Çok yönlü olan ve kolayca bulunabilen amonyak depolanabilir ve taşınabilir. Ancak taşımacılıkta yakıt olarak kullanılabilmesi için çeşitli şartların hazır olması gerekiyor.
Küresel karbondioksit emisyonlarının yüzde 3'ünden deniz taşımacılığı sektörü sorumlu.
Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayımlanan bir rapora göre, 2050’ye kadar 0 emisyona ulaşmak için amonyak da dahil hidrojen bazlı yakıtların, deniz taşımacılığı için kullanılan yakıtların yüzde 30’unu oluşturması gerekiyor. Denizyolu yakıtlarında 0 karbon hedefine ulaşmak o kadar kolay değil ancak amonyak depolamak diğer ekolojik rakibi hidrojene göre daha kolay. Ayrıca amonyak, hidrojenin kendisini taşımak için de daha güvenli bir yol oluşturuyor.
Japon deniz taşımacılığı ve lojistik şirketi NYK Lines ve IHI Power Systems dünyanın amonyakla çalışan ilk römorkörünü geliştiriyor.
NYK Line Yeşil İş Grubu Genel Müdürü Yokoyama Tsutomu, "2050’ye kadar net 0 emisyona ulaşmalıyız ve sera gazı salınımını ortadan kaldırmalıyız. Amonyak sıfır karbon emisyonlu olması ve sera gazı salınımı yapmaması nedeniyle en avantajlı çözüm. Ayrıca amonyak taşıma konusunda halihazırda tecrübe sahibiyiz." şeklinde konuşuyor.
Tsutomu, "İnsan ve deniz yaşam için zehirli olması nedeniyle amonyakla ilgili önemli tasarım zorlukları var. NYK bu endişeleri azaltmak için neler yapıyor?" sorusunu şöyle yanıtlıyor: "Güvenlik bizim için en önemli ve en temel öncelik. Şu anda devletin Japon Sahil Güvenlik kurumu ile birlikte fiziksel bir değerlendirme süreci yürütüyoruz. Olası riskleri tespit ediyor ve aynı zamanda çözümler de sunuyoruz."
Yenilenebilir kaynaklarla çevre dostu amonyak üretimi planlanıyor
Hidrojen ve nitrojenden oluşan amonyak halihazırda gübre olarak ve temizlik malzemelerinde yaygın bir şekilde kullanılıyor. Ancak şu an için üretim süreci temiz olmaktan çok uzak.
Fukuşima Yenilenebilir Enerji Enstitüsü’nde Japon mühendislik şirketi JGC, AIST ile birlikte yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektriği “yeşil amonyak” üretimi için kullandı. Amonyak üretim sürecinin temiz bir şekilde yapılması önemli faydalar sağlayabilir. JGC, şu an amonyak tarafından üretilen karbondioksiti azaltma çabalarının bir parçası olarak, yerel yenilenebilir enerjilerden en iyi şekilde yararlanmak ve sonra daha da ileriye gitmek için Fukuşima bölgesinde çevre dostu bir kimya tesisi kurmayı planlıyor.
JGC Sürdürülebilir Çözümler Grup Direktörü Kai Mototaka, "Karbondioksit miktarı dünya genelinde emisyonların yüzde 1 ila 2’si kadar. Ancak amonyak başka bir sektörde, enerji üretimi ve taşımacılıkta yeni bir pazar olarak kullanılabilir. Böylece karbondioksit miktarını sadece yüzde 1 ila 2 değil, çok daha fazla azaltabiliriz. Enerji sektöründe kullanılacağı için tüm karbondioksit emisyonlarının yüzde 10 ila 20’sini azaltabileceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullanıyor.
Ve Hekinan'daki boru hattında olan da tam olarak bu. Japonya’nın en büyük elektrik üreticisi JERA, dünyada bir ilki gerçekleştirerek, kömürle çalışan termik santralinde yüzde 20 oranında amonyak kullanacağı bir projeyi test edecek. Amacı ise 2050’ye kadar santrali tamamen amonyakla işletmek. Proje hayata geçtiğinde enerji santrali, 70 bin nüfuslu Hekinan kenti için yeterli elektriği üretebilecek.
Amonyak santralde halihazırda kullanılıyor, dolayısıyla bilim insanları mevcut teknoloji ve bilgiden yararlanabilecek. Bununla birlikte geleneksel amonyağın yanında karbondioksitten elde edilen mavi amonyak kullanılarak yeni bir tedarik zinciri oluşturmak zorunda kalınacak.
Amonyak önemli bir potansiyel barındırıyor. Maliyeti de dahil zorluklar devam etse de yeşil amonyağı geleceğin temiz yakıtı yapacak yenilenebilir elektrik fiyatlarındaki düşüşün süreceği ümit ediliyor.(euronews)
DENİZ HABER AJANSI
