Denizlerdeki canlı yaşamını tehdit eden hayalet ağları derinliklerden çıkartmak için çabalayan gönüllüler 4 yıl da sadece Marmara Denizi’nden 8 bin 500 metrekare ağ topladı.
Deniz kaplumbağasından en küçük balığa kadar tehdit oluşturan hayalet ağları uzun yıllardır temizlemeye çalışan dalgıçlar büyük çaba sarf ediyor. Büyükadalı Serco Ekşiyan, Ercan Akpolat ve Ekrem Başak “Derinlerde toplayamayacağımız kadar çok ağ var. Adaların çevresi balıkçılığa kapatılırsa Marmara kurtulur” dedi.
BM Kalkınma Fonu önemsiyor
Balıkçı tekneleri avlanırken derinlerde ki kayalara takılarak yukarı çekilemediği için “Hayalet Ağ” olarak adlandırılan balıkçı ağları dünyada tüm denizleri tehdit ediyor. Kaderine terk edilmesine rağmen suyun altında ki kaya örtüsünün üzerinde avlanmaya devam eden hayalet ağlar, hiçbir canlının yaşamasına izin vermiyor. Yuvaların üstünü kaplayan ağ yavruların çıkmasını engellerken, yumurtlamak için gelen balıkların başka yerlere gitmesine neden oluyor. Su üstünde dolaşan hayalet ağ ise önüne gelen her canlıyı içine alarak öldürüyor. Soyu tükenmekte olan deniz kaplumbağaları, kırlangıç, martı, karabatak gibi kuşlar hatta güçlü deniz memelileri yunus ve foklar bile hayalet ağların kurbanı olabiliyor. Dünyanın tüm denizlerinde ki doğal yaşamı tehdit ettiği için UNDP(BM Kalkınma Fonu) tarafından desteklenen hayalet ağ temizliği için gönüllülerde harekete geçti. Hiçbir yerden destek almadan balıkçıların arkalarında bıraktığı ağları derinlerden çıkartan Büyükadalılar, deniz canlılarının yaşamının devamını sağlamak için çabalıyor.
“Tehlikelere göğüs geriyorlar”
Büyükada’nın yerlisi ve deneyimli dalgıç Serco Ekşiyan, 4 yıl önce adanın çevresinde çok sayıda kaderine terk edilmiş ağ olduğunu fark etti. Ekşiyan, kayalık zemine takılan ve gırgırın ırgatının(vinç) yukarı çekilemediği ağın zamanla ıstakoz, ahtapot ve balık yuvalarını bozduğu, yumurtlamaya gelen canlıların ise geri gittiğini gördü. Arkadaşları restoran sahibi Ercan Akpolat ve Sutek Dalgıçlık’tan Ekrem Başak’la dalmaya başlayan Ekşiyan, zor ve zahmetli bir çalışma içine girdi. Önce ağları tespit eden gönüllüler, ardından eski teknikler kullanarak bidonları derinlere indirdi. 20-50 metre arasındaki derinliklerde ağın etrafına 5-8 tane plastik fıçı bağlayan dalgıçlar, sonraki dalışlarda içlerine hava doldurdu. En son ağın iplerini kesen dalgıçlar büyük çaba sarf ediyor. Derin sularda çalışan 3 gönüllü her seferinde pek çok tehlike ile karşılaşmasına rağmen ellerinden geleni yapıyor.
“Eski günleri özlüyorum”
Serco Ekşiyan, 20 yıl öncesine kadar Büyükada açıklarında orkinosların gezdiğini, yüzlerce balık çeşidinin ağları şenlendirdiğini belirtirken artık birkaç tür dışında balık bulunamadığını söyledi. Eski günlerdeki balık bolluğunu özlediğini belirten Ekşiyan, Adaların arka tarafında avcılık serbest olduğu için tekneler sıklıkla geliyor ve kayalıklara taktıkları ağları derinlerde bırakıyor. 2012-2016 arasında Adalar’ın önünde avlanmak yasaklanmasın rağmen kaçak avcılık tüm hızıyla sürüyor. Üstelik 2016’da yasağın da kalkmasını istiyorlar. Bu Adalar’ın talan edilmesi demek. Yasağın devam etmesi ve kontrolün sıklaştırılması gelecek kuşaklarımıza Marmara’yı canlı bırakmak için bir fırsat” dedi.
Ercan Akpolat ise, “Adaların çevresi balıkların yumurtlama alanı. Oysa derinlerde ki hayalet ağlar balık yuvalarını yok etmeye ve öldürmeye devam ediyor. Yani Adalar’ın derinliklerinde ki yaşam hayalet ağlarla yok oluyor. Derinlerde balık yuvalarını, yüzeyde fokları bile hayalet ağlarla ölebilir. Denizlerimizi korumalıyız. Marmara’nın korumaya çok ihtiyacı var, bunun için dalmaya devam edeceğiz” dedi. Kendi teknesini ağ toplamak için kullananlardan Ekrem Başak ise, “1 saat içinde bırakılan ağı 30 çalışma saati ile çıkartıyoruz. Türlü tehlikeler geçiriyoruz. Tek amacımız bu alanların balıkçılığa yasaklanması. Marmara’nın geleceği için yasağa ihtiyacımız var” dedi.
Deniz Haber Ajansı