Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Enerji Güvenliği Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Hasan Selim Özertem, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminali inşaatını 2018 yılında tamamlamayı planlayan Ukrayna'dan gelecek LNG tankerlerinin İstanbul Boğazı'nı kullanılmasının, Türkiye'nin prensiplerine aykırı olacağını söyledi.
Özertem, Ukrayna Enerji Bakan Yardımcısı Alexander Svetelik'in, geçen hafta yaptığı, terminalin tamamlanmasının ardından LNG tankerlerinin geçişi için İstanbul Boğazı'nı kullanabileceklerine yönelik açıklamasını değerlendirdi.
Türkiye'nin özellikle 1990'lardan bu yana ortaya koyduğu bir prensip bulunduğuna işaret eden Özertem, "Bu prensipte özellikle boğazlardan son dönemde geçen tanker sayısının çok fazla arttığı ve tarihi yarım adanın yakınlarından geçen trafiğin buradaki mirasa çok ciddi bir tehdit oluşturabileceği ifade ediliyor" dedi.
Özertem, İstanbul'un nüfusunun 20 milyona doğru ilerlediğini hatırlatarak şöyle konuştu: "Nüfusu 15-20 milyon bandında olan bir İstanbul'da böyle bir tehdit potansiyelinin artması Türkiye tarafından endişeyle karşılanıyor. Hatırlayacaksınız, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi ilk olarak Karadeniz'e gidecekti ancak Türkiye bu konudaki tavrını açık ve net şekilde ortaya koymuştu. O nedenle özellikle akaryakıt gibi tehlikeli malzemelerin boğazlardan geçirilmesi konusunda daha muhafazakar bir tavır takınıyoruz. Benzer şekilde Ukrayna'nın LNG transferi konusunda da bu tavır sergileniyor. Kiev, Ankara'nın pozisyonunu kendileri için önemli görüyor ama LNG konusunda olumsuz bir tablo olduğunu ifade edebiliriz."
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nde, gemilerin boğazlardan geçiş iznine sahip olduğunu da hatırlatan Özertem, Türkiye'nin özellikle ticaret gemileri üzerinde tasarrufta bulunmasının kolay olmadığına dikkati çekti. Türkiye'nin sadece boğaz trafiğini ayarlama konusunda söz sahibi olduğunu vurgulayan Özertem, şunları kaydetti:
"Montrö çerçevesinde daha çok askeri gemilerin 30 günlük bir süreyle Karadeniz'de kalmalarına izin veriliyor ve bunlar da belli tonajlarla sınırlandırılmış durumda ancak ticaret gemileriyle ilgili böyle bir husus yok. Fakat unutmamak gerekir ki bu anlaşma 1936'da imzalandı ve o tarihten bugüne gemicilik teknolojisi ciddi anlamda değişti. O tarihlerde daha küçük tonajlı ve daha az tehlikeli yük taşıyan gemiler geçerken, bugün gemiler daha büyük ve tehlike oranı da artmış durumda. Türkiye, gemilerin karaya oturmasından, petrol sızıntılarının bölgeyi kirletmesine kadar birçok kötü tecrübeye sahip. Bunları göz önünde bulundurarak alınacak bir karar olduğunu düşünüyorum."
"Türkiye geçişe izin vermek zorunda"
Merkezi İskoçya'da bulunan araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie'nin LNG analisti Andrew Buckland ise Türkiye'nin ticari gemilere geçiş izni vermek zorunda olduğunu iddia etti.
1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre Türkiye'nin LNG gemileri dahil tüm ticari gemilere geçiş izni vermek zorunda olduğunu dile getiren Buckland, "Şu anda boğazlardan geçen gemiler zaten tehlikeli, LNG gemilerinin daha tehlikeli olduğunu söyleyemeyiz, aksine daha güvenli" dedi.
Ukrayna'nın, enerjide Rusya'ya yüzde yüz bağımlı durumda olduğunu, bunu değiştirmek için LNG terminalleri kurmayı planladığını aktaran Buckland, son açıklanan plana göre, Ukrayna'nın yaklaşık 900 milyon dolar değerinde bir LNG terminali kurmayı ve LNG tankerlerini İstanbul Boğazı'ndan geçirmeyi hedeflediğini ifade etti.
Geçen yıl tüm doğalgaz ithalatını Rusya'dan yapan ülke, bu yılın ilk iki ayı itibarıyla satın aldığı 4,1 milyar metreküp gazın 2,3 milyar metreküpünü Avrupa ülkelerinden, 1,8 milyar metreküpünü de Rusya'dan satın aldı.
Deniz Haber Ajansı