İstanbul Kıyıköy’de, Kumport Liman Hizmetleri’nin denizden yıllık 300 bin ton kum projesi için İstanbul Valiliği, ÇED dosyasını kabul etti. Prof. Dr. Aydın Akbulut’un raporunda “Faaliyet sonucunda oluşacak habitat kaybının balık türleri, yumurtlama alanlarına ve balıkçılığa olumsuz bir etkisi olacaktır” denildi.
Karadeniz'in en önemli balık üreme alanı olarak nitelendirilen, geçimini turizm, balıkçılık ve hayvancılıkla sağlayan İstanbul Kıyıköy’de denizden, günlük 24 saat çalışmayla yıllık 300 bin ton kum çekilecek. Kumport Liman Hizmetleri AŞ’nin İstanbul Çatalca’da Kıyıköy açıklarından 5 yıl süreyle deniz kumu çıkarmak için yaptığı ÇED başvuru dosyasını, İstanbul Valiliği kabul etti.
Bakanlığa sunulan dosyada, kum çıkarılacak alanda ekonomik olarak kullanılan balık türünün hem sayı hem de yoğunluk olarak yüksek olduğu vurgulandı. Kum çekilecek alanda yakalanan balık türlerinden bazıları, “Kefal, kalkan, lüfer, tekir, dil, palamut, levrek, mezgit, hamsi, uskumru, vatoz, eşkina, sardalya, iskorpit, trakonya, denizatı” olarak sıralandı. Proje alanında görülme ihtimali olan deniz memelilerinin ise yunus, mutur ve tırtak olduğu belirtildi. Balıkların yumurtlama alanı olarak kullanılan bu bölgeden kumun nasıl çekileceği ise dosyada şöyle anlatıldı: “Trailing Suction Hopper Dredger gemi, çoğunlukla kum, kil, çakıl gibi gevşek malzeme çıkarılması için kullanılır. Bir ya da iki vakumlu tüpler deniz zeminine indirilir. Pompa sistemi yoluyla kum-su karışımı emilir ve kum haznesinde saklanır. Çıkarılacak kum geminin depo haznesinde depolanarak, faaliyet sahibine ait Kumport Limanı’na getirilecektir. Deniz kumu yol inşaatı vb. inşaat malzemesi ve dolgu malzemesi olarak satılacaktır.”
Proje alanının Kıyıköy’e 7.5 kilometre, Çilingöz Evlerine 2.4 kilometre ve kıyıdan 1.5 kilometre uzaklıkta açılacak kum ocağının balıkların yumurtlama alanlarına ve balıkçılığa etkisini Hacettepe Üniversitesinden Prof. Aydın Akbulut raporladı. Raporda şunlar yer aldı:
“Proje 9.97 hektarlık ruhsat sahasının balık türlerinden, ulusal ve uluslararası sözleşmelere göre koruma statüsüne sahip türler bulunmasına karşın endemik olarak nitelendirilebilecek bir tür bulunmamaktadır. Planlanan faaliyet alanındaki kum çekim sahaları balıkçılık açısından uygun alanlardır. Tarama çalışmalarının yapılacağı kesimlerde ergin balıklar, küçük balık yavruları ve larvaların gözlenmiş olması; bölgeyi üreme, beslenme ve barınma amaçlı kullandıklarını göstermektedir. Faaliyet sonucunda oluşacak habitat kaybının balık türleri, yumurtlama alanı ve balıkçılığa olumsuz etkisi olacaktır. Bu alanlar, tüm Trakya Karadeniz için biyolojik açıdan sadece küçük alanda etki gösterecektir.”
Raporda sucul canlıların yakınlardaki diğer habitatlarda varlıklarını sürdüreceği belirtilerek “Balıkçılar da yakın yerlerde yakalama faaliyetlerini sürdürebilecekleri alanları rahatlıkla bulabileceklerdir. Proje sahasının doğu kesimlerinden başlayarak Bulgaristan sınırına kadar benzer nitelikli sahaların bulunması, başta balık türleri olmak üzere tüm sucul canlıların ekolojik isteklerini karşılamak için yeterli denizel habitatların var olduğunu göstermektedir” denildi.
Rapora göre deniz ekosistemi içerisinde kum çekimi yapılacak çalışma sahalarında gerçekleştirilecek olan dip taraması ve kazıma çalışmaları sonucu, alanda bulunan bağlı algler, planktonik organizmalar, bentik canlılar, makrofitler ve balık türleri işletme sırasında bir etkiye maruz kalacak; ancak 1 yıllık süre sonunda, deniz ekosistemi kendisini toparlayarak eski dinamik yapısına kavuşacak.
DENİZ HABER AJANSI