Deniz sigortacılığında 50 yılı aşan ve son operasyonuyla isminin başına LOCKTON markasını ekleyerek dünya çapında oynamaya hazırlanan LOCKTON OMNİ’nin çiçeği burnunda yeni genel müdürü Ülkem Gürdeniz ile bugün ve daha önemlisi yarını konuştuk. Türkiye’yi 1970’lerde P&I ve yabancı sigortacılarla tanıştıran, LOCKTON OMNİ’nin onursal başkanı, Aret Taşçıyan’ın da röportajımıza katılması bizim için anlamlı bir tesadüf oldu.
Biz riski armatör adına sigortacıya teslim ediyoruz
“Biz riski armatörden teslim alıp sigortacıya teslim ediyoruz. Sigortacı adına armatörle, armatör adına da sigortacıyla görüşüyoruz. Hasar meydana geldiğinde devreye girip hasarı yönetmeye başlıyoruz” diyen Gürdeniz, Lockton OMNİ’nin denizcilik dışında kurumsal sigortalar olarak adlandırılan enerji, inşaat, sağlık branşı, finansal riskler, kefalet ve alacak (kredi) sigortaları alanında da hizmet vermeye başladığını söyledi.
Gürdeniz şunları anlattı:
Lockton Omni’yi her alanda hissedeceksiniz
“Brokerlik mesleğinin ana gayesi sigortalı ile sigortacıyı buluşturmaktır. Uzun yıllardan beri denizcilik alanında bu görevi yerine getirmekteydik. Bundan sonraki amacımız Lockton Omni’nin denizcilik sigortalarına özgü ürünler dışında, elementer ve finansal sigorta branşlarında da sektörde fark yaratan ve trend belirleyen kimliğini; sanayi, inşaat, enerji, finansal kurumlar gibi çeşitli endüstrilerde de tanınır ve ihtiyaç hissedilir hale getirmektir”
Dinlemek ve anlamak
“Müşterisini dinleyen, anlayan ve ihtiyacına yönelik optimum çözümleri yerel veya uluslararası piyasalardan temin ederek güvenilir bir iş ortağı sıfatıyla sunabilecek kapasitede tecrübeli bir ekip ile müşterilerimize, müşteri adaylarımıza ve sektöre yeni bir alternatif sunacağımıza ve katma değer sağlayacağımıza inanıyoruz”
Kısa sürede başladık
“Şirketimizin bu yönde aldığı ticari karar üzerinden kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, hali hazırda büyük ve kompleks riskleri süreçlerinde barındıran endüstriyel müşterilerimize, alt yapı ve enerji projeleri yatırımcılarına, ülkemizin önemli ve prestijli projelerinden birine sigorta brokerliği ve risk yönetim danışmanlığı hizmetleri sağlamaya başladığımızı önemle vurgulamak isterim. Artan müşteri taleplerine proaktif cevap verebilmek üzere de kadromuzun genişleyeceği ve tecrübenin derinleşeceği müjdesini de iletmek isterim”
Lockton Omni tam anlamıyla sigorta danışmanı
“Lockton Omni’nin işi sigorta brokerliği, Türkiye’deki denizcilik şirketleriyle sigortacıları buluşturmak. Bu buluşturmak teriminin altında kontratın kurulmasından hasar süreçlerinin yönetilmesine kadar bir yönetim söz konusu… Bütün sigorta süreçlerine dahil olarak süreci yönetiyoruz. Bir nevi danışman gibi. Teklif toplama aşamasından kontratın kurulması, hasarın yönetilmesi, bütün aşamayı A’dan Z’ye takip eden bir kurumdur Lockton Omni.”
Yüzde 65 pazar payımız var
“Lockton Omni’nin şu anda lokalde denizcilik sektöründe yaklaşık yüzde 65’e yakın bir pazar payı olduğunu tahmin ediyoruz. Bu çok istikrarlı bir şekilde devam eden bir pay. Lockton ile bütünleşme süreci esnasında, bizimle eşzamanlı olarak başka ülkelerden de bu bünyeye katılan firmalar oldu. Onların da sigorta şirketleri nezdindeki üretimleri dikkate alındığında şu an dünyanın en büyük P&I sigorta brokeri konumundayız”
Birliktelikten güç doğuyor
“Ayrı bir hasar departmanımız var. Brokerlikle ilgili sözleşmenin kurulmasını sağlayan ekipten ayrı olarak 6 kişiden oluşan, farkı alanlarda uzmanlıkları olan hasar yöneticilerimiz mevcut. Bir hasar olduğu zaman ilgili brokerle birlikte o ekip devreye giriyor ve asıl süreç yönetimini hasar uzmanı arkadaşlarımız yapıyor. Denizcilik sigortalarına konu olan hasarlar bazen çok gri alanlara denk gelebiliyor. Bu tip hasarlarda; hasarın en olumlu şekilde sonuçlanabilmesi için ilgili sigortacı nezdindeki büyüklük ve hacim önem arz etmekte. Sigorta şirketleri nezdinde üretim miktarınız ne kadar büyük olursa ticari anlamda o kadar etkili olabiliyorsunuz. Lockton gibi bir şirketin bünyesinde bulunarak prim hacminiz sigortacılar nezdinde zaten yüksek olan bir üretimi daha da yukarıya taşımaya imkan sağladığı için birliktelikten güç doğuyor. Yakın coğrafyalarda değil ama daha uzaklara erişebilmemiz için uluslararası bir ismin faydası oluyor”
Ticari Alacak (kredi) sigortasına giriyoruz
“Belirttiğim gibi denizcilik dışında kurumsal sigortalar olarak adlandırılan enerji, inşaat, sağlık branşı, finansal riskler, kefalet ve alacak (kredi) sigortaları alanında faaliyet göstermeye hazırlanıyoruz. Alacak sigortası kısaca vadeli mal veya hizmet satışlarından kaynaklanan ticari alacak risklerinin teminat altına alınmasıdır. Burada öncelikle alıcının güvenilirliği, kredibilitesi araştırılıyor; arka planda sigortacı tarafından bazı detaylı kontroller ve analizler yapılıyor. Örneğin, gemi kiralama veya taşıma hizmetinin vadeli olarak yapıldığı durumda alacak riskinizi teminat altına alabiliyorsunuz. Bir alacak riski oluştuğunda ise alıcınız için önceden tahsis edilen limit kadar sigortacıya o riski devretmiş oluyorsunuz”
Ortadoğu’yu yönetmek
“Ortadoğu’dan başlamak kaydı ile global denizcilik sigortaları alanındaki Lockton Omni payını 5 yıl içerisinde Türkiye’deki büyüklüğümüzün yüzde 50’sine denk gelecek bir büyüklüğe eriştirme gayemiz mevcut. Söz konusu operasyonları da Türkiye’den yönetmeyi planlıyoruz. Kardeş şirketlerimizin farklı coğrafyalarda bulunan firmalarından faydalanma imkanı edinmiş bulunuyoruz. Birleşme ile birlikte bir anda diğer kardeş şirketlerimizin ofisleri de bizim kendi ofisimiz gibi oldu”
Hedefimiz globalde var olmak
“Önceden de Omni olarak global piyasalara erişebiliyorduk. Fakat global anlamda gücümüzün artmasıyla birlikte oradaki operasyonu artırmak hedeflerimizden biri. Sigortacı olarak hali hazırda Ortadoğu’dan çok destek görüyoruz, özellikle Kuveyt’ten, Katar’dan… Çin’de maalesef bazı sigortacıların finansal kriterlerimize uymuyor olmalarından dolayı Çin menşeili sigorta şirketleriyle çalışmalarımız azalmış vaziyette. Şu anda Uzakdoğu piyasasına en çok Singapur’dan destek alıyoruz. Orada da bir ofisimiz var. Uluslararası yapımızdan sonuna kadar faydalanıyoruz”
Yeni inşa büyüdükçe biz de büyüyoruz
“Gemi inşa sektörü bizim yoğunlaştığımız alanlardan biri. Türk topraklarına değen, bu coğrafyada inşa edilen her inşa projesine bizim bir şekilde temas etme olanağımız olabiliyor. Burada inşa sigortaları alanında en büyük avantajımız Türkiye’nin bu alanda büyüyen sektörlerinden biri olması. Burada inşa edilen herhangi bir proje ilk etapta bu coğrafyadaki sigortacı ve brokerlere yöneliyor. Kapasitenin yetmediği durumlarda tabi ki yurtdışına dönüş olabiliyor. Bazen milyar dolarlık projelerle karşılaşıyoruz. Bu coğrafyada, Türk tersanelerinde yapılan milli gemiler öncelikle buradaki sigorta şirketlerine ve brokerlere talep olarak gidiyor. Gemi değerleri büyüyünce Türkiye’deki sigorta şirketlerinin gücü yetmeyebiliyor. Onun için yurtdışına mecburen çıkıyoruz. Şimdi 3 tane askeri gemi yapılıyor. Bir tanesi 300 milyon Euro. Özellikle büyük çaplı projelerde yurtdışı kapasite desteği elzem oluyor”
Biz sigortalıyı temsil ediyoruz
“Kontratın kurulma aşamasından hasarın ödenme aşamasına kadar sigortalıyı temsil ediyoruz. Riskin sigortacıya net anlatımı, riskin doğru şekilde aktarımı son derece önem arz etmekte. Tüm brokerlerimizi bu şekilde yetiştirerek kontratın sağlıklı bir şekilde kurulduğundan emin olmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz”
Gemide Gelir Kaybı Sigortası
“Deniz sigortacılığının en merak uyandıran konularından biridir gelir kaybı sigortası…
Geminin piyasalardan kaynaklı olarak kira/navlun kazanamıyor olması riski ticari bir risktir ve sigorta teminatına girmiyor. Öte yandan ani ve beklenmedik bir riskten ötürü kaza meydana gelirse ve bunun neticesinde gemi kira gelirinden mahrum kalırsa bu riske karşılık “gelir kaybı” dediğimiz sigorta türü devreye giriyor. Elbette bu poliçenin bir hasarı tanzim edebilmesi için hasar oluşmadan evvel sigorta kontratının kurulmuş olması gerekiyor.
Diyelim geminizi kötü bir zamanda satın aldınız, piyasa zaten durgun, geminizin kiraya giremiyor olması bir tesadüf değil. Bu riski sigortalayacak bir sigorta ürünü maalesef yok”
Ülkem Gürdeniz kimdir?
YDO’luların torunu
“11 Nisan 1984 doğumluyum. Denizci bir aileden geliyorum. Her iki dedem de Yüksek Denizcilik Okulu (YDO) mezunu. Biri güverte, biri makine bölümünden… 1943 mezunu dedem rahmetli Macit Gökırmak ve 1949 mezunu büyük babam rahmetli Halit Gürdeniz. Babam Deniz Kuvvetleri’nden emekli Amiral Cem Gürdeniz. Denizcilik genlerimizde var. Ben de bu vesileyle, hiçbir baskı altında kalmadan üniversiteye 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi bölümünü tercih ederek başladım. 2004 yılında mezun oldum. Akabinde uluslararası bir brokerlik şirketinde çalışmaya başladım. Üniversitede okurken yolum Avukat rahmetli Celal Saçaklıoğlu ile kesişti. Kendisi sigorta, hukuk üzerine kitap yazıyordu o zamanlar. Benden destek rica etti; tercüme yapılması, bilgi toplanması için… Böylece sigorta alanına bulaşmış oldum. Gerçekten de çok sevdim. Denizcilik fakültesinde okumuş olmak ve denizcilik sigortalarıyla üniversite yıllarında tanışmış olmak bu kariyer rotasında yol alırken benim için büyük bir ayrıcalık oldu.
Brokerlikten genel müdürlüğe
Denizcilik fakültesini tamamlamamın hemen ardından çalışma hayatına atıldım ve broker olarak çalışırken 2009 yılında Bilgi Üniversitesi Ekonomi Hukuku Programından mezun oldum. Orada Kerim Atamer başta olmak üzere çok değerli hocalarımızdan deniz hukuku ve deniz ticaret hukuku alanında birçok ders aldım. O yıllardan beri de asıl mesleğim deniz sigorta brokerliği oldu. Denizcilik sektörümüzün çok değerli şirketlerine, sigorta brokerliği alanında destek vererek yaklaşık 15 yıl geçirdim. Dört yıl önce de şirketimizin genel müdür yardımcılığı pozisyonuna getirildim ve brokerliğe ek olarak şirketin yönetimsel süreçlerinde göreve devam ettim. 2023 Mayıs ayında şirketin genel müdürü olarak atandım ve yeni bir sayfa açmış oldum.
Omni Sigorta’da nasıl başladınız?
“Kapt. Levent Akson’un yönlendirmesiyle… Mezun olduktan sonra dedem Halit Gürdeniz vesilesiyle Levent Kaptan’la yolumuz kesişti. Levent Kaptan, Türkiye’deki armatörler arasında, sigorta konularında en bilgili kişilerinden birisidir. Benim CV’mi görünce, ‘siz bu alanı tercih etmelisiniz’ diyerek beni deniz sigortacılığına yönlendirdi. O tarihte uluslararası bir brokerlik şirketinde göreve başladım. Daha sonra 2006 yılında Omni firmasına katıldım. Ardından 2018 yılında stratejik bir karar neticesinde şirketin yüzde 50 hissesinin Lockton gruba devredilmesine karar verildi ve akabinde 2022 yılında da yüzde 100 hisse devri tamamlandı.
Aret Taşçıyan : “Cebelitarık’ı geçen armatör sayısı 5’ti”
Türkiye’ye 70’li yılların başında P&I sigortalarını ve yabancı sigorta şirketlerini getiren Aret Tasçıyan bugün Türkiye’de denizciliğin ve deniz sigortacılığının batı ülkeleri düzeyine geldiğini söylerdi. Taşçıyan, “Türkiye’de bugün artık Sigortacılık oturdu, yerleşti,” diyen Taşcıyan, “O yıllarda Türk ticaret filosu 3.5 milyon DWT’ydi. Onun da 1 milyon tonu UM Denizcilik, 1 milyon tonu Deniz Nakliyat, geri kalanı da iki elin parmaklarını geçmeyen handy size sahibi armatörlerimiz ile koster operatörlerimiz idi. Cebelitarık’ı geçen armatör sayısı 10’u geçmezdi” dedi.
“Daha fazla denizcileşme”
“Denizcileşmede gaye Türkiye’nin denizci bir devlet olabilmesi. Cem Gürdeniz Amiralimizin sözüyle… Deniz ticaret filosunun büyüklüğü, donanmanın güçlü olması bir ülkenin denizci devlet olması anlamına gelmiyor. Denizci devlet olabilmek için su sporlarını, yelkenciliği, kürek çekmeyi, yüzmeyi okul müfredatına sokmak gerekiyor. Bunun için hem devletin hem özel sektörün birlikte çalışıp gayret göstermesi gerekiyor. Yatçılık, yüzme bilmeyen birtakım zenginlerin motoryat alması anlamına gelmemelidir. Ben Moda’da doğdum ve büyüdüm. O zaman Moda koyu sandal ve yelkenli teknelerden geçilmezdi. Bir yere giderken ya kürekle giderdik ya da yelkenle. Benzin alacak paramız zaten yoktu. Birkaç kişi dışında sürat teknesi olan da yoktu”.
Kaynak: haberdenizde.com
DENİZ HABER AJANSI