İMEAK Deniz Ticaret Odası Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı bugün gerçekleşti. Son dönemde yaşanılan ekonomik krizin konuşulduğu toplantıda söz alan İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, ekonomik krizi en az hasarla atlatmaları gerektiğini ifade etti.
"SAKİN KALMA VE AKLIMIZI KULLANMA ZAMANI"
Gemide bir fırtına olduğunu ve bu durumda en kötü eylemin kavga etmek olduğunu belirten İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, "Aklımızı kullanmak zorundayız. Birbirimizi dinlemek zorundayız. Herkesin bakış açısı farklı olabilir. Farklı öneriler gelebilir. 8 senede çok şey değişti. Şimdi sakin kalma ve aklımızı kullanma zamanı. Aylardır uyarıyoruz. Bu kadar belirsizliğin olduğu, ülkenin çıkış kapısının kapandığı bir seneyi, Kıbrıs Savaşı döneminde dahil hiçbir zaman görmedim. Bu fırtınayı çok az hasarla atlatmak zorundayız. Ciddi bir hasar alacağız ama ne kadar az hasarla atlatacağımız kendi bilgi ve becerimize bağlı. Şimdi ağlama zamanı değil, oynama zamanı" dedi.
"BU MECLİS SADECE ARMATÖRLERİN YERİ DEĞİL"
Deniz Ticaret Odası'nın sadece armatörlerin yeri olmadığını, denizcilikle ilgilenen herkesin sorunlarını dile getirmesinde fayda gördüğünü bildiren Metin Kalkavan, SULİM Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Abbas Kolçalar ve Arif Ertik'in; Erbil Özkaya ile yaşadığı tartışmaya değinerek, "Biz Deniz Ticaret Odası’yız. Bütün herkes bizim üyemiz olmak mecburiyetinde. Bir daha böyle bir tartışmayı istemiyorum. Hangi sektörün sorunuysa kendisinin dillendirip o çabayı göstermesi lazım ki katkı verelim. Herkes kendi sorununu dile getirmek zorunda. Dünyadaki Deniz Ticaret Odalar’ı %90 armatörlerden oluşur. Biz istisnayız. Bu da bir zenginlik. Burası armatörlerin yeri demiyoruz" sözlerini sarf etti.
"BURADAKİ CANLI YAYIN İMKANINI KULLANMAK LAZIM"
Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısı'nın, DenizhaberTV.'den canlı yayınlandığında atıfta bulunan Metin Kalkavan, bu canlı yayın imkanının, sorunları dile getirmek için bir fırsat olduğunu ifade ederek, "Bazen gerçekten sektöründe sıkıntısı olan çıkıp anlatmıyor. Buradaki canlı yayın imkanını kullanmak lazım. Bakanlar izliyor, milletvekilleri izliyor, burada çıkıp problemlerin anlatılması lazım. Ancak çok da uzatmamak gerek. Bir sektörden başkan ve başkan yardımcısının arka arkaya konuşmasına gerek yok. Komiteler toplantısında o söz hakkını zaten veriyoruz. DTO’nun görevi devlete bu servisi yapmak" diye konuştu.
KRİZE KARŞI HAVUZ ÖNERİSİ
Ekonomik krizin etkisini en aza indirmede havuz sisteminin katkı sağlayacağını belirten Kalkavan, "Bu gibi olaylarda Opex dediğimiz, gemilerin günlük giderlerinin aşağıya çekilmesi amacı doğru ama imkansız. 1 puan çekersiniz ancak 10 puan çekemezsiniz. Nedeni, içinde ağırlıklı olan çalışan ücret payıdır. Bugün dünya piyasasında 168 ülkede geçerli olan ehliyet verildiği için burada çalışan denizcilerin ücretlerini gönüllü olmadıktan sonra düşürme şansınız yok. İster kabul edin ister kabul etmeyin, kapitalizmin yaşandığı bir sektördeyiz. Yunanların bir kısmı ucuza gemi topluyor. Bizim kaç tane gemi toplayan armatörümüz var? 1-2 tane zor buluyorsunuz. Çok az bir rakam. Arz-talep dengesini bozan, piyasalarda fazla arzın olması. Bunun tek çözümü havuzdur. Havuz yapılmak zorunda.100 tane KOSTER’imiz varsa 50’si çalışacak, çalışan da çalışmayan da para alacak. Piyasadan arzı çekmedikten sonra gelir ayağını artırma şansınız yok. Arzı çekeceksiniz ki Opex’leriniz de düşsün. O zaman belirli personellerinizin maaşlarını düşürebilirsiniz. İş olmadığı zaman bunu yapabilirsiniz" yorumunda bulundu.
"DEVLET HER İSTEDİĞİMİZİ ÇÖZECEK DİYE BİR ŞEY YOK"
Bu sene krizde ilk yara alan sektörlerin başında denizcilik sektörünün geldiğini bildiren Metin Kalkavan; devletin, denizcilik sektörünü gözardı ettiği yorumlarına katılmadığını belirtti. Kalkavan, "Bu sene bizim dışımızda birçok sektör çok zor zamanlar geçiriyor. Denizcilik sektöründe Türkiye ve dünyada çok büyük iflaslar olacak. Bazı çözümler hükümetlerde, bakanlarda. İnsan bilmediği bir şeyi çözemez. Zihniyet olarak batığımızda devletimizi yönetenlerin bu sektörü gözardı ettiğini söylemek; hele ki denizden gelen bir bakanımızın olduğu yerde bunu söylemek yersiz. Başbakanımız da bize zaman ayırmak mecburiyetinde. Kendimizi ifade etmek zorundayız. Devlet her istediğimizi çözecek diye bir şey yok ama bir tane evrak işleminin 3 ay beklemesi gibi duyumlara da akıl sır ermiyor" diyerek sözlerini tamamladı.
Haber: Samet ÇAYIR - Deniz Haber Ajansı