İzmir Valisi Mustafa Toprak, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanlığını (İMEAK) ziyaret etti. İzmir Valisi Mustafa Toprak’ı İMEAK İzmir Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığına gelişinde Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ve Yönetim Kurulu Üyeleri karşıladı.
Vali Toprak, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk’ten Deniz Ticaret Odası İzmir Başkanlığının çalışmaları, denizcilik ve lojistik sektörü, yolcu gemileri, deniz spor ve faaliyetleri, yat, marina üretim ve satışları, elleçleme faaliyetleri ile İzmir'deki sektörün diğer faaliyet ve çalışmaları, yatırımları hakkında bilgi aldı.
Vali Toprak’ın kendilerini ziyaret etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk İzmir’in çok önemli ve stratejik bir noktada olduğundan bahsederken ; “Aliağa bölgesi, Ege Bölgesi’nin %46,5’lik dış ticaretini geçekleştiriyor. Toplamda da 20 milyar dolardan fazla ithalat ihracat hacmi var. Aliağa Körfezini düşündüğümüz zaman orada bir burun var, bunun kuzeyi TÜPRAŞ, güneyi PETKİM. İkisinin arasındaki bölgede gaz tesisleri, hemen yanında gemi söküm tesisleri var. Yani Aliağa Bölgesi gerçekten inanılmaz bir bölge.
Hem kara güvenliği, hem deniz güvenliği açısından çok önemli bir noktada. Biz her zaman aynı şeyi söylüyoruz Sayın Valim, obez büyüme Marmara’da çok önemli bir şekilde gözlemlenebiliyor. Kocaeli ve İstanbul civarında toparlanmış ve her konuda var. Limancılıkta, fabrikada, sanayide, her noktada var. Aliağa’da bu bölgelerden bir tanesi aslında ama henüz obez değil, önemli yatırımların her daim açık olduğu bir bölge. O sebeple güvenliği de en üst noktalarda tutmak gerekiyor.
Dâhili acil durum planlarında çok önemli rollerimiz var. Çünkü hem gemi yangınları, hem kıyı tesisi yangınlarında ilk müdahalede römorkörler çok önemli yangınla mücadele kabiliyetlerine sahipler hem deniz suyu, hem köpük sıkmak bakımından. Bu arada petrol kirliliğine, deniz kirliliğine acil müdahale imkânlarımız var. Bariyerlerimiz, sıyırıcılarımız var ve 24 saat iş başında olan personelimizle bu konularda sürekli tatbikatlar yapıyoruz. Yılda en az 6-7 tatbikat yapıyoruz. Kıyı tesisleriyle birlikte bölge bayağı bir ilerledi. Bu konularda hazırlıklı olmak bakımından ve kabiliyetler bakımından hakikaten güzel şeyler var orada. Eğitimli insan gücü, teknolojik yatırımlar, kabiliyetler var başıboş bir bölge değil.
Alsancak Limanında Kıyı Emniyeti hizmet veriyor. Tabii Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Devletimizin bir teşkilatlanması ve özelikle belki 10-15 senedir onlar da çok ciddi yatırımlar yaptılar, kendilerini geliştirdiler. O konuda hizmet kalitesi, emniyeti etkinliği bakımından geri kaldıklarını kimse söyleyemez.
Özel sektörün bu gibi konularda yer aldıktan sonra daha fazla sahiplenmesi de görüldü, Türkiye de son zamanlarda durum bu. Buranın da çok kötü olduğu söylenemez. İzmir Alsancak Limanı, Aliağa’ya göre çok daha küçüktür. Burası bir doğal liman niteliğindedir, daha korunaklıdır ama bir tek suyollarıyla ilgili bir burada sıkıntılarımız var, gemilerin oturma riskleri var. Bu bir risk ama o konuda da Kıyı Emniyeti son yıllarda şamandıralama ve kanal çalışmalarıyla bayağı bir riski azalttı. Kayıtlı bir kaza olmadı çok şükür.
Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi olarak biz aslına bakarsanız çok şey yapıyoruz. 46 alt sektör var denizcilikte ve tüm Türkiye’de 8500 tane üyesi olan Deniz Ticaret Odasının İzmir olarak en büyük şubesi biziz. Şimdi Türkiye Odalar Borsalar Birliği 5174 sayılı kanuna göre kurulmuş bir odayız. Dolayısıyla denizcilik faaliyeti gösteren tüm firmalar bize üye olmak zorunda. Üye olmazsa denizcilik faaliyeti yapamaz.
Son günlerde en fazla odaklandığımız konu deniz turizmini daha da nasıl geliştirebiliriz sorusu. Deniz sadece güneş, kum ve plajdan ibaret değildir. Denizde yapılan sporlar var, marinalarımız var, yatlar var, mavi yolculuklar var. Dünyada mavi yolculuk örneğin Türkiye’nin markasıdır. Biz bunu daha nasıl geliştirebiliriz, eksiğimiz olan noktalarda bir kaybımız varsa bunu nasıl toparlayabiliriz diye deniz turizmine inanılmaz bir özen zaten gösteriyorduk biraz daha odaklanmaya başladık. Onun yanı sıra bölgesel değerlendirdiğimiz zaman özellikle bölgemizde Aliağa önemli bir bölge.
Ticaret açsından şu anda mendireği tamamlanmış olan Çandarlı’daki limanımız çok önemli bir yatırım. İzmir Alsancak Limanı önemli ki İzmir her zaman Türkiye’nin ihracat kapısı olarak değerlendirilmiş bir pozisyondadır. Sadece bugün için değil, geçmişte de öyle. Tarihi ipek yolunun geçtiği bir lokasyondadır İzmir, dolayısıyla limanlara çok özen göstermeye çalışıyoruz. Limanların içerisinde öldürücü rekabetler değil, ihtisaslaşmış limanların olmasını ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Çünkü Avrupa’da veya dünyadaki başka limanlarda ön plana çıkan aşırı rekabet değil zaten, ihtisaslaşarak her limanın para kazanmasını sağlamaya çalışıyorsunuz ve bir verim içerisinde çalışmasını sağlıyorsunuz.
Bunun yanı sıra şu aralar en fazla uğraştığımız ve Sayın Bakanımızın özellikle üzerinde çok durduğu marina yatırımları özellikle İzmir için çok önemli, bu da turizmin çok önemli bir parçası. Biliyorsunuz Turan bölgesindeki marina için askıya çıkıldı. Aliağa’daki yat limanı için de askıya çıkıldı. Aynı zamanda şu an proje aşamasında olan birtakım marinalar var. Neden marinalara özellikle değindim? Çünkü hep kurvaziyere yönelik çalışmalar yapıyoruz biz. İzmir’de aslına bakarsanız kurvaziyer tabii ki olsun, olmasın demiyoruz hiçbir zaman ve bunun için de çok büyük bir çaba gösteriyoruz.
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız da bir kurvaziyerci ama sadece bütün yumurtaları aynı kefede taşımamak gerektiğini düşünüyoruz biz. Kurvaziyer tabii ki olsun ama bu arada marinalarımızın da gelişmesini sağlamamız lazım. Çünkü marinalardan, kurvaziyerlerden kazancımızın 30 katını kazanabiliyoruz. Çünkü burada bütün ikmallerini buradan yapıyorlar, yakıtlarını buradan alıyorlar, marinalara bağlama parası veriyorlar. Ancak kurvaziyer yolcu geliyor, dolaşıyor şehri, bir iki bir şey alıyor veya almıyor, tekrar geri dönüyor. Ama bu yatlar bütün yıl burada kalabiliyorlar.
Dolayısıyla Sayın Bakanımızın bu düşüncesinin İzmir’in önünü daha da açacağını düşünüyoruz. Bunun yanı sıra, tabi eğitim bizim için olmazsa olmaz bir konu. Eğitimle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Tüm denizcilik okullarını deniz ticaret odası olarak destekliyoruz. Onun yanı sıra, biz hiçbir Deniz Ticaret Odasında olmayan şeyi yaptık. Yönetim kurulu kararıyla denizcilik okulları öğrencilerine sadece üniversiteler değil, lise talebeleri olmak üzere burs veriyoruz. Çocukların denizcilik okullarında daha rahat okumalarını sağlıyoruz. Özellikle ihtiyacı olan çocukların, onun yanı sıra İzmir’in, İzmir limanının özelleştirilmesi bizim için çok önemli bir konu.
Bunun nedeni de şu; bakın Mersin Limanı özelleştirildikten sonra kapasitesi 3 kat arttı ve düşünün ki Mersin Limanı, İzmir limanından çok daha az konteyner ve yük el değiştiren liman. Şimdi kapasite 3 kat arttı. İzmir limansız düşünülebilecek bir şehir değil. Çünkü liman, medeniyet getiriyor o şehre. Dolayısıyla tabii ki kaynakların kullanımı çok önemlidir. Fazla detaya inmezsek, İzmir limanı şu an toparlandı. Eskiden çok fazla gemiyi görebilirdiniz bekleyen fakat şu an çok az gemi bekliyor. Tabii ki bunun bir nedeni Aliağa’daki limanların da gelişmesi.
Onun haricinde, balıkçıların KDV sorunuyla da ilgilenebiliyoruz. Çünkü kırmızı ette %1 tavukta %1 ama balıkta KDV %8. Bakıyorsunuz balıkçılık çok önemli bir sektör Türkiye için. Özellikle İzmir’den bir örnek vereyim, 2000’e yakın teknemiz var. Bu sektör çok önemli bir sektördür. Burada çalışanların her birinin 4’er kişilik bir aile olduğunu düşünürsek inanılmaz bir rakam yapıyor bu. Onların çok büyük sorunları vardır, o sorunlara inmeye çalışıyoruz. Güzelbahçe Balıkçı Barınağı Limanı var. Dolayısıyla balıkçılarımızın problemleriyle de ilgileniyoruz ve Maliye’yle görüşüyoruz.
Onun yanı sıra İzmir bölgesi özellikle Çeşme ve Ildır bölgesi balık çeşitlerinin olduğu önemi bölgeler ve çok ilginç bir rakam vereceğim yılık 700 milyon dolarlık ihracatı var ve Avrupa’daki her balık masasında 4 balıktan bir tanesi Türk balığıdır. Çok önemli bir rakam bu. Sadece alabalık değil, kültür balıklarından çipura ve levrek de var. 700 milyon dolarlık bir yatırım ve bunun neredeyse %60’ lık kısmı ihracatı sadece bu bölgeden. Bize göre o sektörün problemleri var. Lojistik problemleri var, sit problemleri var, onları gerekli yerlere aksettiriyoruz.
Ayvalık ve Didim arasındaki tüm bölge de bizim sorumluluk sahamızda. Bizim bir şanssızlığımız, şu an büyük şubeyiz ama Aydın, İzmir ve Balıkesir olmak 3 tane Büyükşehir Belediyesi ile muhatabız. Dolayısıyla çok önemli bir noktadayız.
İzmir için çok önemli olan bir konu var, İzmir ile Yunanistan arasındaki bağlantıyı daha sık yapabilmeliyiz. Hem turistik açıdan, hem önümüzdeki fırsatlar açısından. Neden? 2018-2020 yıllarında artık Avrupa’da dolaşan tır sayısı azaltılacak. Dolayısıyla Çeşme’den yapılan Çeşme-İtalya Ro-Ro hattının yanı sıra, aynı zamanda İzmir’den Selanik arasında bir Ropax hattı da hem yolcu, hem tır, hem de araba taşıyabilecek. Bizim tabiri caizse Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın İtalya’yı dolaşmaktan veya İstanbul trafiğinden geçmek üzere karayoluyla gelmektense akşamında Selanik’ten binip sabahında İzmir’de olabilecek mekanizmayı oluşturabiliyoruz.
Bu taşımacılık açısından Avrupa’ya en kısa ve en ucuz şekilde gidebileceğiniz nokta İzmir-Selanik hattı. Bununla ilgili çok çalışmalar yaptık. Sayın Yunan Başkonsolosuyla beraber çalışıyoruz. 8 Mart’ta yanlış hatırlamıyorsam Sayın Başbakanlar bir toplantı gerçekleştirecekler. Dolayısıyla o döneme kadar biz bu çalışmalarımızı tamamlayıp Ulaştırma Bakanlığı vasıtasıyla kendilerine de ileteceğiz. Şu an en fazla uğraştığımız konulardan bir tanesi de bu. Buraya Ro-Ro yu yanaştırabileceğiz, hiçbir sorun yok. Gümrük Bölge Müdürümüzle konuştuk, limanla konuştuk, o konuda hiçbir sorun yok. Alsancak Limanının Aliağa bölgesine olan bir avantajı da budur. Burada 3 tane Ro-Ro terminali var.
Selanik’ten 400 km ile Tuna Nehrinin başına geliyorsunuz ve Tuna Nehrinde şu an projesi tamamlanmak üzere olan 3 tane iskele var liman cinsi ve artık nehir yoluyla ve deniz yoluyla iç sularla Baltık’a kadar çıkabileceğiniz bir sistem. Dolayısıyla tırlar 45’lik konteyner dediğimiz konteynerlerle Tuna üzerinden de gidebilecek.
Bizim odaklandığımız noktalar, Antep’ten gelsin, Maraş’tan gelsin, Kayseri’den gelsin İstanbul İpsala’dan çıkış yapacağı yere. Şimdi İzmir’den gelip, İzmir Selanik’ten çıkış yapacak. Dolayısıyla İstanbul trafiğine olan yükü de azalacaktır” dedi.
Hepiniz Ayrı Ayrı Çok Büyük Katkılar Sağlıyorsunuz
Vali Toprak, aldığı bilgiler doğrultusunda çok memnun olduğunu ve denizcilik faaliyetlerinin çok iyi yerlere geleceğinden şüphesi olmadığını belirtirken; “Deniz Ticaret Odasının hizmetleri olarak, İzmir olarak; sektörün tüm temsilcilerinin ümit ettiği hedeflediği noktalara sizin yönetiminizle birlikte ulaşırsınız.
Bu noktada hem meslek örgütü olarak hem de meslek örgütünün her bir neferi olarak hayırlı işler yaptığınızı biliyoruz. Biri insan taşımacılığı noktasında yolcu gemisi, biri elleçleme noktasında. Şüphesizdir diğeri, denizle ilgili imalatlar, yat, marina ve onun ekipmanlarının üretimi ve ticaretinde, bir başkası deniz ürünlerinin değerlenmesi noktasında, bir başkası onu insanları rahatlatacak deniz üstü spor ve eğlenme alanlarıyla ilgili olmak üzere hepiniz çok büyük katkı sağlıyorsunuz. Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Son yıllarda Hükümetin ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım beyin her bir alan ve sektörde olduğu gibi denizcilik ve sektörün tüm bileşenleri ile birlikte Türk Denizciliğinin Dünya denizciliğinde hak ettiği yeri alabilmesi için çok ciddi katkılar sağladılar ve sağlamaya devam ediyorlar. Kendilerine de bu vesile ile İzmir Valisi olarak teşekkürleri i sunuyorum. Sizlerin de ifade ettiği gibi, yeni balıkçı barınakları ve liman yapımları, dünyanın ilk 10 limanı içerisine girecek ve Akdeniz'in en büyük aktarma limanı olacak Çandarlı Limanı, Alsancak Limanının modernleştirilmesi ve kapasitesinin genişletilmesi ve benzeri yatırım çalışmaları hakikaten çok önemli olmuştur. Bu konularda sayın Bakanımı ciddi takip ve sonuçlandırması ile her türlü katkıyı İzmir’e vermiştir. Yeni barınak ve yat limanları konusunda vatandaşlarımızdan ve sektörden gelen talepler üzerine yatırım planlamaları yapılmış ancak bazılarının yapımı Bakanlık dışı sebeplerle uygulanamamıştır. İnşallah bu konuda var olan sorunlar ve karşı duruşlar ortadan kalkar ve planlanan yatırımlarda Ulaştırma Bakanlığı tarafından devreye sokulur.
Alsancak limanının kapasitesinin genişletilmesi, yolcu gemileri için parmak iskeleler yapılması İzmir’in kadim liman hizmetlerinin geliştirilmesine ve tarihteki o şanlı ve ihtişamlı yapısına tekrar dönecektir.
Aliağa ve Alsancak limanlarının sadece İzmir değil Ülkemizin dış ticaretine önemli katkıları var. Çandarlı Limanında devreye girmesi ile birlikte İzmir Denizcilik sektörü ün her bir noktasında önemli bir marka değer oluşacaktır.
Sizlerin de İzmir Deniz Ticaret Odası olarak sektör ve sektörün sorunlarının çözümü konusunda ciddi katkılar sunduğunuzu biliyorum, tüm çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Hem bizi misafir ettiğiniz için, hem de İzmir Deniz Ticaret Odası olarak bir kez daha çalışmalarınız için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum” dedi.
Deniz Haber Ajansı
