Salgında "izole tatil" olarak öne çıkan mavi turlar, Akdeniz'in batısı ile Ege'nin güneyinde iki denizin birleşim noktasındaki koylarda yoğunlaşıyor.
Bodrum, Marmaris, Datça'nın öne çıktığı bu turlar, yabancı turistler kadar yerli turistlerin de ilgisini çekiyor.
Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkan Vekili Cem Hüroğlu, AA muhabirine, "izole tatil" anlayışının salgın öncesinde çok fazla bilinmediğini, mavi turların daha çok deniz tutkunlarının talebiyle şekillendiğini anlattı.
Bu tatil seçeneğinin salgınla beraber çok hızlı büyümeye başladığını kaydeden Hüroğlu, büyümenin artarak sürdüğünü ifade etti. Hüroğlu, yat ve tekne tatilinin bir yere sabit kalmadan farklı yerlerde tatil yapabilme imkanı sunduğunu dile getirerek, "Bugün bir koydasınız, yarın iki koy yan tarafa geçiyorsunuz, bambaşka bir manzarayla güne başlıyorsunuz. Dolayısıyla izole tatil hakikaten kara tatiline göre çok daha farklı imkanlar sunan bir tatil." diye konuştu.
Mavi turların turizm getirisi açısından önemine dikkati çeken Hüroğlu, istatistiklere göre bir turistin denizdeki tatilde karaya göre iki katı para harcadığını aktardı.
Hüroğlu, Türkiye'nin iklimi, eşsiz koyları gibi sahip olduğu değerlerin pek çok ülkede olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Dört mevsim yaşıyoruz şahane bir doğanın içinde. Pandemiden önce daha çok yabancı ağırlıklı oluyordu mavi tur talebi fakat pandemi sonrası ile beraber eşitlendi. Türk turistler biraz daha öne geçti diyebiliriz. Yabancı talebi, daha çok Avrupa ülkeleri, Kuzey Avrupa ülkeleri hatta Amerika'dan da geliyor. Türkiye'nin doğası, yemeği, her şeyi, güzelliği onları cezbediyor. Daha çok Ege ile Akdeniz'in birleşim noktası tercih ediliyor. Genelde de bir haftalık tatiller tercih ediliyor.
Mavi yolculuklara talebin artmasıyla beraber mavi yolculuğun turizm içindeki payı da artıyor ve gidişat onu gösteriyor ki bu yine artarak devam edecek. Toplam turizm harcamalarının içinde yaklaşık yüzde 10-15 bandında devam eden bir rakam bu, daha önce yüzde 10'un da altındaydı. Sektör 2021'den itibaren ivmelenmiş bir şekilde gidiyor ve 2023'te de bu ivme devam edecek gözüküyor."
Tekne yapımı da arttı
Hüroğlu, tekne tatiline ilginin tekne inşasına da yansıdığını, tekne inşasının hem Türkiye'de hem de Avrupa'da hızla arttığını kaydederek, "Tekne boylarına göre 3 aydan başlayıp 1,5-2 seneye kadar olan teslim süreleri şu anda yaklaşık 6 ay ile 3 senelere çıkmış durumda." dedi.
Tekne fiyatlarının, uzunluğu ve özelliğine göre değiştiğini belirten Hüroğlu, 7-8 metrelik teknelerin 150 bin avro seviyelerinden başladığını, 45 metrelik bir teknenin fiyatının ise 20 milyon avroya kadar çıktığını söyledi.
Hüroğlu, yoğun ilgi sonucunda marinalarda yetersiz kalan tekne bağlama kapasitesinin de artırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
DENİZ HABER AJANSI