İMEAK Deniz Ticaret Odası Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı’na, faaliyet raporları ve zabıtların sunumu ile başlandı. 

İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Gürcistan’da yapılan Anakliya Limanı tanıtımından bahsederek konuşmasına başladı.

Metin Kalkavan, kendi üniversiteleri olana kadar tüm kaynakların diğer üniversiteler için kullanıldığını söyleyerek "İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi için çok fazla harcama yaptık. Türk Deniz Eğitim Vakfı üniversite kurmak adına kurulmadı, zabitan yetiştirmek için kuruldu. Denizde ehliyetli insan nasıl yetiştiririz diye. Piri Reis Üniversitesi, Hukuk Fakültesi için Milli Eğitim Bakanlığı'ndan onay bekliyoruz. Hukuk Fakültesi bizi, daha kompakt hale getirecek. Bugün 28 bin çocuğumuz denizcilik eğitimi alıyor. Hepsine yardımcı oluyoruz, hiçbirini ayırmıyoruz." dedi.

"Gelirimizin yüzde 60'ını PRÜ'ye veriyoruz"

Kalkavan, "Meclisten aldığımız son kararla gelirimizin yüzde 60'ını PRÜ'ye veriyoruz. T/S SAMSUN gemisi, düşüncemizin sadece PRÜ olmadığını 'Türkiye’nin denizcilik eğitimi' olduğu kanıtı. T/S SAMSUN’u denizcilik eğitimi veren kurumlarımıza açtık. T/S SAMSUN staj gemisi değil, uygulamalı eğitim gemisi. Gemi aşçılığı bölümü için YÖK’e dilekçe sunduk, açtık . Yüzde 100 dolu ve çocuklar mezun olduklarında 1750 dolar maaşla başlayacaklar. Dünyanın herhalde bin tane denizcilik eğitimi veren kurumu var 500’ü üniversite düzeyinde ama biz ilk 10’dayız kesinlikle." şeklinde konuştu.

"PRÜ bu odanın en büyük projesi, çünkü bu projenin sonu yok"

Metin Kalkavan çocukları hayata hazırladıklarını belirterek, "Çocuklarımızı, hayata hazırlıyoruz. Şu anda 100 milyon doların üzerinde yatırımımız var. PRÜ, iş garantisiyle, dünyaya iyi ve kaliteli eleman yetiştiriyor. Türkiye’de bizim haricimizde kendi alanında ilk 10’da olan üniversite yok. Bizim yapacağımız desteklemek, hatalarını eksikleri azaltarak koşmak. Bugün 3 bin 750 öğrencimiz var. 8. Senemizde başladığımız noktanın 30 katına çıktık. PRÜ bu odanın en büyük projesi, çünkü bu projenin sonu yok. İnsanı yetiştirmek, en büyük sorumluluk." ifadelerini kullandı.

Gemi adamları görevlerini doğru yapmıyor

Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Alev Tunç, "Gemi adamları disiplin komisyonu eski bir konu. Esas konu gemi adamalarının görevlerini doğru yapmalarıyla ilgili. Gemilerimizde özellikle PSC kontrollerinde çok sıkıntılı durumlar yaşanabiliyor. Bunların yüzde 70-80’ide personel kaynaklı. Gemi admalarına disiplin komisyonuna karşı bir bilinç oluştu. Bunların basınımız tarafından da duyurulması hem gemi adamlarına, hem armatörlerimize faydalı olacak kanaatindeyim. Bunun dışında, bugün itibariyle toplam 86 bin gemi Türk bayrağından çıkmış. Bayrağımıza 60 gemi girişi var. Bu biraz bana şaşırtıcı geldi, ithal edilen ve Türkiye’ inşa edilen gemiler de dahil. Çıkış kuru yükten ve kosterden oluyor. Bunun sebeplerinin bir tanesi beyaz bayrakta kalma gayretinde kalma oluşumuz. Siyah bayraktan beyaza geçtiğimizde, bunu hep beraber çalışarak yaptık. Son durumda vaziyeti gözden geçirip bunun doğrusunu yapmamız lazım. 86 geminin 9 ayda filoyu terk etmiş olması, bence düşündürücü. Çok ciddi bir rakam. İdaremizle talebin ne olduğuna karar verip doğruları yapmamız lazım" şeklinde konuştu.

"Fetöcüler hala aktif olarak çalışıyor."

Metin Kalkavan kimseyi FETÖ’cülükle suçlamadıklarını vurgulayarak, "Zorda da kalsanız, seçimi kaybetseniz de, bu mücadeleyi yapacaksınız. FETÖ mensupları veya sempatizanlarını odanızın herhangi bir organına, meclisine yönetimine sokmayın. İşi sıkı tutun. Seçimlerini ertelenmesinin ana sebeplerinden biri bu. Bir başkanımızın bu konuda fetöcülerin oda borsalarda hala aktif olduklarını söyledi. Sanayi odasına kaydolmak için en az 10 işçi çalıştırmak lazım. Maalesef Fetöcüler hala aktif olarak çalışıyor. Biz FETÖ İle mücadele etmeyeceğiz, FETÖ kaygısını dile getirmeyeceğiz de neyi dile getireceğiz? Kimin daha bu sistemin içinden çıkacağını kimse bilmiyor. Dilerim bizden kimse çıkmaz." dedi.

Kalkavan basında yer alan haberle ilgili şu ifadeleri kullandı: "Basın mensuplarına soruyorum ben herhangi birinize benim leyhime veya aleyhime yazı yazın dedim mi? Bazıları benim algı operasyonu yaptırdığımı düşünüyor ben kimseye yazı yazdırmam ama bu yarışta benim aleyhime yazı yazdırma için baskı yapanları da verilen cevabı da biliyorum. Böyle baktığınızda biz seçimi kaybederiz ama mücadelemizden vazgeçmeyiz. Her 2 meclisin bir tanesinde FETÖ’den bahsederim. ‘PKK’dan daha tehlikeli’ dedim eleştiri aldım. Her şey oy değil. Odalar Birliği Toplantısı’nda herkes bizim mecliste kavga çıktığını biliyordu ama gururlandım biz doğru bir kaygıyı taşıdık. Bu konu önemli bir konu zaman zaman döneceğiz, unutmayacağız unutturmayacağız."

Metin Kalkavan, Türkiye'yi beyaz bayraktan düşürmeye çalıştıklarını dile getirerek, "Beyaz-Gri kara listeler çoğunluğunu Avrupa Birliği ülkelerinin oluşturduğu Paris MoU durumuna üye ülke limanlarında son 3 yıl içerisinde denetleme ve tutulan toplam gemi sayısı ve yüzdesi göz önüne alarak yapılan hesaplama ve değerlendirme sonuçları oluşturulmaktadır. Türkiye'nin beyaz liste başarısı bayrağımızın itibarını artırıp, denizciliğimize ayrı bir değer kazandırarak gemilerimizi ticari açıdan avantaj sağlamaktadır. Her geçen yıl kendini geliştiren Türk Denizciliğin 2013 yılı sonuna doğru yapılan üye devlet gönüllü denetim programı İMSAS kapsamındaki denetimlerden başarılı geçerek düşük risk grubuna girmiştir. Bu listedeki 37 beyaz bayraklı ülkeyle birlikte en itibarlı ülkeler arasında yer alan Türkiye bir anlamda denizcilik alanında şampiyonlar ligine yükselmiştir." dedi.

Beyaz ve Gri bayrak arasında nasıl bir fark var?

"Beyaz liste düşük risk grubu, güven ve itibar göstergesidir. Yakalanan başarının devam etmesi ancak emniyet standartlarının sürekli olarak sağlanmasıyla mümkün olur. İşletmecilerin olumsuz etkilenmemeleri için her türlü emniyet tedbirini uygun bir şekilde almaları ve tüm denetlemeri en üst düzeyde hazırlıklı olmaları gerekir. Gri liste ise riskli grup içinde yer alan ve güven vermeyen bir itibar göstergesi. Paris MoU’ya tabi ülkelerin liman devleti kontrolü çerçevesinde PRC denetimlerinin 12 ayda bir yapması bu denetimler neticesinde bayrak devletinin sürekli denetim altında kalmasını sağlamaktadır. Yurt dışı pazarında turist güvenliği pazarlamada ön sırada yer almaktadır. Bu nedenle yurt dışında ülkemiz aleyhine yapılacak en ufak algı operasyonunun turizmimizi kötü yönde etkileyeceği aşikardır. Ayrıca deniz turizminin yoğun olarak yapıldığı Ege ve Akdeniz sahillerinde ilgili Türk otoriterleri liman başkanlıkları öncesinde Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı kontrol botları tarafından denizde ve karada tüm Türk bayraklı ticari yatlara periyodik ya da ani olarak denizde can ve mal güvenliği açısından sıkı denetlemeler düzenlenmekte olup sektörümüz sürekli kontrol altında tutulmaktadır. Dünyanın ülkemize özgü bir marka değeri olan mavi yolculuk Blue Voyage'ı oluşturan geleneksel ahşap yapım ticari yatlarımızın özel denetleme ile yolcu güvenliklerinin en üst seviyede tutulması için sektör ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından gerekli önlem ve tedbirler alınmaktadır. Sorunuzda Yunanistan’nın gri bayraklı olduğunu ifade edildiğinden bahsetmişsiniz. Ekteki listede gösterildiği üzere Yunanistan, Paris MoU'da beyaz listede yer almaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belgeli 1543 adet Türk bayraklı ticari yatımız bulunmaktadır. Bu ahşap yat filosu sayısı ve çeşitlilik olarak dünyada tek ve en büyük filo olup mavi yolculuk kavramını Blue Voyage dünya literatürüne sokan cennet gibi koylarımızı yarattığı Türk turizminin dünya turizmine hediye ettiği özgün bir turizm dalıdır."

Kalkavan, meclisin tarafsız olması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Her ne söylerseniz, ne konuşursanız gelir burda isim vererek söylerim dedim. Bundan da taviz vermem geri adım atmam söz konusu değil. Önce sahada konuşmayacaksınız, önce sahada susacaksınız. Arkamdan hiç konuşmayacaksınız, arkamdan konuşmaya devam ederseniz teker teker ne söylediğinizi burada söylerim. Siz tarafsız değilsiniz, burada tarafsız meclisi yönetmek zorundasınız. Eğer yönetmeyecekseniz, ineceksiniz bir başkan vekili gelip tarafsız yönetecek. Ben kendi rakiplerimle burada söyleşirim konuşurum. Siz benim rakibim değilsiniz. Benim rakibimseniz geçeceksiniz karşıya. Ben sizlere hiç saygısızlık yapmadım."

Gülben Nalbantoğlu, yatların yurt dışına çıkma yasağıyla ilgili şöyle konuştu: "Şu anda yatlarımızın yurt dışına çıkışları yasaklanmış durumda. Bugün feribotların yurt dışı çıkışının son günü olarak bize bildirilmişti ama o kalktı. Feribotların yurt dışı çıkışı devam edecek ama ticari yatların yurt dışı çıkışı maalesef durduruldu ve henüz kaldırılmadı. Çok yakın zamanda da kaldırılma ihtimali de ben görmüyorum. Eğer biz yatlarla gemilerimizi ayırmazsak bizim diğer ülkelerin yaptığı gibi yatlarımızın geleneksel teknelerimiz olduğunu şerhini düşmezsek bu yurtdışı çıkışlarımızda ticari yatların tutulması devam edecek. Yurt dışına çıkacak olan yatların tamamının yasaklanması yerine bu port site kontrollerimizin yurt dışına çıkacak olan yatları, ticari yatları kontrol edip dışarıda tutuklanıp tutuklanmayacağına dair fikir vermeleri mümkün. Çünkü neticede port siteye kontrolün neleri kontrol edeceği, teknede neler isteyeceği malum. Dolayısıyla bunları kontrol ederek bu teknelere bence izin verilmesi lazımdı. Ama bana göre işin kolayına kaçıldı ve ticari yatların yurt dışı çıkışı durduruldu."

DENİZ HABER AJANSI