İMEAK Deniz Ticaret Odası 62. Olağan Kurulu Toplantısı'nda konuşan Metin Kalkavan, dökme yük gemi konusuna değinerek; “Dökme yük gemilerinde Trabzon’da sıkıntı çıkar. Gemi acentelerinin burada sorumlu olması için aynı şekilde konuşuruz. Yeni dönemde ziyaretlerimiz oldu. Fakat son yaptığımız şey sürdürülebilir değil, bu sebeple bölge şube olması daha önemli. Hem Trabzon hem Samsun'da bölgelere senede bir gitmenin çok daha önemli olduğunu gördük. Çok keyifli fakat çok yorucu, devamlı yapılacak bir şey değil. Bu ziyaretlerin belli dönemlerde yapılmasının faydası var. Sistem olarak oralardan haberdar olmak değil, o insanlara sıcak temasta bulunmak bir keyif. Ortalama 2.5 saat konuştuk ve 1 dakika bile seçim konuşmadık.” şeklinde konuştu.
“Kim gelirse gelsin Piri Reis duyarlılığı devam etmelidir”
Piri Reis Üniversitesi'nin önemine dikkat çeken Kalkavan, “Piri Reis duyarlılığı sürmelidir. Kim gelirse gelsin, seçime ve söylemlerine bakmayın. Piri Reis TÜDEV sahipliğinde devam eden ayrı bir projedir. Bir daha böyle bir projede gelmez. Bu odanındır, kimsenin şahsi malı değildir. Kim gelirse gelsin aynı şekilde devam etmek zorundadır. Ayrıca Koster Projesi 20 senedir uğraştığımız bir proje. O zamanlar anlatmakta zorluk çektiğimiz ama işlevsel olarak bir projeydi. Bakanlığımıza da sunduğumuzda proje bu sene gerçekleşecektir. Koster projesi 27 Mart 2015’te çıkan kanun yeniden düzenlenip bu sene halledeceğiz. Türk Loydu destek verdi. Kitapçıklar haline getirip devlete öyle sunduk ve sonucunda beğeni aldık.” dedi.
“Liderlerin ikna kabiliyeti olmalı”
Kalkavan, tüm sektörlerdeki sorunlara çözüm bulmanın kolay olmadığını ve oda olarak sadece olması gerekeni götürüp strateji belirlediklerini söyledi. Ayrıca önemli olan hususun hazırlanan verilerin oturulup sunabilme ve karşı tarafı ikna etmek olduğunu vurguladı. Sözlerine Tunç Kurtoğlu’ndan da alıntı yapan Kalkavan şöyle konuştu; “Herkese para dağıtamayız. Çok ağır darbe yemiş bir sektör, çok uğraşıyoruz. Belli şeylerde farklı düşünüyoruz, tüm sektörün mikro olarak alt sektörlerimizin sorunlarını çözüp halletmeye çalışıyoruz. Deniz turizmi ile çok uğraştık. Bu odayı armatörler kurmuştur. Bugünkü noktada armatörlerin sorunlarından daha fazlasını halletmeye çalışıyoruz. DTO'un Ankara’daki saygınlığı inanılmaz boyutta. Devlet kademesinde çok saygınlık kazandık. Deniz turizmine çok destek veriyoruz. Antalya Fethiye, Bodrum çok ciddi deniz turizmi merkezleri. Ticari işetmeler, yat işletmeciliği, marinalar, su altı dalış turizmi, özel amatör denizciliğimiz bunlar çok önemli. Bağlama yeri, marinalar gibi konuları çözmemiz lazım. Çevreye zarar vermeden doğaya uyumlu projeler yapmamız gerekiyor.”
“Deniz Ticaret Odası STK değildir”
Metin Kalkavan, Levent Karaçelik’in söylediklerine ilişkin "Oda Sivil Toplum Kuruluşu değildir. Oda her konuda görüş belirtemez. Bunlar Stk’ların işidir. O hakkı Stk’lardan almayız. Oda meslek teşekkülüdür. Oda’nın böyle bir görevi yoktur. Politize oluruz ve amacımızdan şaşarız. Bizler hangi idareler olursa olsun uyumlu olmalıyız. Biz hiç Politize olmadık. Burada çıkmış olan anayasal kanunları tartışacak yerler Stklardır.” diye konuştu.
“Herkes yaptığından sorumludur”
Kalkavan, Abbas Kolçalar’ın konuşmalarını desteklediğini belirterek oda olarak bir araya gelip güzel şeyler yapılması gerektiğine dikkat çekti. Tamer Kıran’ın sözlerine ilişkin ise “Ben kimseyle uğraşmam, ben insanlarla da uğraşmam Ben sistemle uğraşırım ve özür dilemesini de bilirim. Değerlerimden sapmam adaletten de ayrılmam. Herkes yaptığından sorumludur. Ayrıca herkes hem fikir kadın konusunda. Olay öyle bir yere gelmişki biz sadece evet bunu kabul ediyoruz deriz. Devlet harekete geçti. İktidar ve muhalefet birlik olup gereğini yapacaklardır. Yaşananları çocuklarımız, kadınlarımız kimse hak etmiyor. “dedi. Kalkavan sonrasında ise konuşmasını şu şekilde sürdürdü. “ Sina Şen’in söylemiş olduğu tarih konusunda ben tarih vermedim. Şu anki durum 1 Ekim’dir. Bilerek tarih vermedim, çünkü sezonu erken bitiren var geç bitiren var. Tunç bey’in bahsettiği konuda ise birçok bürokratla odalarda fikir alışverişi yaptım. Ruhsat meselesinde de çok emek verdik. Geçicilerin kaldırılmasında da emek verdik. Ne kadar emek verdiğimizi de bilemezsiniz. Sizlerle alakalı 3-4 konu riayete erdi. Sağlık karnelerinin verilmesi süreci vs. birçok şeyi başardık. “
“Yabancı dil konusunda görüş ayrılığımız oldu”
Gemiadamları ve Kılavuz Kaptanlar Yönetmeliği ile ilgili olarak “Çıkan yönetmelikte bizim vermiş olduğumuz görüş doğrultusundan farklılıklar var ama devlet böyle karar verdi. Amir olan onlardır. Fakat bu ve bazı şeylerde farklı düşünüyoruz. Zamanla bunu da çözeceğiz. Bizim anlayışımızda devlet adamına tehdit yoktur. Sektöre zarar verir. Söylenen tehditler kabul edilemez, ağızdan çıkan kelimelere dikkat edelim. Yabancı dil çok farklı bir yere gitmiştir. O yönetmelikte sadece o yoktur. Tabi bizim görüşlerimiz çok nettir. O insanlar kötü niyetli değiller. Ama emeğe saygı duymak lazım." dedi.
Metin Kalkavan, Saim Oğuzülgen kaptanın bahsetmiş olduğu ‘Yaşamımı Suya Attım’ kitabı ile ilgi olarak "O kitabı okumanız lazım denizcileri anlamak için. Küçük bir kitap ama okuyun denizcilerin yaşamlarıyla ilgili detayları öğrenmek için." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Hamza AKTAY / DENİZ HABER AJANSI