinde olduğu için balık fazla oluyor. Oltayı denize saldıktan sonra balıkçıya bazı görevler düşüyor. Çapariyle avlandığını varsayalım. Açık havada yosun yeşili denen tüyler, deniz kapalıysa koyu yeşil tüy kullanılmalı. Belirli periyotlarda oltayla devinim sağlamak şart. Akıntı veya durgun deniz pozisyonuna göre farklı aksiyonlara ihtiyaç var. Hareket, meradaki balığı cezbeder, oltaya çağırır. Oltaya balık yakalandığını fark etmek oldukça basit. Oltanın ucu titrer, sağa sola yalpalanır. İsterseniz oltanın titreşimiyle uyarılarda bulunan alarm da kullanabilirsiniz. Bu mevsimde tutulacak balıklar genelde kefal, istavrit, levrek, mırmır, karagöz, izmarit... Bundan sonrası artık sabır işi. İsterseniz müzik dinleyin, isterseniz yandaki balıkçılarla sohbet edin.
Bebek Akıntıburnu
Akıntıburnu İstanbul Boğazı’nın tam dönüş noktası. Boğaz’dan geçen akın balıklarına burada olta sallayanlar kolaylıkla rastlayabilirler. Kroça, tüm yıl boyunca istavrit, eylül-kasım arası lüfer ve çinekop, yaz aylarında ise zargana çıkıyor. Oldukça geniş bir alan olduğu için rahat rahat balık tutmanın keyfine varabiliyorsunuz. Arabayla gelirseniz hemen Akıntıburnu’nun önündeki parka veya Arnavutköy’ün sokaklarına park edebilirsiniz. Sahildeki minibüslerde dürüm yiyip çay içebilirsiniz.
Büyükçekmece Gölü
İstanbul’a yakın yerlerde tatlısu balığı avlamak isteyenler, Anadolu Yakası’ndaki Ömerli Baraj Gölü’nü, Riva Deresi’nin etrafındaki aile piknik yerlerini, Avrupa Yakası’nda da turna balığı yakalanabilecek Terkos Gölü’nü ya da Büyükçekmece Gölü’ne kıyısı olan Çatalca’ya bağlı Bahşayış Köyü’nü tercih edebilir. Tatlı sularda oltanıza genellikle kızılkanat gelecektir. Eti pek lezzetli değil, üstelik kılçıklı. Nemli topraktan çıkarılacak solucan, küspe ya da kasaptan alınabilecek küçük bir tavuk parçasını yem olarak kullanarak sazan yakalayabilirsiniz. Turna ve yayın Terkos Gölü ve Büyükçekmece’de çıkan güzel balıklardan. Yayın, tatlısu balıklarının en lezzetli ve kılçığı en az olanı.
Galata
İstanbul’da oltayı eline ilk kez alanlara bile sorsanız, size Galata Köprüsü’nü işaret eder. Öyle ki, yer bulmak bile çok zordur. Özellikle de hafta sonlarında. Sabahın ilk ışıklarında gitmek, rahat ve güzel bir yer kapmak için şarttır. Özellikle Marmara’ya bakan tarafının daha verimli olduğu söylenir. Temmuz - ağustos ayları dışında çinekop, kefal ve istavrit bolca bulunur. Balıkçıların tecrübesine göre 10’lu veya 12’li çapari kullanımı en çok tercih edilen tekniktir. Sarkıtma, şamandıralı, mantarlı olta da kullanılabilir. Köprü üzerinde sandviç ve çay satan seyyar satıcılara rastlamak mümkün.
Kuleli Askeri Lisesi önü
İstanbul Boğazı’nın en güzel yerlerinden biri. Anadolu yakasındaki balıkçılar bu noktayı fazlaca tercih ederler. 12 ay boyunca istavrit, iskorpit, ekim-nisan arasında çinekop rahatça avlanabilir. Burası için standart seçim 25 beden 50’lik olta ideal. Bir tarafında Kuleli Askeri Lisesi, balık tutulan yerde ise park alanı var. Etrafta çay, su ve köfte satan seyyar satıcılar var, fakat balıkçılar genelde kendi çaylarını ve yiyeceklerini getiriyorlar.Nerelerde balık tutulur?
İstanbul Boğazı'nda palamut, lüfer, istavrit, sardalya, levrek ve diğer dip balıkları, Ege'de karagöz, mercan, sargoz, melanur, orfoz, lahos, akya balıkları avlanıyor.
İstanbul Boğazı'nda iki dönem balıkçılar için önemli. Yazın balıklar Marmara'dan Karadeniz'e göç edip yumurta bırakıyor, kışın ılık sulara geri dönüyor. Göçler sırasında oltalara tutulan balık sayısı artıyor. Sarayburnu, balıkların Boğaz'a giriş yaptığında mola verdiği ilk durak. Arnavutköy ile Aşiyan akıntı burnu olduğu için balıklar göç sırasında kıyıya yaklaşıyor. Galata Köprüsü amatör, profesyonel balıkçıların vazgeçemediği bir yer.
Sarayburnu
Unkapanı Köprüsü
Karaköy
Kabataş
Aşiyan
Kefeli Köy
Tarabya
Üsküdar
Kuleli
Kandilli...
Avcılar-Ambarlı Sahili
Hangi noktada ne var?
İşte İstanbul'da nerelerde hangi balık var;
Sarayburnu: İstavrit, çinakop, lüfer, uskumru ve palamut bolca bulunur. Sarayburnu'nda sahil kayalık olduğundan fırlatma olta kullanmalısınız. İstanbul'da arkanızı Topkapı Sarayı'na vererek Kız Kulesi'ne karşı balık tutmanın keyfi başka. Sarayburnu sahilinde özellikle akın balıklarına bolca rastlanıyor.
Kuleli Askeri Lisesi önü: Boğaz'ın en kral yerlerinden biri olan bu mekanda yılın 12 ayı istavrit avlanabilir. Ekim-nisan ayları arasında çinakop çıkar. Kuleli Askeri Lisesi'nde avlanmaya gidecekseniz misinanızın sağlam olması gerekir. Burası için standart seçim 25 beden 50'lik olta ideal.
Dragos Koyu: Dragos Koyu Maltepe'nin 1,5 kilometre arkasında kalıyor. Bu koy zargana avı sevenler için doğru bir yer.
Tuzla-Kadıköy: Sahil şeridi boyunca Boğaz kadar çok olmasa da belirli noktalarda avlanmak mümkün. Tuzla Güzelyalı sahilinde, Pendik'te, Kartal'da Dokuz Palmiyeler ve Migros karşısı bu sahil şeridinde belli başlı yerlerden.
Bebek Akıntıburnu: Akıntıburnu İstanbul Boğazı'nın tam dönüş noktası. Boğaz'dan geçen akın balıklarına burada olta sallayanlar kolaylıkla rastlayabilirler. Kroça, tüm yıl boyunca istavrit, eylül-kasım arası lüfer ve çinakop, yaz aylarında ise zargana çıkıyor. Oldukça geniş bir alan olduğu için rahat rahat balık tutmanın keyfine varabiliyorsunuz. Aslında denize atılan oltadan daha çok umudun kendisi olunca işler değişiyor. Oltaya takılan da umut oluyor böylece. Balık az olunca gözler bir başka hüzünle bakıyor denizin derinliklerine. Martıların çığlıkları da hüzünlü çıkıyor bu telaşlı bekleyişte. Ve böylece maviye de hüzün bulaşıyor. Şimdi alın oltanızı ve siz de düşün mavinin peşine. Kim bilir? Belki de oltaya bir umut takılır...
Anadolu'da akla ilk gelen yerler
İzmir
Karaburun
Kanlıkaya sahilleri
Mordoğan iskelesi
Foça
Küçükdeniz sahili
Adana
Karataş sahili
Trabzon Faroz Mahallesi sahili
Çanakkale, Gümrük iskelesi...
Yem, oltaya nasıl takılır?
Oltalara takılan yemler ikiye ayrılır: Doğal yemler, suni yemler. Doğal olanlar kurt, solucan, ekmek vb., suni yemler plastik balıklar ve türevleri. Her balığa göre kullanılan yem değişiyor. Karagöz midye, sülünes, boru kurdu; mercan dilimlenmiş ahtapot, kalamar; mırmır tavukgöğsü, boru kurduyla tutuluyor. Yemleri takarken dikkat edilmesi gereken en önemli şey, formunun bozulmaması. Balık, yemin yapay olduğunu anlarsa oltaya gelmez. Yem yaprak gibi kesilip de kullanılabilir.
Oltalar 25 TL'den başlıyor
Kamış makinelerin fiyatı 25 TL ile bin TL arasında değişiyor. Ortalama bir makine almak için 150 TL'yi gözden çıkarın. Haftada bir-iki defa kullanıyorsanız 25 TL'lik makine iki yıl işinizi görür. Yemler 2 TL'den başlıyor, 50–60 liraya kadar yükseliyor. Kurşunlar kiloyla satılıyor: 1 kilo: 5 TL. Takım çantası: 20 TL, sandalye: 15 TL, yağmurluk: 15 TL, tabure: 10 TL, sırt çantası: 20 TL. Fiyatlar kalitesine göre artıyor ya da azalıyor.
Deniz Haber Ajansı